Sinop Nükleer Karşıtı Platform yönetimi, Sinop'ta nükleer santral istemediğini ve Sinop Üniversitesi’nin Nükleer Enerji Mühendisliği ve Nükleer Teknoloji konusunda bir yüksekokul açacak olmasına tepki gösterdi.
Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bircan, 14 Aralık'taki açıklamasında şöyle dedi:
"Sinop Üniversitesi olarak hedeflerimizden birisi de enerji. Nükleer santral kabul etsek de, etmesek de Sinop'a kurulacak. Tabii nükleer santralden ziyade, nükleer teknoloji ülkemizde çok daha önemli. Diyoruz ki; nükleer enerji denildiği zaman Sinop Üniversitesi akla gelsin. Bu konuda nükleer enerji mühendisliğini kurduğumuz gibi, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile yapılan toplantıların sonucu olarak Sinop'a nükleer teknolojilerle ilgili bir yüksekokul kurulması kararı alındı. İnşallah ilerleyen günlerde bu santrallerde çalışacak insanların yetişmesi, hem 4 yıllık okulumuzda, hem de iki yıllık okulumuzda mümkün olacak. Tabii bu teknoloji sadece enerji değil. Bunun yanında tıp var. Nükleer teknoloji, tıpta, sanayide, savunma sanayinde kullanılıyor."
Sinop halkı istemiyor
Sinop Nükleer Karşıtı Platform, açıklamasında olası bir nükleer kazanın sonuçlarını halkın çekeceğini belirtti:
"2011 yılında Fukuşima felaketinin ardından Greenpeace’in A&G Araştırma Şirketine yaptırdığı geniş çaplı araştırmaya göre, Türk Halkının yüzde 64’ü nükleer istemiyor. Türk Halkının yüzde 82’si bir nükleer santralin yakınında yaşamak istemiyor, Sinop Halkının yüzde 76’sı nükleere karşı.
"Nükleer santralin ömrü yaklaşık 40 yıl olmasına rağmen, çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlı etkiler yaklaşık 250 bin yıl devam ediyor. Nükleer santraller, belli bir kesime rant sağlanması için planlanıyor. Santralleri kurması planlanan şirketler, yatırım masraflarını elektrik satışından kazanacaklarından, kârını artırmak için yeterli güvenlik önlemlerini almayacaklar. Bu durum bizleri çok endişelendiriyor.
Son kazalar
"Geçtiğimiz haftalarda iki önemli nükleer kaza daha yaşandı. 1 Aralık 2014'te Belçika'da 1000 Megavat Kurulu güce sahip Tıhange3 Reaktörünün, trafosunda çıkan yangın nedeniyle devre dışı bırakıldığı açıklandı.
"Yine Belçika'da Doel-3 ve Til»ange-2 Reaktörleri güvenlik zafiyeti oluşturan çatlaklar nedeniyle, Haziran 2012'den beri devre dışı tutuluyor. Bu iki reaktörün durumu belirsizliğini korurken, Doel-4 Reaktörü de Ağustos ayı başında sabotaj sonucu oluşan yağ sızıntısı nedeniyle, faaliyetini durdurdu.
"Tihange-3 Reaktöründeki yangından 3 gün sonra Avrupa'nın en büyük, dünyanın 5. büyük nükleer santralı olan Ukrayna'daki Zaporozhye Santralı nın 6000 megavatlık 6 reaktörden birinin 28 Kasım 2014 tarihinde yaşanan kaza nedeniyle devre dışı bırakıldığı, beş günlük bir gecikmeyle açıklandı. Tüm bunlar, "güvenlik kültürünün çok yüksek olmasının" dahi işe yaramadığını gösteren, nükleer riskleri ortaya koyuyor." (NV)