Urfa Suruç’ta 20 Temmuz 2015’te katledilen oğlu Evrim Deniz Erol’un cenaze töreninde kullandığı sözler gerekçe gösterilerek tutuklanan Besra Erol, katliamın 7. yılında hapishaneden mektup yazdı.
Elazığ Hapishenesi’nden basına mektup gönderen Besra Erol,“33'lerin yoldaşlarının kendisini hiç yalnız bırakmadığını” söyledi.
Erol’un mektubu şöyle:
Sutuç’ta katledilen 33 Düş Yolcusunun değerli aileleri, ilk günden bu yana bizi yalnız bırakmaya saygıdeğer dostlar.
Elazığ cezaevinden hepinize selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Sizler 7 yıldır bıkmadan usanmadan bütün dünyaya evlatlarınızın düşünü ve sevdasını anlattınız. Onların genç öğrenci idealist yurtsever devrimci insanlar olduğunu anlattınız. Belki bu gün sesimizi duymayacaklar ama bizim çığlığımız bütün Dünyada yankılandı.
Tarih, Kobaneli çocuklara sevgi ve umut götürmek isteyen güzel gençleri asla unutmayacak, onların isimleri tarihe altın harflerle yazıldı. Benim yüreğimin parçası, gözlerimin ışığı dertlerimin ortağı Evrim Deniz’ime ne söylesem yeterli gelmiyor, yüreğim soğumuyor. Bir anne 9 ay karnında taşıdığı, büyürken her anına tanıklık ettiği evladını, ciğerparesini yitirdiğinde hep aynı şeyi söyler; Keşke gül kokulu oğlumun gadasını ben alaydım. Allah bize bu acıları yaşatanlara gün yüzü göstermesin.
Sizlerde biliyorsunuz bizim çocuklarımıza kıyanlar dışarıda ama ben 58 yaşımda oğluma, değerlerime sahip çıktığım için 7,5 yıl ceza aldım ve 4 yıldır cezaevindeyim.
Bu ülkede adalet bizler için zaten yoktu var olan da Suruç'ta, Diyarbakır'da Ankara garında ve daha birçok yerde yok oldu. Benim alnım açık başım diktir. Bizler evlatlarımızla gurur duyuyoruz. Onlar da kendi karanlık zihniyetlerinde kaybolup gidecekler.
Değerli evlatlarım ben yitirdiğimiz canlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum. Sizlerin emeği ve çabasını da çok değerli buluyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Gelecek anmada aranızda olmayı can-ı gönülden istiyorum. Tüm yüreğimle inanıyorum ki; Bizler Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri ve Tutsak Anneleri olarak bu topraklara barışı getireceğiz, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Yanımda bulunan kadın arkadaşlarımın da selam ve sevgilerini iletiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ne olmuştu? |
20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı gerçekleşti. Meydana gelen patlamada 33 kişi ve saldırgan hayatını kaybetti. Saldırıda ölenlerin isimleri: Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Uğur Özkan, Nartan Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Kasım Deprem, Alper Sapan, Cemil Yıldız, Okan Pirinç, Ferdane Kılıç, Yunus Emre Şen, Çağdaş Aydın, Alican Vural, Osman Çiçek, Mücahit Erol, Medali Barutçu, Aydan Ezgi Salcı, Nazlı Akyürek, Serhat Devrim, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Murat Yurtgül, Erdal Bozkurt, İsmet Şeker, Süleyman Aksu, Büşra Mete, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Nuray Koçan, Vatan Budak, Mert Cömert. Bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin, Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi. Saldırıyla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015’te “dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi. Dava süreciUrfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın katliamın üzerinden 18 ay geçtikten sonra hazırladığı iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Sanıklardan Yakup Şahin, Ankara Tren Garı patlaması şüphelisi olarak tutukluydu. Diğer sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Ballı ise iddianameye göre, Suriye’de. Suruç Katliamı’yla ilgili dava, olaydan 21 ay sonra, 4 Mayıs 2017’de Hilvan’daki Urfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nün içerisindeki Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Firari olmayan tek sanık duruşmaya katılmadı. Katliama ilişkin, 9 Ocak 2017’de görülen kamu görevlilerinin yargılandığı davada, dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verildi, ceza 12 takside bölündü. Kamu görevlilerinin yargılandığı ikinci davada ise sanık olarak iki polis var. Polisler Suruç Asliye Ceza Mahkemesin'de "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılanıyo |
(EMK)