* Fotoğraf: Burak Özgüner
“Ben Diyarbakır’da bu kadar kedi olduğunu bilmiyordum. Savaş olunca hepsi ortaya çıktı. Köpekler gezgin hayvanlar, yemek bulmak için Sur’dan çıkmışlar. Ama kediler çok kötü durumda, terk edilmiş binalarda saklanıyorlar ve çok açlar... Güvercinler ise insanlar evlerini terk etmek zorunda kalınca açlıktan öldüler. Binlerce güvercin gitti. Diyarbakır’ın güvercin kültürü yok oldu neredeyse...”
Diyarbakır Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği ve HAYTAP üyesi Sevgi Ekmekçiler, 3 aydır sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği Diyarbakır’daki hayvanların durumunu böyle özetliyor.
* Fotoğraf: Burak Özgüner |
Hayvan hakları savunucuları, Sur’daki hayvanların çatışma bölgelerinden çıkarılmaları, yaralı hayvanların tedavileri ve açlıktan ölmemeleri için çalışmalarına devam ediyor.
İstanbul'dan hayvan hakları savunucusu Zuhalce Arslan, Şubat ayı başında Sur’da aç ve/veya yaralı 60 kedi ve 10 köpeği Sur’dan alarak Adana, Ankara, İzmir ve İstanbul’a getirdiklerini söylüyor. Hayvanların tedavileri yapılıp kısırlaştırıldıktan sonra evlere, bahçelere ve ya parklara yerleştiriliyorlar. Bugün tekrar yola çıkan ekip, yarın Diyarbakır’da olacak ve ulaşabildiği tüm hayvanları toplayıp İstanbul’a getirecek.
Hem Ekmekçiler hem de Arslan, Diyarbakır’da bu koşullar altında hayvanların yaşamasının mümkün olmadığını, bu nedenle hepsini taşımaları mümkün olmasa da, imkan varken olabildiğince çok hayvanı şehirden çıkarmak istediklerini anlatıyor.
Ekmekçiler “Ya açlıktan ölüyorlar, ya kurşunla vuruluyorlar, ya şarapnel parçalarıyla yaralanıyorlar ya da araçların altında ezilip ölüyorlar. Sur’da yaşamaları artık çok zor” diyor.
Bu konuda konuştuğum herkesin vurguladığı bir nokta: “Her gün en az 2-3 kedi zırhlı araçların altında ezilerek ölüyor. Kasten yapılmıyor ama askeri araçlar çok yüksek ve sürücüler küçücük hayvanları göremediği için ezip geçiyorlar.”
"İnsan hakları ve hayvan haklarını ayırmıyoruz"
Ekmekçiler "İnsanlar için de çok kötü, hayvanlar için de. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyoruz" diyor. Sur'da yaralanan, mahsur kalan, ölen o kadar insanın yanında sokak hayvanları konu dışı kalıyor.
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nden (HAKİM) Burak Özgüner, "Biz insan hakları, hayvan hakları ve ekolojiyi birbirinden ayırmıyoruz" diyor. Sur'a önce Çocuklar İçin Hemen Şimdi Barış Girişimi'yle gittiğini, onlardan ayrıldıktan sonra hayvanların durumunu da sahada inceleyip bir rapor hazırladığını anlatıyor:
“Sur'da sokaklar kedi cesedi doluydu. Bir anda yasak ilan edilen mahallelerde insanların beslediği kuşlar, zincirli köpekler kaldı. Biz oraya gittiğimizde bir köpeğin 14 gündür bağlı olduğunu öğrendik. Polislere hayvanı çıkartmak için dil döktük ama izin verilmedi ve o hayvan öldü. Ateşli silahla vurulmasa bile birçok hayvan bu şekilde öldü.”
“Barikatların önüne mama döküyoruz, kediler geliyor”
* Fotoğraf: Burak Özgüner
Peki tüm bu çatışmaların ortasında hayvanları nasıl besliyorlar? Yasaklı mahallelere girebiliyorlar mı? Hayvanlar nelerde saklanıyor? Ekmekçiler yanıtlıyor:
“Kedilerin çoğu Gazi Caddesi’nde ama oradan çok fazla zırhlı araç geçtiği için güvenli değil. Ocak ayı başında Peynirciler Çarşısına kadar gidip hayvanları besleyebiliyorduk. Şimdi Ulu Cami’nin ötesine geçmemize izin vermiyorlar.
“Bakırcılar çarşısında çok fazla kedi var. İskenderpaşa’da yasağın kalkması ve insanların dönmeye başlamasıyla hayvanlar da biraz rahatladı.
* Fotoğraf: Zuhalce Arslan
“Sur’da polis noktalarına gidip mama bıraktığımızda kediler koşarak geliyor. Kediler genelde terk edilmiş evlere sığınmışlar. Mamayı yiyip dönüyorlar. Bazı kediler sıcak için polis noktalarına gidiyor. Bazı polisler de kumanyalarını kedilerle paylaşıyorlar. Bazı polisler de mama döküyoruz diye kızıyor.
* Fotoğraf: Zuhalce Arslan
“Genellikle kadınlar olarak gidiyoruz. Bir sürü polis noktasından geçiyoruz. Polisler artık bizi tanıdı, eskisi kadar sorun yaşamıyoruz. Ama çok zor. Can güvenliğimiz yok, dolayısıyla çok fazla kişi gelmiyor.
“Biz topladığımız hayvanları Darkapı’ya çıkarıyoruz, belediye aracı gelip barınağa götürüyor. Sonra İstanbul’dan gelen araçla diğer illere yolluyoruz.”
Mama ve gönüllü veteriner desteği arıyorlar
* Fotoğraf: Zuhalce Arslan
Ekmekçiler, her gün sokağa çıkıp hayvanları beslediklerini, bunun 7 saate yakın vakit aldığını söylerken, ellerindeki mamanın tükenmek üzere olduğunu belirtiyor:
“Devletten ve derneklerden yardım göremedik ama insanlar bireysel olarak çok fazla destek verdiler, mama gönderdiler. Onlara çok teşekkür ediyoruz ama elimizdeki mamalar tükendi. Kendi imkanlarımızla hepsini beslememiz mümkün değil, çok fazla hayvan var. Lütfen insanlar bize mama göndersin. Eğer bir gün burada bizim başımıza bir şey gelirse, lütfen bu hayvanları sahipsiz bırakmasınlar...”
* Fotoğraf: Zuhalce Arslan
Arslan da kedileri ücretsiz tedavi edebilecek gönüllü kliniklere ve Diyarbakır’dan daha fazla sayıda hayvan taşıyabilecek araçlara ihtiyaçları olduğunu söylüyor:
“Çok fazla üç bacaklı kedimiz ve kör kedimiz var. İstanbul Üniversitesi’nden bir göz profesörü, kör kedilerin tedavisinin sponsorluğunu üstlendi. Böyle desteklere çok ihtiyacımız var.” (ÇT)
* Fotoğraf: Zuhalce Arslan
Destek olmak istiyorsanız Zuhalce Arslan ve Sevgi Ekmekçiler'e Facebook üzerinden ulaşabilirsiniz.