İstanbul'da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan'ın, kendisini okuldan atılmasından sorumlu tutan bir öğrenci tarafından vurularak öldürülmesinin ardından eğitim emekçileri, "Eğitimde şiddete hayır" diyerek bugün iş bıraktı.
Eğitim Sen, Eğitim Bir Sen, Eğitim İş, Öğretmenler Sendikası, Genç Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen ve Teç Sen, "Can güvenliğimiz sağlansın, gerekli tedbirler alınsın!" talebiyle bugün Türkiye genelinde öğretmenlerin iş bırakacağını duyurmuştu.
🔴 İstanbul | Divan Yolu Caddesi üzerinde bir araya gelen eğitim emekçileri, "Eğitimde şiddete dur de! Öğretmene şiddete hayır!" diyerek İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne yürüyor.
— bianet (@bianet_org) May 10, 2024
📹 Video: @alidnc4 pic.twitter.com/s29piLlLHw
Eğitimde gelinen nokta: Akademik başarı düşüyor, şiddet eğilimi artıyor
Bugün saat 11.00'de Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelen öğretmenler TBMM'ye yürüdü. Eğitimciler MEB önünde "Öğretmen burada Bakan nerede?" sloganı attı.
"Mesleğimiz itibarsızlaştırıldı"
Burada eğitim sendikaları olarak ortak bir açıklama yapıldı:
"Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırıldığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir.
"Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir.
"Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.
"Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz."
Milli Eğitim Bakanı’na seslenen eğitimciler şu soruları sordu:
"Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?
"Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.
"Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.
"Zihniyet kökten değişmeli"
"Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir.
"Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir.
"Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır.
"Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir."
Açıklamada şu öneriler dile getirildi:
- Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.
- Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.
- Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır.
- Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır.
- Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.
- Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır.
- Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.
- İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır.
CAN GÜVENLİĞİMİZ İÇİN İŞ BIRAKIYORUZ! https://t.co/pxSPVkOAFl
— Eğitim Sen (@egitimsen) May 10, 2024
Ne olmuştu?
İstanbul'da özel bir lisede eğitim gören Y.K. okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan'a (74) 7 Mayıs'ta silahla ateş etmişti. Odasında uğradığı saldırıda ağır yaralanan Oktugan, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Olayın ardından kaçan Y.K. polis ekiplerince yakalanmış, ertesi gün sevk edildiği adliyede tutuklanmıştı.
(AÖ)