Fotoğraf: Güven Yılmaz / AA
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Ekim’de ‘2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ni Meclis Başkanlığı’na sunmasıyla başlayan süreçte sona yaklaşıldı.
İlk olarak Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki hararetli tartışmaların ardından 6 Kasım’da Genel Kurul’a gelen teklif; henüz üç gündür konuşuluyor olmasına rağmen burada da birçok tartışmaya, kavgaya neden oldu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Pazartesi günü yaptığı sunumla birlikte başlayan görüşmelerde ilk gün MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay söz aldı. Akçay sadece dolar kuru ve faiz üzerinden değerlendirmeler yaparak ekonominin battığını iddia etmenin "yalan, kara propaganda" olduğunu söyledi.
Akçay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle siyasi istikrarın sağlandığını ve güçlü yürütme-güçlü meclis hedefine ulaşıldığını söyledi.
Dervişoğlu: Bu bütçenin sahibi burada yok
Bunun üzerine söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerde bulundu.
TBMM'nin bütçe hakkının ve yetkisinin fiilen elinden alındığını, seçilmişlerin değil atanmış bürokratların sunduğu bir bütçeyi tartıştıklarını dile getiren Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Saraydan buraya bir metin geldi, yanında da sayfalarca doküman. İçinde vatandaşın yoksulluğuna, EYT'liye çözüm yok. 3600 sözünüzü yerine getirecek kaynak yok, gençler, çocuklar, kadınlar yok. Önümüze gelen bu bütçede geleceğe dair bir umut yok ve insanımıza mutluluk yok. Bu bütçenin sahibi de burada yok. Sayın Cumhurbaşkanı, kendi bütçesini sunmaya gelmiyor. Kendi bütçesini savunma zahmetine katlanamayan bir cumhurbaşkanı elbette tartışma olacaktır. Bu bütçe neresinden bakarsanız bakınız, en başından yetim ve öksüzdür. Bu bütçe bir yokluk ve sonucu da yoksulluk bütçesidir."
Usta: Bu bütçenin sonucunda yıkım var
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ise AKP'nin şimdiye kadar 20'ye yakın bütçe yaptığını, ancak bugün yapılan bütçenin ne işe yaradığı konusunda ciddi sıkıntıların bulunduğunu savundu.
Bütçenin vizyonunun ve amacının olmadığını ve makro ekonomik çerçevesini yitirdiğini, dolayısıyla bu bütçeyle toplumun sorunlarının çözülmesinin mümkün olmadığını söyleyen Usta, "Peki bütçede olan ne var? Bu bütçede Kamu-Özel İş Birliği projelerine dolar üzerinden ödemeler var. Yandaş müteahhitlere destek var. İsraf, şatafat, saltanat var. Milyarlarca lira kazansanız dahi faiz gelirlerine vergi muafiyeti var. Bu nedenle biz bu bütçeyi yokluk ve yolsuzluk bütçesi olarak niteliyoruz. Bu bütçenin sonucunda yıkım var." dedi.
Yılmaz: Erdoğan'ın burada olmaması yasal
AKP Grup Başkanı İsmet Yılmaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bütçeyi sunmamasına ilişkin eleştirilere cevap vererek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın bütçeyi sunmasının, iç tüzüğe uygun olduğunu ve yasaların buna izin verdiğini belirtti.
Baş’a söz verilmedi
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’a görüşmeler sırasında söz hakkı verilmedi. Baş da Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bütçesinin görüşüldüğü esnada Erdoğan’ın Katar’a gitmesini eleştirdi.
Baş, “Efendi gibi gelip hesabını vereceksin. Hazırlanan bütçeyi, harcadığın parayı halka anlatacaksın. Bugün değilse birkaç ay sonra tıpış tıpış gelip, hesap vereceksin” dedi.
Baş, "Halk yoksulluktan kıvranıyor. Bu arada kendini sultan zanneden zat asgari ücretin 35 katı maaş bağlamak istiyor kendisine ve bunu kapsayan bütçeyi sunmaya bile Meclis'e gelmeye tenezzül etmiyor. 83 milyonun geleceğini belirleyen bir bütçeyi tartışıyoruz, gerçekten utanmadan, sıkılmadan bir tane memur görevlendirip onu Meclis'te bütçe sunumu için karşımıza çıkarıyorlar." Diye konuştu.
