Üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüne neden oldukları için tutuklu yargılanan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın birbirlerine yazdıkları mektupta, Çet’in ölümüne ilişkin “intihar süsü” verme planı yaptıkları ortaya çıktı.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, Aksu, diğer tutuklu sanık Akand’a gönderdiği mektupta, “Bir tane yazışma resmi oğlum ya bizi buraya sokan. Başka bir şey yok. Bir tane sol üstte resim, rehber kaydına Şule yazıcan sonra yazacan ‘Elveda, kendinize iyi bakın’ filan yazacan o kadar. Ekran resmini basacan dosyaya” diye yazdı.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davanın son celsesinde, Berk Akand’ın avukatı, sanık Aksu’nun davanın ilk celsesi öncesi yazdığı mektupları delil olarak sunmuştu.
Bu mektuplarda, Aksu’nun Akand’a “Ya beraber çıkarız ya da beraber batarız”, “Uyudum diyorsun, ulan sanki benim uyuduğum yalanı aklıma gelmiyor” dediği belirlenmişti. Aksu, ağız birliği yapmaları konusunda uyarılarda bulunuyordu.
“Nasıl olsa telefonu açılmıyor”
Haberde, Aksu’nun Akand’a yolladığı diğer mektupların da ortaya çıktığı belirtildi.
Mektupların birinde Aksu, “Bilişim suçları olayı çok aklıma yatmadı. İspatlayamadığı her delil, bizim lehimize oluyor. Aklıma ne geldi. Bir screenshot’la (....) yaptılar bizi. Bir tane yazışma resmi oğlum ya bizi buraya sokan. Başka bir şey yok. Bir tane sol üstte resim, rehber kaydına Şule yazıcan sonra yazacan ‘Elveda, kendinize iyi bakın’ filan yazacan o kadar. Ekran resmini basacan dosyaya. Kızın yaptığı da bu zaten. Nasıl olsa Şule’nin telefonu açılmıyor” diye yazdı.
Avukat Tatar: Dosyayı biliyorlardı
Mektubu değerlendiren Çet ailesinin avukatlarından Onur Tatar, Akand’ın avukatının, mahkemeye toplam 40-60 sayfa arasında, 20 adet mektup ulaştırdığını belirterek şunları söyledi:
“Şule Çet, sanıklarca öldürüldüğü halde ölümünün üzerine dahi bir kompla kurulmaya çalışılmış, intihar süsü verilmeye çalışılmıştır. Mektupta, sanık Aksu, Şule tarafından atılıyormuş gibi hazırlanacak ‘elveda’ mesajının onları kurtaracağını iddia etmiştir.
“Kendisinin cezaevinde sadece bir ekran görüntüsü nedeniyle olduğunu, dolayısıyla bir başka ekran görüntüsüyle de Berk’in kurtulacağını iddia etmiştir. Esasen, işlenen cinayeti kamufle etme amacıyla düşünülen bu davranış, sanıklar arasında planlanmış, Şule’nin polisçe ilk etapta telefonunun açılmadığı bilgisi sanıklara bu yönden cesaret vermiştir.
“Sanıklar, baştan itibaren, dosyadaki gelişmelerden, toplanan veya toplanamayan delillerden haberdardır. Sanık Berk de baştan itibaren hadisenin ne olduğunu bilmekte, iştirak ettiği cinayet eylemini gizlemeye çalışmaktadır.
“Cezaevi idaresinden ihmal ya da destek var”
“Basit pusula değiş tokuşu değil, sayfalarca mektup. Akand’ın Çağatay Aksu’ya gönderdiği mektuplar dosyada yok. Havalandırma ya da çalışma esnasında değiş tokuş yapıldığı iddia ediliyor. Bu kadar mektubun bir başkasının yardımı olmaksızın değiş tokuşu mümkün değildir.
“Cezaevi idaresinin yeterince özenli olmadığı, aynı suçtan sanık iki kişinin birbirleriyle temasının yargılama boyunca devam ettiği görülmektedir. Çok açık bir ihmal ya da destek söz konusu.”
Ne olmuştu? Şule Çet, 29 Mayıs 2018'de Ankara'daki bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın intihar olduğu iddia edilmişti. Olayın ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Çağatay A. ve Berk A. soruşturma kapsamında daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Çağatay A., ilk ifadesinde Şule Çet'in intihar ettiğini öne sürerek, "Kendisine engel olmaya çalıştım, atlarken tutmaya çalıştım ama başaramadım. Atlamasın diye tutuğum sırada parmaklarımda sıyrıklar oluştu" demişti. Diğer zanlı Berk A. ise "Olay sırasında başka bir odadaydım. Neler yaşandığını bilmiyorum" ifadelerini kullanmıştı. İddianamede, iki sanık için "cinayet", "ırza geçme" ve "hürriyeti tehdit" suçlarından ceza istenmişti. Davanın ilk duruşması 6 Şubat 2019'da görülmüştü. Duruşmadan sonra, Adli Tıp'a gönderilen bazı delillerin kaybolduğu öğrenilmişti |
(TP)