Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı
Haberin Kürtçesi için tıklayın
IŞİD’in saldırısıyla 33 gencin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı'nın 7. yılında polis İstanbul Kadıköy’deki anmaya müdahale etti. Halitağa Caddesi’ndeki basın açıklamasının ardından yürüyüş yapmak isteyen 106 kişiyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınanlar Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Buruda, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna muhalefet etmek” iddiasıyla ifadeleri alındı.
Gözaltındaki 16 kişiye “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna muhalefet etmek” suçlamasının yanı sıra “Polise mukavemet” suçlaması yöneltildi.
16 kişinin savcılığa sevk edilirken 90 kişi serbest bırakıldı. Savcılık ifadelerinin ardından da 14 kişi adli kontrolle serbest bırakıldı. 2 kiş ise tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi.
TIKLAYIN - Suruç'ta öldürülen oğlu Evrim için yazdı: Yüreğim soğumuyor
Türkay: Her şey biliniyordu, önlem alınmadıKadıköy’deki eylemde konuşan Suruç yaralısı Koray Türkay, katliam öncesi bombayı patlatan kişi dahil her şeyin bilinmesine rağmen önlem alınmadığını söyledi. “Katliam yapıldıktan sonra gören gözler kör duyan kulaklar sağır numarası yaptı. Katliam günü yapılan ihmallerin sorumluluğu 3 polise yıkılarak para cezası verildi” dedi. Ceza verilen polislerin istihbarat raporlarına da dikkat çektiğini dile getiren Türkay, “Kendisi kadar amirlerinin de suçlu olduğunu söyledi ancak onlar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Katliamdan sonra yapılan ilk hukuki işlem dava dosyasına gizlilik kararının konulması oldu. Bizim adalet mücadelemizle eş zamanlı konulan bu gizlilik kararı aynı zamanda bizim de ilk adalet taleplerimizden biri oldu” diye konuştu. “Görmezden gelindi”Mahkeme salonlarında yapılan hukuksuzlukları sokakta anlattıklarını dile getiren Türkay, “Katliam davasında geldiğimiz aşamada davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin ve 3 polis memuruna ceza verilerek dosyanın kapatılmak istenmesidir. Mahkeme heyetinden aydınlatılmasını istediğimiz noktalar hala karanlık. Katliamdan hemen sonra dosyaya konulmasını istediğimiz görüntüler aradan 7 yıl geçmesine rağmen halen eksik. İstihbarat raporlarına rağmen katliamı engellemeyen kamu görevlileri hakkında yaptığımız suç duyuruları görmezden gelindi” ifadelerini kullandı. “Herkes için adalet”7 yıldır adaletin sağlanmadığını bunun yerine ise adalet isteyen ailelerin cezalandırılmak istendiğini dile getiren Türkay şöyle devam etti: “7 yıllık adalet yürüyüşümüzde karşımıza onlarca engel çıkarıldı. Düş yolcularımızı anmamız engellendi. Düş yolcularının adına verdiğimiz adalet plaketi törenlerimiz yasaklandı. Antep bölge idare mahkemesi Suruç’ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusu için ‘Yüzde 50 kusurlular’ kararı Verdi. “Biz karşımıza çıkarılan bütün bu engellere rağmen adalet mücadelemizden vazgeçmedik. 7 yıllık adalet mücadelemiz boyunca adalet mücadelemizi sadece Suruç katliamı ile sınırlı tutmadık. Başta Amed ve Ankara katliamları olmak üzere bu topraklarda yaşanan bütün adalet mücadelelerini kendi adalet mücadelemizin konusu yapmaktan geri adım atmadık. Rabia Naz’dan Hande Kadere, Gülistan Doku’dan Soma madenlerinde katledilen madencilere kadar. Sivas katlimından Çorlu tren katliamına kadar bu topraklarda adalet mücadelesi yürütenleri nefesimizin yettiği kadar haykırdık, Suruç için adalet isterken onlar içinde adalet istemeye devam ettik. Bundan sonra da Suruç için adalet herkes için adalet demeye devam edeceğiz.” |
(HA)