Baş, bütçe görüşmelerinde söz alma istediğinin görmezden gelindiğini belirten Baş, "Kadınların, emekçilerin, gençlerin, engelli yurttaşlarımızın haklarını ve bütçesini savunacağız" ifadesini kullandı.
12 bin sayfa için 2 gün
Basın toplantısının ardından Halk TV canlı yayınına çıkan Baş, Meclis Başkanlığı’nın milletvekillerine gönderdiği 12 bin sayfalık belgeleri gösterdi okumak için kendilerine fırsat verilmediğini açıkladı.
Baş “Bu bütçe nasıl konuşulacak, nasıl tartışılacak. Cuma günü saat 17.00’de milletvekillerine belgeleri dağıtmışlar. 12 bin sayfa belge var. 12 bin sayfada vatandaşın parasının nasıl toplanacağı ve nasıl dağıtılmasının öngörüldüğü bilgisi var. Cuma saat 17.00’de bunlar milletvekillerine geliyor. Pazartesi saat 11’de de bütçe görüşmeleri başlıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Hiç uyumadan, yemek yemeden, su içmeden saatte 200 sayfa okumak lazım demek. Bizimle dalga geçiyorlar.” dedi.
Buldan: Saraya kemer gevşettiren, halka ise kemer sıktıran bir bütçe
Aynı gün HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da Genel Kurul da söz aldı. Buldan konuşmada, bütçenin, geçim derdindeki halkın değil, seçim derdindeki bir iktidarın bütçesi olduğunu söyledi. Önlerine gelen bütçenin adaletsizliği ve eşitsizliği daha da çoğaltacağını ifade etti:
“Bu halkın bütçe hakkının yok sayıldığı, katılımdan uzak, sarayın emir ve isteğine göre hazırlanan bir bütçedir. Asgari ücret artışı başta olmak üzere grubumuzun bütçeye ilişkin verdiği tüm değişiklik önergeleri bir bir reddedildi, çünkü bu bütçe retçi iktidarınızın bütçesidir. Bu bütçe ekmeği büyütme bütçesi değildir, halkın sofrasındaki ekmeği daha da küçültme, yoksulluğu, açlığı daha da büyütme bütçesidir.
"Saraya kemer gevşettiren, halka ise kemer sıktıran bir bütçedir. Toplumsal barış taleplerini ve bu ülkenin çoğulculuğunu, farklılıkları reddeden tekçi sistemin retçi bütçesidir. Kadınları ve eşitlik talebini reddeden, erkek düzeninin bütçesidir ve bu bütçe, iktidarınızın son bütçesidir, dönüşü olmayan gidişinizin bütçesidir. Geldiğimiz nokta, Türkiye toplumunun talep ve ihtiyaçlarıyla iktidarınızın tercihleri keskin bir şekilde ayrışmıştır.”
"Ekonomik kurtuluş savaşı" sözlerini eleştiren Buldan, "Bir de kalkmış 'ekonomik kurtuluş savaşı' diyorsunuz, evet; sizinki ekonomiyi değil, tek adamı kurtarma savaşıdır” diye konuştu.
Sancar: Ucuz emek cenneti
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar “Hakikat halkın bizzat yaşadığı yerdedir, sokaktadır, manavdadır, pazardadır, markettedir. TÜİK'in rakamlarıyla bu hakikati gizleyebileceğini sananlar çok büyük yanılıyorlar, yanıldıklarını da çok gecikmeden, çok büyük darbelerle öğreneceklerdir. Halkın kendilerine vereceği büyük dersle bu hakikatin farkına varacaklardır" dedi.
