Van’ın Saray (Serav) ve Özalp (Qelqelî) ilçelerinde yaşayan 33 Kürt köylünün askerlerce gözaltına alınıp Sefo Deresi’nde katledilmesinin üzerinden 82 yıl geçti.
“Sınır ihlali” gerekçesiyle 29 Temmuz 1943 gecesi, dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle öldürülen köylülerden yalnızca biri hayatta kalabildi.
Katliam, Ahmed Arif’in “33 Kurşun” adlı şiiriyle de hafızalara kazındı.
“33 mezar taşının dikilmesini istiyoruz”
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, katliamda 16 akrabasını kaybeden Cüzeyri Özkaplan, ölülerinin “en azından” kemiklerini istediklerini söyleyerek şöyle dedi:
“Biz anıt yapmak, bayram ve anma günlerinde gidip onları yâd etmek istiyoruz; ama ölülerimizin kemikleri bile yok. Bu insanlar suçsuz bir şekilde katledildiler. Hükümet, bürokrasi ve devlet değişti; ama şu ana kadar ailelerden bir özür dilenmedi. Devletin halktan özür dilemesi gerekiyor. Bir anıt yapılırsa, insanların içine su serpilir. Türkiye’de şu an bir süreç var. Barışı destekliyoruz ama bu süreçte mağdurların gönüllerine su serpilmesi gerekiyor. Katledilenler içerisinde 90 yaşındaki insanlar vardı, askerler vardı. Sembolik olarak 33 mezar taşının dikilmesini istiyoruz.”
“Kemiklerin toplanması gerekiyor”
Saray Belediye Eş Başkanı Davut Acar da, bölgenin hâlâ askeri alan olarak tanımlanmasının “hafıza silme çabası” anlamına geldiğini vurgulayarak şöyle dedi:
“Daha önce büyükşehir döneminde böyle bir girişimimiz oldu ama reddedildi. O bölge hâlâ askeri alan ve girişleri yasaklı. Halkın acılarının biraz da olsa dinmesi için oraya bir anıt yapılması talebi var. Mağdur olan insanlar, en azından acılarını yaşayabilecekleri bir anıt olmasını istiyorlar. Barış sürecinde bu adımların atılması gerekiyor. Orada bir anıt yapılması sürece katkı sunacaktır. Katliamdan sonra hâlâ o bölgeye ulaşılamıyor olması bir utançtır. Biz Serav Belediyesi olarak elimizden gelen her şey için hazırız. Oradaki kemiklerin toplanması gerekiyor.”

Sefo Deresi’nde katledilen 33 köylü anıldı
Sefo Deresi Katliamı (33 Kurşun Olayı)

1943’te Van’ın Özalp ilçesi kırsalında yaşanan ve Türkiye tarihine “Sefo Deresi Katliamı” olarak geçen olayda, 33 köylü sınır ihlali ve casusluk suçlamasıyla gözaltına alındı. Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle tutuklanan köylülerden 32’si, askerler tarafından gece yarısı yaylım ateşiyle infaz edildi. Yalnızca bir kişi hayatta kaldı, o da kısa süre sonra İran’da yaşamını yitirdi.
Katliam, dönemin İçişleri Bakanlığı müfettişi ve askeri tanıkların raporlarıyla yıllar sonra ortaya çıktı. Bazı askerler, köylülerin ahırlarda işkence gördüğünü ve sırtlarına eyer vurularak aşağılandığını söyledi. Olaydan 6 yıl sonra yapılan itiraflar üzerine Muğlalı hakkında dava açıldı. Muğlalı 1950’de idama mahkûm edildi; ancak yaşından dolayı cezası 20 yıl hapse çevrildi ve daha sonra sağlık raporuyla serbest bırakıldı. Muğlalı, aynı yıl hayatını kaybetti. 2004 yılında Muğlalı’nın ismi Özalp’teki bir kışlaya verildi, tepkiler üzerine 2011’de kışlanın adı değiştirildi.

Öldürülenlerin cenazeleri ailelerine teslim edilmedi. Katliamın yaşandığı Sefo Deresi ise bugün hâlâ askeri yasak bölge.
Katliam, Ahmed Arif’in “33 Kurşun” adlı şiirine de konu oldu. Arif, şiiri bir ağıt olarak yazdığını ve bu yüzden gözaltına alınıp işkence gördüğünü anlattı.
Kaynaklar: Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam Gazetesi, İnsan Hakları Derneği. (TY)



