Geçtiğimiz günlerde E.K. adlı transseksüel kadını kaçırıp cinsel saldırıda bulunan ve işkence yapan S.G., önce “tehlikeliliği” ve “adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı” sebebiyle tutuklandı, iki gün sonra ise serbest bırakıldı.
Zanlı tahliyesinin ardından da tacize ve ölüm tehditlerine devam ederken, mağdur kadın hayati tehlikesi olduğunu belirterek önlem alınmasını istiyor.
Pembe Hayat LGBT ve Dayanışma Derneği avukatı Ahmet Toköz, “Derneğimiz üyesi E.K.'nın hayatı şüphelinin eylemleri nedeniyle tehlikededir. Şüphelinin tutukluluk hali ortadan kaldırılsa bile etkin bir tedbir uygulanmalıydı” diyor.
Aracına zorla binip, bıçakla tehdit etti
23 yaşındaki E.K.’nin ifadesine göre, 3 Mart’ta kiraladığı arabayla yolda giderken, kırmızı ışıkta durduğu sırada kadını bir süredir taciz eden S.G. aniden arabasına bindi. Kadını bıçakla tehdit eden S.G., elle cinsel tacizde bulunmaya başladı ve ardından direksiyona geçti. Kadın bu esnada, arabayı kiraladığı şirketi arayarak aracın GPS’ini (Global Positioning System; Küresel Yer Belirleme Sistemi) açmalarını istedi.
Yol boyunca kadına cinsel şiddet uygulayan, darp eden, üzerinde sigara söndüren, boğazını sıkan ve bıçakla yaralayan S.G., toplamda üç jandarma trafik kontrol noktasını kaçarak atlattı.
Etrafı çöplük olan ıssız bir yerde duran S.G., kadının kıyafetlerini çıkararak tecavüze yeltendiği sırda jandarmanın olay yerine gelmesiyle tekrar arabayla kaçmaya başladı. Kadını “seni burada öldürür atarım, kendimi de öldürürüm yine de teslim omam” diye tehdit eden S.G., kaçmaya çalıştığı jandarmanın aracına çarparak durdurulabildi.
S.G. ise, suçlamaları reddederken, kadını kendisinin darp etmediğini, yolda önlerini kesen bir grup tarafından darp edildiğini, kadının seks işçisi olduğunu, askerlik yaparken psikolojik olarak rahatsızlandığını söyleyerek kendini savundu.
Tahliye ve adli kontrol
Sulh Ceza Mahkemesi, "uzun bir takip sonucu kaçarken yakalandığı, kaçma şüphesi olduğu, adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı, şüphelinin tehlikeliliği" göz önünde bulundurularak sanık S.G.’nin “basit cinsel saldırı”, “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “silahla yağma” suçlarından tutuklanmasına karar verdi.
Ancak Asliye Ceza Mahkemesi, sadece iki gün tutuklu kalan S.G.’ye 2001’de verilen kronik şizofreni raporuna binaen “suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunmasına rağmen tahliyesi ile birlikte adli kontrol altına alınmasına” karar verdi.
E.K.’nin başvurusu reddedildi
E.K., tahliye olunca taciz ve tehditlerine devam eden S.G. hakkında tutuklama tedbiri uygulanması için 11 Mart’ta yaptığı başvuru Savcı tarafından reddedildi. E.K. 14 Mart’ta hem Ankara hem Kulu Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruda bulundu:
“Arabamda giderken beni taksiyle takip ettiğini fark ettim. Karakolun yakınında durunca kaçtı. Ancak sonra yeniden peşime düştü ve ‘Seni öldüreceğim, yaşatmayacağım’ şeklinde tehdit etti. Eski ev arkadaşımı da arayıp beni öldüreceğini söylemiş.
“Zaten yaşadığım travmadan dolayı tedavi görüyorum. Şüpheliden çok korkuyorum. Evimden çıkamıyorum, yalnız başıma bir şey yapamıyorum.”
Avukat: Müşahede altına alınmalı
Avukat Toköz, şüphelinin 2001’de verilen rapora göre serbest bırakıldığını ancak tahliyesinden önce hakkında yeni bir rapor istenmesi ve tahliye yerine bir hastaneye yatırılması gerektiğini belirtiyor.
“Asliye Ceza Mahkemesi denetimli serbestlik uygulamış, yani her Cuma karakola gidip imza atacak. Ama bu sırada müvekkilimi tehdit ve taciz etmeye devam ediyor. 2001’de verilen şizofreni raporuyla serbest kalan S.G. ilacını kullanmıyor, uyuşturucu kullanıyor, araç kullanıyor. Tutuklama yerine bir hastanede müşahade altında tutulmasına karar verilmesi gerekirdi. Talebimiz bu.” (ÇT)