Yeni bir ekonomi modelinden söz edildiğini oysa bu ekonomi modelinin yeni olmadığını ve daha önce de denendiğini ifade eden Sancar, "Asıl yapılmak istenen bu ülkeyi ucuz emek cennetine çevirmektir, daha doğrusu küresel sermaye için ucuz emek cenneti, bu ülkenin halkları için ise bir cehenneme dönüştürmektir." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu: Tek göreviniz el kaldırmak ve indirmek
Aynı gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bir konuşma yaptı. İktidarın, tek kişilik bir hükümet olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, AKP ve MHP'li milletvekillerine, “Tek göreviniz el kaldırmak ve indirmek” dedi.
Kılıçdaroğlu “Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğan'dır. İnanmıyorsunuz değil mi bana? Peki, ispat edeceğim. 180 milyar lira olan faiz ödeneği bu bütçede 240 milyar lira oldu. Hani siz faize karşıydınız?" dedikten sonra Türkiye'de bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 63'ünün dolar olarak tutulduğunu ifade etti.
AKP sıralarından "Değişecek." şeklinde laf atıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Daha da artacak, göreceksin." görüşünü savundu.
Kılıçdaroğlu “Dolarla borçlandılarsa Amerika'daki enflasyon, euroyla borçlandılarsa Avrupa Birliği'ndeki enflasyonu da sırtımıza yıkıyorlar” dedi. Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri sarf ederken sağ elini sol eline vurduğu hareketi, Meclis’te gerginlik yaşanmasına neden oldu.
Bu sırada AKP ve MHP sıralarından Kılıçdaroğlu’na tepki yükseldi. Kılıçdaroğlu'nun doların yükselmesini ve dolarla rüşvet alanları eleştirerek devam ettiği konuşması, uzun süre uğultularla bastırıldı.
Bu sıralarda AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan'ın en az 10 kez Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanlığını kastederek “Aday mısın?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu da, “Benim adaylığım neden seni bu kadar ilgilendiriyor. Geliyor gelmekte olan” diye yanıt vererek konuşmasına devam etti.
Ünal, Kılıçdaroğlu’na ceza verilmesini istedi
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından söz alan AKP’li Mahir Ünal, “Sayın Genel Başkan bu meclisin bir itibarı kalmadı ifadesini kullandıysa da bu Gazi Meclis’in itibarı yerindedir. Bir genel başkanın kürsüde genel ahlak kurallarına aykırı bir şekilde hareketi, iç tüzük 160’a göre kınama cezasını gerektiriyor. Ara vermenizi ve bunu değerlendirmenizi talep ediyoruz” dedi.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop daha sonra birleşime ara verdi.
Oktay: Zorba tavırlarınızı hayretle izliyoruz
Dönüşte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay söz aldı. Oktay 2022 bütçesiyle ilgili eleştirilere yanıt verdi.
Fuat Oktay özetle “Milletin kürsüsünden hareket çekenlere, millet öyle bir hareket çeker ki ömür boyu kendinize gelemezsiniz. İşi gücü bırakıp devlet kurumlarının kapısına dayanan zorba tavırlarınızı ise hepimiz hayretle izliyoruz. Elinizde taş, sopa, molotof eksik; onu da görsek artık şaşırmayacağız. Ne de olsa farklı ittifaklar içerisindesiniz" dedi.
Özel'den Oktay'a: Hadsiz atanmış
Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Oktay’a "Hadsiz atanmış" dedi.
Oktay'ın sözlerine yönelik Özel, "Millet hareket çekecek’ diyorsun ya cesaretiniz, kendinize güveniniz varsa getirin milletin önüne sandığı, millet hareketi kime çekecekmiş görün. Her yerde sordum, bir kez de burada soruyorum; sizin yerinize manşet atan, günü gelirse küfreden, hedef gösteren gazeteniz 6 farklı zamanda 'şerefsiz bunlar', 'darbenin finansörü 15 milyarla Birleşik Arap Emirlikleri' dedi. Bu adam, aynı adam. Geldi, vermedi ama vereceğini söyleyip 10 milyar doları gösterdi. Sizi dolarla terbiye etti. Bu işin bir tarifesi varsa sana soruyorum hadsiz atanmış, FETÖ'nün Türkiye'ye gelmesinin tarifesi nedir?" ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine söz alan Mahir Ünal ise Özel'e, kullandığı ifadeleri iade ettiğini, Özel'in ifadelerinin, haddi aştığını söyledi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP'li Özel'e, "Kim olursa olsun burada hakaret hakkı yok." tepkisini gösterdi.
