Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal'a ait olduğu öne sürülen görüntülere dair haberleri değerlendiren Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver, "ideal dünyada" iki kişinin özel hayatının, bu kişiler siyasetçi olsalar dahi haber değeri taşımayacağını; ancak günümüzde "siyasetin gösterileşmesi" mantığı çerçevesinde siyasetçilerin özel hayatının haber konusu yapılabildiğini söyledi.
"İdealde, iki kişinin birlikteliği ancak kamu zararına yol açacak ilişkilerin delili niteliğinde olsaydı haber değeri taşıyabilirdi. Bu olayda böyle bir ilişkisellik görülmüyor" diyen Tanrıöver, medyanın haberleri verişi sırasında da ciddi hak ihlalleri yaşandığını belirtti.
Tanrıöver, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Böyle bir olay, ne yazık ki, dünyanın her yerinde haber olurdu. Ancak yapılması gereken kimlikleri ve detayları gizleyen, "varsayımsal" bir dille kurulmuş iddia düzeyinde haberleştirilmesi idi.
- "CHP lideri Deniz Baykal'a ait olduğu öne sürülen görüntüleri içeren bir kaset internette dolaştırıldı" diye bir haber yapılabilirdi. Ancak görüntülere dair detay verilmemeliydi, kişilerin isimlerini ve kimliklerini açık edecek detaylar titizlikle gizlenmeliydi.
- Buna titizlik gösteren yayın organları olduğu gibi pek çok basın kuruluşu tam tersi bir yaklaşım sergiledi.
- Bazı köşe yazarlarının özel hayatın dokunulmazlığından hareketle, Fransa'da medya kuruluşlarının başbakanların sevgililerini haberleştirmediğini yazması da beni aynı derecede rahatsız etti. Çünkü biliyoruz ki, benzer durumda kadınlar aynı hoşgörüyle hiç karşılaşmadı. (BB)