Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel 6’ncı madde üzerinde söz aldı.
Milletvekilimiz Tayip Temel, 2022 Bütçe görüşmelerinde konuşuyor #HalkınBütçesi https://t.co/H7bfTF6NBX
— HDP (@HDPgenelmerkezi) December 15, 2021
"Durmadan ekonomik mucizeden söz ediyoruz"
Temel, özetle şunları söyledi:
İktidara eleştiriler: Yeni bir ideolojinin dayatıldığı, toplumsal renklerin ve farklılıkların tasfiye edilmeye çalışıldığı bir dönemde, dar bir grubun çıkar dünyasına göre şekillendirilen bir rejim istenci ile mücadele ediyoruz. AKP ve Ortağı açıktır ki Cumhuriyetin 2’inci yüzyılına yeni bir inkâr konsepti ile giriyor.
Özellikle Aleviler ve Kürtler başta olmak üzere, halklara dönük tahammülsüzlüğün zirveye ulaşması, Kürtçeye dair sistematik tahammülsüzlük, kadın düşmanlığı ve kayyım rejimi yeni sistemin şifrelerini belirliyor. Varlığını korumuş tüm farklılıkları hedef alan bu anlayış, onları parçalayarak, ezerek kültürel bir çöl yaratmak istiyor.
Mevcut iktidar sorunları çözmek yerine daha büyük sorunlar yaratan yöntemler geliştiriyor. Haliyle, bugün yurttaşların itirazlarını iletecekleri bir muhatap bir kurum bile bulunmamaktadır. Durmadan ekonomik mucizeden, siyasal istikrardan bahsedip duranlar, aç bırakılan halklara seslenip onlara sabır telkin edip gelecek güzel günlerden bahsedip, duruyorsunuz.
Bu da yetmiyor, yaptıklarına ‘geleceği yeniden inşa etmenin ekonomik savaşı’ diyerek çöküş siyasetini meşrulaştırıyorlar. Burada başka bir akıl işliyor. Uçlaştırılmış ve kutuplaştırılmış bir iç siyaset, gündelik olarak değişen ve yer yer pazarlayıcı bir dış siyaset, halkları yok sayan, kendinden olmayan herkesi düşman gören bir anlayış; korku ve dehşet üzerinden devleti yeniden kurgulamaya çalışıyor.
Neredeyse tüm muhalefetin bastırılması, Kürtlerin eşitlik ve özgürlük talebi, kadınların mücadelesi, sol sosyalist ve demokrasi güçlerinin mücadele direnci kırılmak isteniyor. Ve en önemlisi de AKP MHP dışındaki herkesin hizaya getirilmesi hedefleniyor.
Kürtlerin eşit vatandaşlık mücadelesi: Özellikle 1923-1938 yılları arası dönem ile 1950 -1980 aralığı ve devam ederek, günümüze gelen devlet politikası ve siyasi hat, ibretlik derslerle dolu aslında. Tüm kimlikler inkâr siyaseti altında ezildi. Tüm değerler inkâr eksenli siyasetin başarıya ulaşması için yok edilmek istendi.
Tüm zenginlikler tekçi zihniyet ile bastırıldı. Cumhuriyet tarihi boyunca sistematik olarak devreye konulan darbelerin, askeri müdahalelerin, muhtıraların ve ekonomik krizlerin varlığı topluma büyük bedeller ödetti. AKP, yarattığı bu belirsizlik içinde bugün toplumla savaş halindedir, hukukla savaş halindedir, kadınlarla, gençlerle savaş halindedir, adalet ile savaş halindedir, doğa ile savaş halindedir, işçi ve emekçi ile savaş halindedir. AKP, en çok da Kürtler ile savaş halindedir.
"İktidar bu fırsatı kaçrdı"
Kürtlere saldırmak için kapı kapı geziyor iktidar. Oysa Amerika ve Rusya artık kaba çelişkiler ile değil karşılıklı mutabakat ile Ortadoğu’ya giriyor ve planlar yapıyorlar.
O yüzden Türkiye’nin bu çelişkilerden yararlanma zemini kalmamıştır. Türkiye şu süreçte ne Rusya’ya ne ABD’ye dayanarak yeni Osmanlıcılık anlayışıyla Ortadoğu’nun etkin gücü olamaz. Bunu sadece demokratikleşerek, Kürt sorununu çözerek yapabilirdi. Ancak mevcut iktidar artık bu fırsatı da büyük oranda kaçırmıştır.
Ancak biliyorsunuz Arap Birliği bile açıkça Türkiye’nin yürüttüğü savaş politikasına, Suriye ve Irak’a yönelik askeri yönelimler içinde olmasına karşı çıkmaktadır. Artık iktidarın ‘teröre karşı mücadele ediyorum’ tezine kimse inanmıyor. Arap ülkeleri, terörist gördüğü örgütlerle İktidarın ilişki içinde olduğunu biliyor. Türkiye’nin tüm Arap ülkeleri için istikrarsızlık odağı haline geldiğini görüyorlar.
Kürt sorunu, defalarca ifade ettiğimiz üzere bu ülkedeki en köklü sorundur. Bu soruna doğru temelde yaklaşmayan hangi iktidar ya da anlayış olursa olsun dağılmaya mahkumdur.
Yakın döneme baktığımızda, Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün daha çeyrek asırda 8 başbakan ve 13 hükümeti eskittiğini ve siyaset dışına attığını görüyoruz.
(EMK)