Tartışma çıktı
Buna karşılık söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “Hadsiz', bir eleştiridir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla muhalefetle bu kadar ağır polemik yapan insan da muhalefetin bu orta dozdaki eleştirilerine tahammül edecek" diye konuştu.
Altay'ın, TBMM Başkanı Şentop'a, "Meclis Başkanı olarak siz atanmış Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nı savunmayacaksınız. Savunacaksınız Meclis'i savunacaksınız." demesi üzerine tartışma çıktı.
TBMM Başkanı Şentop, Altay'a, "Meclis İçtüzüğünde 'Temiz bir dil kullanılır' diyor. Bununla ilgili ben ikaz ederken, burada Meclis'i, İçtüzüğü savunuyorum. Sen mi tayin edeceksin benim ne söyleyeceğimi? Sana mı soracağım ben ne konuşacağımı? Hadi oradan." karşılığını verdi.
İkinci gün
Tartışmanın ardından Şentop ilk günün birleşimini kapattı. 7 Aralık’ta Genel Kurul Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Gençlik ve Spor bakanlıklarının bütçelerini görüşmek üzere yeniden toplandı.
AKP Amasya Milletvekili Hasan Çilez, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, el hareketi nedeniyle özür dilemesini istedi. Çilez muhalefetin eleştirilerinin dar ve sığ olduğunu söyledi.
Aynı gün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, görüşmelere katılarak konuşma yaptı. Gün bu şekilde kapandı.
Üçüncü gün
Oturumlarda üçüncü gün HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin basın toplantısıyla başladı. İçişleri ile Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarının bütçe görüşmeleri öncesinde Çepni "Toplumun neredeyse yarısı açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor. Halkımız her gün yeni zamlarla karşı karşıya kalıyor" dedi.
Çepni bütçenin hazırlanma aşamasında halkın hiçbir katılımının olmadığını söyledi. Ortada bir kriz olduğunu ifade eden Çepni, "İnsanlar açlıkla karşı karşıya. Toplumun neredeyse yarısı açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor. Halkımız her gün yeni zamlarla karşı karşıya kalıyor. Bugün aldığını yarın aynı fiyata alamaz durumda. Beslenme, barınma koşulları şu anda gerçek anlamda belirsizlik barındırıyor. Ülkede milyonlarca insan, bırakın yarınını bugününü düşünür durumda." diye konuştu.
Girgin-Soylu tartışması
Ardından görüşmeler başladı ve CHP Grubu adına Muğla Milletvekili Süleyman Girgin söz aldı. Girgin Türkiye'nin, iktidarın politikaları yüzünden bir yandan beyin göçü verdiğini, diğer yandan Orta Doğu ve Orta Asya kökenli vasıfsız iş gücü istihdam eden merdiven altı KOBİ sistemine evrildiğini söyledi.
Konuşmasında "Mafyadan her ay 10 bin dolar alan siyasetçi kim?" sorusunu yönelten Girgin'e, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kılıçdaroğlu'na sor" karşılığını verdi.
Arık, bebek maması getirdi
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık ise "TÜBİTAK'ın, üniversitelere proje başına ortalama 35 bin lira kaynak aktardığı bir ülkede ben hangi bilimi anlatayım?" dedi.
Yanında getirdiği bebek mamasını milletvekillerine gösteren Arık, "Ülkemde çocuk maması kilit altına alınmışken, ben nasıl bilim ve teknolojinin bütçesini konuşabilirim? Bu bütçe milletin bütçesi olsaydı yeni doğan bebeğin maması kilit altına alınır mıydı?" sorusunu yöneltti.
