Haberin İngilizcesi için tıklayın
İçişleri Bakanlığı'nın Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarını görevden alıp yerlerine kayyum atamasıyla ilgili olarak Süryani Dernekleri Federasyonu, "Son yıllarda Türkiye'de seçimlerin herhangi bir değeri kalmamıştır" diyerek bir açıklama yayınladı.
Sıkıyönetim, olağanüstü hal ve kanun hükmündeki keyfi kararnamelerle, insan hakları ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı belirtilen açıklamada, "AKP-MHP ırkçı, dinci ittifakı ile tek adam rejimi hayatın her alanına hakim kılınmaya çalışılmaktadır" denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Demokratik yönetim biçiminin temel özelliği, halk iradesini ortaya koyan seçimlerdir. Ancak son yıllarda Türkiye'de seçimlerin herhangi bir değeri kalmamıştır. Çünkü AKP-MHP ittifakı ile seçimle göreve gelen HDP'li Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve Belediye Meclis
üyeleri ve siyasetçiler değişik gerekçelerle görevlerinden alınmakta ve bir çoğu cezaevine konulmaktadır. Bu anti-demokratik ve ırkçı zihniyet gücünü darbeci bir ideolojiden almaktadır.
"Türkiye halklarında büyük bir güvensizlik yarattı"
"Bu nedenle Türkiye'de farklı etnik, dini, mezhepsel ve toplumsal kimliklere sahip olan bütün grup ve kesimler her türlü baskılara maruz kalmaktadırlar. Türkiye tarihi asker ve hükümetler eliyle gerçekleştirilen darbelerle her zaman demokratik haklar askıya alınmış ve muhalefet şiddet araçları ile sindirilmeye çalışılmıştır. Sıkıyönetim, olağanüstü hal ve kanun hükmündeki keyfi kararnamelerle, insan hakları ve özgürlükler rafa kaldırılmıştır. AKP-MHP ırkçı, dinci ittifakı ile tek adam rejimi hayatın her alanına hakim kılınmaya çalışılmaktadır. Türkiye'de demokrasiye, barışa, özgürlüklere sahip olmak için her türlü mücadele biçimi suç sayılmaktadır.
"AKP-MHP hükümeti dünyanın gözleri önünde seçim sonuçları istedikleri gibi olmadığı için, ya tekrarlamakta ya da yok sayarak halkların iradesini kayyım aracılığı ile gasp etmektedirler. En son bugün sabah (19 Ağustos) saatlerinde Diyarbakır, Mardin, Van büyükşehir belediye Eş başkanlarına karşı Sarayın emri doğrultusunda ve İçişleri Bakanlığının harekete geçmesi ile siyasi bir darbe
yapılmıştır. Hukuki hiçbir gerekçeye dayanmayan bu anti-demokratik darbe, insanlığın evrensel değerlerini hiçe sayılarak, polis gücü ile gerçekleştirilmiştir. Bu uygulama Türkiye halklarında büyük bir tedirginlik, huzursuzluk ve güvensizlik yarattığı gibi, Türkiye'nin itibarını uluslararası düzeyde de düşürmüştür. Türkiye ve dünya kamuoyu bu darbeci zihniyete karşı demokratik bir tutum geliştirmeye ve halkların iradesi ile seçilmiş temsilcileri yanında yer almaya çağırıyoruz." (AÖ)