Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP),Türkiye Komünist Partisi (TKP), Emek Partisi (EMEP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Suriye'ye olası müdahale ve Türkiye'nin bu müdahalenin bir parçası olmasını yazılı açıklama yaparak değerlendirdi.
Beş parti de Suriye'ye olası bir müdahaleye gerekçesi ne olursa olsun karşı çıktıklarını belirtti.
Partiler, "emperyalist güçlerin" Suriye'ye müdahaleye Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) politikalarının zemin hazırladığına dikkat çekerek Türkiye'nin bu müdahalenin bir parçası olmaması gerektiği belirtildi.
ÖDP: Müdahale meşru değil
Suriye’de iki yıldır yaşanan tüm acıların, katliam ve ölümlerin sorumlusu silah ve para yardımıyla iç savaşı geliştiren ABD ve bölgedeki işbirlikçi müttefikleridir.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), emperyalizm güdümlü politikalarla ülkemizi iç savaşın kirli üssü haline getirdi. İnsanların kalbini söken cihadist çetelerin ortaklığını yapan AKP, şimdi de sözde insanlık ve vicdan adına, askeri müdahale çağrıları yapıyor.
AKP şimdi de bölgede ve içerdeki çöküşünü savaşla durdurmaya çalışmaktadır. Suriye ile savaş, içerde ve bölgede de bir savaş anlamına gelecektir.
Ne Birleşmiş Milletler'in (BM) ne de hiçbir ülkeler koalisyonunun müdahale kararı, meşru değildir. Emperyalistler ve iç savaş kışkırtıcılığı yapan tüm bölgesel güçler Suriye’den elini çekmelidir.
Bu savaşa ve ülkemizin savaş üssü haline getirilmesine izin vermeyelim. Yeni bir 1 Mart’ı yaratacak güçle sokakları ve meydanları ülkede ve bölgede barış için dolduralım.
Kalıcı bir ateşkes ilan edilmeli, tüm yabancı güçler Suriye’yi terk etmeli, eline silah alanlar dahil yerel akımların temsiline izin verecek biçimiyle Suriye halkının kendi geleceğini belirlemesini, özgür ve demokratik bir geçişi olanaklı kılacak anayasal düzenlemeler yapılmalıdır.
TKP: Türkiye çocuklarını ölüme göndermeyecek
Şam Hükümeti'nin, halka değil terörist çetelere karşı savaştığı yolundaki beyanları bir yana, kendi askerlerinin bulunduğu bir alanda ve çatışmalarda açık bir üstünlük kurmuş durumdayken kimyasal silah kullanmasının inandırıcı bir açıklaması da olamaz.
Bu noktada AKP'yi uyarıyoruz: Dilinizden düşürmediğiniz Suriye'ye açık askeri müdahale konusunda somut bir adım atmayın ve siz siz olun gevezeliğe devam edin. Adım attığınız takdirde bunun hesabını çok ağır verirsiniz. “Gezi” günlerini mumla ararsınız.
Türkiye Komünist Partisi halkımızın tutumunu bilmekte ve iddiasını burada temellendirmektedir. Türkiye halkı, her gün masum insanların ve Suriyeli yurtseverlerin şeriatçı çeteler tarafından öldürüldüğü bu alçakça savaşın parçası olarak ne çocuklarını ölüme gönderecektir, ne de Suriyeli kardeşlerine tek bir kurşun sıkacaktır.
Çünkü ölmek ve öldürmekten daha iyi bir seçeneğimiz var: AKP'yi alaşağı etmek. AKP'yi alaşağı ederek ABD'yi kovmanın, komşu halklarla yeniden kucaklaşmanın yolunu açmak. Halkımızın bunu tercih edeceğinden hiç kuşkumuz yok.
DSİP: NATO karargahlarının kullanılmasına hayır
Esad'ın gerçekleştirdiği son katliamdan sonra, ABD, İngiltere ve Fransa'nın başını çektiği güçler bir kez daha Suriye'ye askeri olarak müdahale etmeyi tartışıyor.
