Barış Meclisi AKP, CHP ve MHP Genel Başkanlarına gönderdiği mektupta Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik yoğunlaşan saldırılara ilişkin tutum almalarını istedi.
Pek çok kentte, demokratik seçim ortamını zedeleyici gelişmelere tanık olunduğunu hatırlatılan mektupta özellikle HDP’yi hedef alan saldırıların, sadece seçim ve demokratik siyaset güvenliğini zedelemekle kalmayıp, parti binalarına ve sivillere yönelerek maddi tahribata yol açtığı ve yerel idarelerin ve mülki amirlerinin saldırganları kollayan bir yaklaşımı olduğunun gözlemlendiği vurgulandı.
Tüm liderlere yönelik yazılan ortak giriş metninde “Fethiye’de HDP’nin tabelasının yerel idareciler tarafında indirilmesi kabul edilemez, hoş görülemez ve izahı mümkün değildir. Siyasi partilerin çalışmasının ve seçimlerin güvenliğinin sağlamak öncelikle hükümetin öncelikli görevleri arasında olmasının yanı sıra tüm partilerin ortak sorumluğudur” ifadelerine yer verildi.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazılan mektupta “Saldırılara karşı daha etkin tavır almanızı; sorumlular hakkında yasal işlem yapılmasını ve özellikle Fethiye’de tabelanın indirilmesine karar veren veya verenlerin görevlerinden el çektirilmesini sağlamınızı talep ediyoruz” dendi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yazılan mektupta “HDP’ ye yapılan saldırıları açık bir ifadeyle kınamanızı, seçmenlerinizin bu türden linç girişimlerinden uzak durması için çağrı yapmanızı talep ediyoruz” ifadesi yer aldı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yazılan mektupta da “Sokakta siyasal çatışmanın yaygınlaştırılması arzusu karşısında göstermiş olduğunuz tutumu daha etkin göstermenizi, Türk milliyetçilerinin bu türde vakaların parçası olmaması konusunda daha fazla özen ve çaba göstermenizi talep ediyoruz” İfadesi kullanıldı.
Mektuplar “Bu talepler doğrultusunda atılacak adımların seçim atmosferinin normalleşmesine önemli katkı sunacağı, siyasi partilere saldırıların yaşandığı bir dönemde, gerekli duyarlılığı göstermenizi, demokratik bir seçim süreci ve özgür bir gelecek için bütün partilerin yasal haklarını kullanmasını dile getirmenizi beklemekteyiz. Çünkü demokrasi, bizim gibi düşünmeyenlerin hakkının teminat altına alındığı rejimdir” cümlesiyle sonlanıyor. (ÇT)