Mili güvenlikle ne alakası var?
Güldüğünüzü hisseder gibiyim. Evet, Bakanlar Kurulu'nun bu "gerekçeli kararı" mizah yazarlarına konu olmanın dışında bir ciddiyet taşımıyor. Kurulduğu günden bu yana halka "işte bunu iyi yaptılar bravo" dedirtemeyen 57. hükümet, niçin böyle bir karar aldı bilemiyorum. Daha doğrusu, kararın neden alındığı belli de gerekçeyi anlamakta güçlük çekiyorum. Cam sektörünün milli güvenlik ile ilgili bağlantısını bir türlü kuramadım. Camdan mermi yapıldığını henüz duymadım .
Bir tek ihtimal geliyor, aklıma. O da şu: Renault Fabrikası'nın Türk ortakları içinde Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) da var. Cam işkolundaki grev nedeniyle Renault otomobillerinin camları Fransa'dan ithal ediliyordu. Acaba, Bakanlar Kurulu buradan yola çıkarak, OYAK-milli güvenlik bağlantısı mı kurdu diye düşünüyorum. Ancak, bu da saçma geliyor.
Ertelemenin nedeni açık
Aslında grevi ertelemenin nedeni çok açık. Hükümetin Şişe Cam Grubu'nun isteğini yerine getirmesi. Bu kadar. Ortaya konulmaya çalışılacak başkaca bir neden olamaz. Hükümet buna ister "Milli güvenlik tehdit altında" desin, isterse "Kelaynak kuşlarının soyu tehlikede olduğu için" desin, sonuç değişmez. 57. hükümet bir kez daha kendisine yakışanı yapmıştır. Hükümet, işçiyi patrona satmıştır, grev kırıcılığı yapmıştır.
Milli güvenliği tehdit etmeyen kararlar
Beyler, çıkardıkları Tahkim Yasası ile Türkiye Cumhuriyeti'nin yokluklar içinden var ettiği değerleri, ederlerinin onda bir fiyatına yabancılara peşkeş çekerken, Milli Güvenliği hiç düşündü mü?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin akaryakıt ihtiyacını karşılayan Petrol Ofisi'ni, arkasına yabancı ortak alan yerli işbirlikçilere, 2 yıllık kârına satan 57. hükümet, milli güvenlik kaygınız o zaman neredeydi?
Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarının kullandığı iletişim ağının sahibi Türk Telekom'u yabancılara peşkeş çekmek için can atan da 57. hükümet. Peki, sizce iletişimin yabancı ellere geçmesi milli güvenliği tehdit etmiyor mu? Emniyet Teşkilatı'na getirilen yakıt kısıtlaması ulusal güvenliği, dolayısı ile de milli güvenliği tehdit etmiyor mu? Tütünü, şekeri, pamuğu yabancı devletlerin bu tür ürünleri para etsin diye kısıtlamak Milli Güvenliği tehdit etmiyor mu?. Yolsuzluk, hırsızlık, arsızlıkla mücadele eden bir bakanı diğer kararlarınızda olduğu gibi, Türk Ulusu'nun gözlerinin içine baka baka görevden almak milli güvenliği tehdit etmiyor mu? Sırf Avrupa Birliği'ne gireceğiz kaygısıyla bir zamanlar İsmet Paşa'nın reddettiği Avrupa dayatmalarını gözü kapalı kabul etmek milli güvenliği tehdit etmiyor mu? Soruları uzatmak kolay.
Doğru yapılanı bulmak zor..
Zor olan, rekortmen hükümetimizin 2 yıllık süreçte doğru yaptığı bir şey bulabilmek. Evet, kurulduğu günden bu yana rekorlara bana mısın demeyen, halka ne dediyse tersini yapan, herkesin " gidin" deyişini "aman kalın" anlayarak koltuklarına sıkı sıkı yapışan 57. hükümet, cam işçisinin grevinin milli güvenliği tehdit ettiğini belirterek grevi 2 ay ertelemiş. Merak ediyorum. Kristal-İş Sendikası'nın başvurduğu yargı makamı, hükümetin bu gerekçesini duyunca gülecek mi? Yoksa!... neyse. Ben sadece güleceğim...(RY/YÖ)