2007-2008 eğitim ve öğretim yılı ilkokul birinci sınıf ve anaokullar için bugün başladıç. bianet okulla yeni tanışan çocukların ilk gün izlenimlerini sordu.
Kimi öğrenciler hem öğretmenlerle hem de öğrencilerle tanışma fırsatı buldu, kimisiyse sadece okul binası ve öğretmensiz sınıflarla karşılaştı. Çocuklar sınıfta tamdı ama yoklama yapacak öğretmenleri yoktu.
"Biz geldik ama öğretmen gelmedi"
İlk durağımız Firuzağa İlköğretim Okulu. Öğrencilerde biraz durgunluk hakim. "Anlatacak birşey bulamıyorum" dedi çoğu .Okul açılmıştı ama öğretmenleri yoktu.
İlkokul birinci sınıfa başlayan Elif "Okul açıldığı için çok mutluyum, biz okula geldik ama öğretmen gelmedi,bize giyeceğimiz t-shirtleri dağıttılar, sınıfta biraz oturduk, şimdi de annem geldi dönüyoruz" diye anlattı ilk gününü.
Elif derslerin başlamasını iple çekiyor: "Çok çalışacağım,güzel notlar alacağım ama en çok da arkadaşlarımla oyun oynayabileceğim için seviniyorum."
Berat'ın yüzünde de biraz şaşkın bir ifade var... "Niye söyleyeceğim ki nasıl geçtiğini?" diyor. Sınıfa gitmiş, oturmuş, ama öğrenciler dışında kimse yokmuş. Berat okula belli ki hevesle gelmiş ama sınıfta öğretmen olmayışından dolayı da biraz hayalkırıklığına uğramış, haklı olarak da anlatacak birşey bulamıyor...
Yeni başlayanlar mutlu
Ardından Cihangir İlköğretim Okulu... Orda da okul paydos olmuş ama bahçede birkaç öğrenci oyun oynuyor..
Birinci sınıfa başlayan Ayşe salıncakta sallanıyor... "Okulun ilk gününün çok güzel geçtiğini,öğretmeniyle tanıştığını,sınıfça bir oyun oynadıklarını" söylüyor.
"Ders çalışmayı çok seviyorum,en sevdiğim ders de matematik, bu sene çok çalışacağım,buranın bahçesi de çok güzel, arkadaşlarımla bol bol da oyun oynayacağım."
Ayşe'yle konuştuğumu gören altı yaşındaki Gizem yanıma yaklaşıyor. O da anasınıfına bugün başlamış. Gizem çok mutlu, hemen lafa giriyor: "Biliyor musun ben de "puzzle" oynadım bol bol, arkadaşlarımla oynadım, okul açıldığı için çok mutluyum, okul alışverişimi de tamamladım, çok güzel silgiler,kalemler aldık..."
Gizem en çok boyama yapmayı seviyormuş ve okulda en çok İngilizce öğrenmek istiyormuş fakat okulun Cuma gününe kadar tekrar tatil edilmesi onu biraz üzmüş..
"En zoru sabah erken kalkmak"
Arkada birkaç tane daha çocuk beliriyor. İçlerinden Melih ilerde top oynayan diğer arkadaşlarına bağırıyor: "Çabuk gelin,burada gazeteci var, sonunda meşhur olacağız."
Hemen onun yanına yaklaşan Samet, Fatih ve Giray söze giriyorlar. Üçüncü sınıfa geçen çocuklar ortak ağızdan en çok beden, resim ve hayat bilgisi derslerini özlediklerini ve okulun açılmasını iple çektiklerini söylüyorlar.
Melih ise matematiği de çok özlemiş, geçtiğimiz sene dersleri çok iyimiş bu sene de aynı başarıyı yakalamak istiyor…
Fatih’in okulla ilgili şikayetçi olduğu tek nokta ise sabahları yedide uyanmak zorunda olması: "Saat yedide uyanmaya bir türlü alışamadım, sabahları hep uykum oluyor, keşke dersler daha geç saatte başlasa, onun dışında okulu seviyorum."
Fatih’in bu sözlerini duyan Melih araya giriyor: "Hem erken kalkıyoruz hem de eve geç dönüyoruz, saat dört gibi dersler bitiyor, bazen çok yoruluyoruz. Günde sekiz saat yerine beş veya altı saat ders olsun."
Giray’ın dersleri geçen sene çok iyimiş,hepsi beş diyor dedesinin yanında gururlu bir şekilde,bu sene de söz dedesine karnesini çok iyi getireceğine söz vermiş. "Okul açılsın istiyorum,ama sabahları uyanmak zor olacak bir de ödev yapmaya yeniden başlayacağız bu da beni biraz üzüyor" diyor. (NK/NZ)