Tarhan: Sanayiciyi sağmal inek gibi görüyorsunuz
CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan da, bütçede bilim, teknoloji ve sanayinin olmadığını öne sürerek, "Satılan fabrikalarımız, yok olan milli değerlerimiz var" dedi.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulan yerli ve milli fabrikaların, AKP döneminde tek tek kapatıldığını anlattı. Tarhan şunları söyledi:
"Kendi kağıdımızı ürettiğimiz SEKA, dokumacılıkta bir dünya markası Sümerbank kapatıldı. Yetmedi, şeker fabrikalarını, TÜPRAŞ'ı, PETKİM'i, TEKEL'i, onlarca fabrikayı 'zarar etti' gösterip sattınız. 'Milli tank yapıyoruz' dediniz, Tank Paleti Katarlılara; 'ulusal güvenlik' dediniz, TürkTelekom'u Lübnanlı şirkete hediye ettiniz. 'Yerli ve milli' diye sloganlar attınız, ulusal güvenlik meselesi olan iletişimi ve savunmayı yabancılaştırdınız. 'Yerli milli otomobil yapacağız' dediniz, hiç üretilmeyen Saab modeli için 47 milyon avroyu çöpe attınız.
“İktidar, fabrika yapmadı, ülkeyi AVM'lerle doldurdu. Milleti AVM'lere mahkum ettiniz, küçük esnafı yok ettiniz. Yılbaşından bu yana sanayide maliyet artışları yüzde 55'i aştı. Siz de 'Enflasyonu düşüreceğiz' hayalleriyle milleti oyalıyorsunuz. Sanayiciyi sağmal inek gibi görüyorsunuz, sağa sağa sütünü bitiremediniz. Sanayicinin ödediği vergiler yetmedi, toplayıp tehdit edip 'Bağış yapacaksınız' dediniz. Bu gidişle korkarım, sütü bitince de etinden faydalanacaksınız."
Kürsüde kavga
Ardından kürsüye gelen CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da Süleyman Girgin gibi "Mafyadan her ay 10 bin dolar harçlık alan milletvekili kim? Bunu söyleyeceksiniz” dedi.
Tezcan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu göstererek, "Siz bu işin müştekisi olamazsınız. Eğer açıklamazsanız bu işin ya müfterisi ya da müştereği olursunuz. Bunun için açıklamak zorundasınız" diye konuştu.
Soylu, Tezcan'ın, "Sezgin Baran Korkmaz'ın kaçırılmasını, 'Devlet kararıdır' diye açıkladınız" demesi üzerine, "Yalan söylüyorsun, devlete iftira atıyorsun. Sen ilk önce Aydın'daki mafyaların hesabını ver." karşılığını verdi.
Tezcan, "Mafya liderine dönüş bileti, Sezgin Baran Korkmaz'a kaçış bileti oldun mu Sayın Bakan?" diye sordu. Bunun üzerine Soylu, "Sezgin Baran Korkmaz'ı CHP'ye sor. Birlikte yattılar kalktılar, kendi grubunuza sorun. Kusacaksınız hepsini." diye tepki gösterdi.
Bülent Tezcan’ın ardından konuşan CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın kürsüde İçişleri Bakanı Soylu'nun Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına binerken ki fotoğrafını gösterdi.
Aydın, "Sezgin Baran Korkmaz'ın uçağına binerken fotoğrafınız çıktı, 'Başka uçak yoktu, ne yapayım?' dediniz" demesi üzerine Soylu, "Sahtekarca yalan söylüyorsun" şeklinde karşılık verdi.
Aydın, Soylu’ya "Aynen iade ediyorum" diyerek karşılık verdi ikili birbirinin üzerine yürüdü. Bu sırada CHP ile AK Parti milletvekilleri arasında yumruklu kavga çıktı. Gerginliğin sürmesi üzerine, TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, birleşime ara verdi.
Birleşimin açılmasının ardından Bilgiç, Meclis'in mehabetine yakışmayan hareketler yaşandığını belirterek, milletvekillerini, görüşmelerin Meclis'in saygınlığına ve İçtüzük hükümlerine göre yürütülmesine yardımcı olmaya çağırdı.
"Beni İçtüzük hükümlerini, disiplin hükümlerini uygulamakla baş başa bırakmamanızı rica ediyorum" diyen Bilgiç, kürsüye gelen milletvekillerinin kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanmamasını istedi. Bilgiç, bu yönde tutum sergileyenlerin sözünü keseceğini vurguladı.