Türkiye Tabipler Birliği (TTB) İstanbul Tabip Odası Hukuk Danışmanı avukat Meriç Eyüboğlu, kürtajda eşin rızasının aranmasının üst hukuk normlarına aykırı olduğunu belirtti.
“Tabip Odası’nın avukatı olarak şunu söylemem lazım; dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kürtaj tartışmaya açılana kadar 1983 tarihli bu yasayla ilgili hiçbir sorun yaşanmıyordu” diyen Eyüboğlu, Erdoğan’ın “kürtaj cinayettir” sözlerinin ardından, bu konuda adı konmamış bir denetim yaşandığını ifade etti.
“Kürtajla ilgili bakacağımız kanun maalesef 1983 tarihli Nüfus Planlaması Hakkında Kanun. Bizim cinselliğimizle, bedenimizle, çocuk doğurup doğurmamızla ilgili bir kuralın Nüfus Planlanması Hakkında Kanunla düzenlenmesi de zaten devletin yaklaşımını gösteriyor.
“Bu kanunun 6. Maddesinde gebeliğin sona erdirilmesinde izin düzenlenmiş durumda. A Bu madde diyor ki, ‘Eğer evlilik söz konusu ise eşin de rızası gerekir’.
“Kürtaj resmen yasaklanmasa da fiili yasaklamalar başladığından beri, bu 6. maddenin işletilmeye başladığını gördük. Sadece kadınlar değil, hekimlerden de Tabip Odası’na başvurular geliyor. Çünkü bu konuda adı konmamış bir denetim yaşanıyor.
“Bu maddeden hareketle deniyor ki ‘eşin rızası gerekir’, hatta abartıyorlar ve ‘eşin bizzat gelmesi gerekir, hekimin görmesi gerekir’ gibi şeyler söyleniyor. Ancak madde, eşin hastaneye gelmesini, hekimi görmesini gerektirmiyor. Yazılı bir onay vermesi de yeterli.”
“Uluslararası sözleşmeler ‘karar kadının’ diyor”
Eyüboğlu, eş rızası maddesinin yasanın dışına çıkılarak uygulanmaya çalışıldığını söylerken, bu maddenin aslında Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu vurguladı:
“Burada söz konusu olan en nihayetinde bir yasa. Ama bu yasanın yanı sıra çok sayıda uluslararası sözleşme var. Bu sözleşmelerin bir bölümü doğrudan kadınlara yönelik ihlallerde devlete yükümlülük veren sözleşmeler. Bir bölümü ise genel insan haklarına yönelik sözleşmeler. Fakat söz konusu kadının bedeni olduğu için kararın kadın tarafından verilmesi gerektiği genel bir yaklaşım olarak benimsenmiş durumda.
“Uluslararası sözleşmeleri bir tarafa bırakalım; Anayasa’da 17. madde kişinin maddi manevi varlığını geliştirme ve koruma hakkını düzenler. Sağlık hakkı da 56. maddeyle güvence altında. Yaşam hakkı zaten hem ulusal hem düzeyde koruma altında bir haktır.
“Sözün özü, hem ulusal hem uluslararası düzenlemelere baktığımızda 6. Maddede hukuka aykırılık olduğunu görüyoruz. Nitekim yasaların, anayasaya ve uluslararası sözleşmelere uygun olması gerekir. Nüfus Kanunun kürtajda eşin rızasını arayan madde üst hukuk normlarına aykırıdır. Bu nedenle de hukuken değerlendirilmeye alınmaması, yok hükmünde kabul edilmesi gerekir.”
“Acil müdahale gerekirken eş rızası aramak hata”
Eyüboğlu, İzmir’de sevgilisi tarafından pompalı tüfekle yaralanan ve kürtaj olmak isteyen A.K. örneğinde de bu 6. Maddeden kaynaklı bir sıkıntı yaşandığını hatırlatırken, şunları söyledi:
“Bugün gündeme gelen örnekte A.K., kolunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Önemli bir sağlık problemi geçiriyor ve acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç var. Böyle bir durumda eş var mıdır, yok mudur aramak zaten acil durumda hastaya müdahaleyi zorunlu kılan düzenlemeler açısından hata olur.
“Dünyanın hiçbir yerine hiçbir kadına ‘eşin imza atmazsa kolun kesilir’ denilebileceğini sanmıyorum.”
Eyüboğlu sözlerini “Kürtaj haktır karar kadınların” diyerek bitirdi. (ÇT)