Fransalı avukat Jacques Verges dün akşam saat 20.00 sularında Paris'teki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
"Çakal" Carlos lakaplı Ilich Ramirez Sanchez'in, Fransa işgaline karşı direnen Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) üyesi Cemile Buhayrat'ın (Djamila Bouhired), eski Yugoslavya lideri Slobodan Miloşeviç'in, ASALA üyeleri Varujan Garbidiyan'ın, Ohanes Semerci ve Soner Nayir'in, Nazi savaş suçlusu Klaus Barbie'nin avukatlığını yapan Verges "Şeytan'ın Avukatı" lakabıyla tanınıyordu.
5 Mart 1925'te Tayland'da doğan Verges'in babası Fransalı annesi ise Vietnamlı'ydı. İkinci Dünya Savaşı'nda Charles de Gaulle'ün Özgür Fransa Direnişi'ne, daha sonra da Fransa Komünist Partisi'ne katıldı. Kendisini komünist ve sömürge karşıtı olarak tanımlayan Verges, savunmasını üstlenerek hapse girmesini engellediği Buhayrat ile evlendi, 1962'de özgürlüğünü kazanan Cezayir'in vatandaşlığına geçti ve Mansur (Mansour) ismini aldı.
"Suçlu olduğunu kabul ederse Bush'u bile savunurum"
Verges hakkında "Terör'ün Avukatı" isimli belgesel çeken Barbet Schroeder'e şunları söylemişti:
"Bir insanın, düşman dahi olsa aşağılanmasına katlanamıyorum. Yalnız bir insanın sürekli aşağılanması bir linç hareketidir. Bana 'Hitler'i de savunur muydun' diye soruyorlar. Ben Bush'u bile savunurum, ama ancak suçlu olduğunu kabul etmesi şartıyla."
Yılda yüze yakın davaya bakan Verges Afrikalı diktatörlerin hukuki işlerini yürüterek zengin oldu. Verges kendisi için ''Ben bir maceracıyım, hiçbir zaman kariyer düşkünü olmadım. İnsanlığın gelişmesi için insan ne yapmak istiyorsa onu yapmalıdır, ben de onu yaptım" diyordu.
Önce de Gaulle'cü, sonra Stalinist, sonra Üçüncü Dünyacı, en sonunda da hiçbir yere oy vermeyen biri oldu.
Sürekli kamuoyu önünde olan Verges 1970 ile 1978 yılları arasında ortadan kaybolmuş ve bu süre içerisinde ne yaptığını hiç kimseye açıklamamıştı. Verges o yıllar için "Aynanın öbür tarafına geçtim" diyordu. (EA)