Daha önce tarlada galası yapılan "Pivaz (Soğan)" Ankara Cermodern’de gerçekleşen ikinci galasıyla gösterime girdi. Film mevsimlik tarım işçisi Kürtlerin yaşamlarını ele alırken, işçilerin zor koşullarını beyaz perdeye yansıtıyor.
“Pivaz” 1990’lı yıllarda evlerini, tarlalarını bırakıp göç etmek zorunda kalan insanların 2013 yılında Suriye iç savaşı ile sınırı geçip gelen Kürtlerle birlikte Çukurova, Hatay Reyhanlı ve Ankara’nın Polatlı ilçesinde soğan tarlalarındaki çalışma ve yaşam koşullarını anlatıyor.
“Pivaz” filmi, yönetmeni Bozan Aksoy’un ilk filmi. Kendisi de işçi olan Aksoy, tarım işçilerinin bir savaştan kaçıp geldiklerini, evlerini tarlalarını bırakıp köy koruculuğunu kabul etmek istemedikleri için Çukurova’nın elli derece sıcağında soğan toplamak zorunda kaldıklarını dile getirdi.
“Uluslararası devletler istedi diye Suriye’de savaş çıkıyor ve siz hiç tanımadığınz memlekete gelip soğan toplamak zorunda kalıyorsunuz. Ben bunu içlerinde yaşadığım için hisssettim, gördüm. Umarım bu film insanların derdine dokunur, bir derman olur. En azından onların da sekiz saatlik bir iş yaşamları olur.”
“Soğanın kendisi zaten acıdır”
“Pivaz” Kürtçe bir deyim olan "Tu ne hejayi sere pivazke (bir soğan başı etmezsin)" deyimini anımsatıyor. Bu deyimdeki espirinin karşılığı soğan tarlalarındaki işçilerin insanlık dışı koşullarda yaşamlarını sürdürme çabalarındaki gerçekliğe dokunuyor.
Hastalanan çocukların götürülecekleri bir hastanenin doktorun olmamasına, içme sularının sağlıklı olmamasına ve yazın sıcağında çadırlarda yaşamlarını sürdüren hayatlara tanıklık ettiriyor film.
Kimisi kaçıp geldikleri savaşta babasını bırakıp gelmiş kimisi çocuğunu yıllardır göremediğini haber alamadığını anlatıyor. “Pivaz” filmi aracılığıyla uzakta olan sevdiklerine haber yollayan işçilerin özlemleri boğazlarını düğümlüyor.
Filmin gösteriminin ardından yönetmen ve yapımcılarla söyleşide, filmde Kütçe bir ağıtın eksikliğini hissettiğini söyleyen bir seyirciye Aksoy’un yanıtı şöyle: “Soğanın kendisi zaten acıdır, ağıta ne hacet.” (ASA/NV)