DSİP, bu sürecin başından beri, tüm Ortadoğu halklarının özgürlük ve demokrasi talepleriyle birlikte Suriye Devrimi'nin de zafere ulaşmasını destekliyor. Yine en başından beri, Batı'nın ve Türkiye'nin Suriye'ye yönelik hem politik müdahalelerine hem de askeri tehditlerine karşı çıkıyoruz.
Gerekçesi ne olursa olsun, son 10 yılda Afganistan ve Irak'ı kan gölüne çevirenlerin Suriye'ye askeri olarak müdahalesine karşı çıkıyoruz.
Türkiye bu savaş koalisyonunda yer almamalıdır. Muhalefetteki bazı güçleri destekleyip bazı güçlerin yenilmesini isteyerek Esad rejimine karşı direnişi bölen, düne kadar Esad ailesinin dostu olan Erdoğan ve AKP'dir.
Mevcut tezkereye de Suriye'ye karşı yeni bir savaş tezkeresine de hayır. İncirlik üssü ve tüm NATO karargâhlarının Suriye'ye müdahale için kullanılmasına hayır.
Suriye ve Rojava'ya insani yardım olanakları genişletilsin, Suriyeli göçmenlerin Türkiye'deki koşulları iyileştirilsin!
ESP: Rojava devrimine müdahalenin de parçası
Suriye’de katliamın sorumlusu emperyalist güçlerdir ve bu artık gizlenemez gerçektir. Kimyasal silah ve katliamların Cenevre’de yapılması planlanan Suriye toplantısı öncesi gerçekleşmesi tesadüf değildir.
Suriye’ye emperyalist müdahale Kürt halkının diğer halklarla birlikte ortak demokratik bir yönetim oluşturmasına ve Rojava devrimine de müdahalenin bir parçasıdır.
Emperyalistlerin beslediği ve silahlandırdığı gerici El-Kaide, El-Nusra gibi İslamcı paramiliter ve katliamcı güçler Suriye halkına zulümden başka bir şey getirmediler. Esad rejiminin alternatifi halkların ortak ve birleşik demokratik bir yönetimdir.
Emperyalistlerin Suriye’ye müdahalesi için durumdan vazife çıkaran AKP iktidarıdır. Suriye’ye emperyalist işgal planının bir parçası olmak için kolları sıvamıştır. Suriye’ye emperyalist müdahale ve işgalin bir parçası olmaktan halklarımızın hiçbir çıkarı yoktur.
ABD emperyalizminin çıkarları için işçi ve emekçi çocuklarının ölüme yollanmasına karşı durma zamanıdır. Türk- Kürt halklarımızı Ortadoğu’da mayın tarlasına sürmek ve ateşe atmak suçtur. Bu suça ortak olmayalım.
EMEP: Suriye halka bırakılmalı
Müdahalenin ortağı ülkeler, Türkiye dahil tezkere tartışmalarına başlamış durumda. Böylesi bir askeri müdahalenin bölge halklarına kan ve gözyaşı getireceği açık.
Yine savaşın şiddetinden kaçmak için sivil halk, açlık, yoksulluk, işsizlik ve topraklarından, köklerinden olmak anlamına gelecek göç yollarına düşecektir
Bölgenin bu kadar karışmasının nedeni herkesin malumü; enerji kaynaklarına ulaşmak, demokrasi isteyen halkların sesini kısmak suretiyle kendi politikalarına istikrarlı bir ortam yaratmak isteyen büyük güçlerin kışkırtıcı faaliyetleridir.
Bizler bu savaş politikalarının sonuçlarını yaşamak istemiyoruz. Ortadoğu halklarının başına örülen çorabı reddediyoruz.
Suriye’nin diktatör Esad rejimin de terörist çetelerden de kurtulmasını ve ülkenin halka bırakılmasını istiyoruz.
Ülkenin, ayak seslerinin duyulmaya başladığı bu kirli savaşın ortağı ve tarafı olmasına izin vermemeliyiz. Vicdanı olan, insanlık adına sorumluluk duyan, savaşın getireceği yıkımlara karşı halkına sorumluluk duyan milletvekillerini 2003 yılında olduğu gibi tezkereye ve müdahaleye engel olmak için tutum almaya çağırıyoruz. (NV)