Berkin Elvan dosyasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz, dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi'nde Berkin Elvan'ın katillerinin açıklanmasını talep eden eylemciler tarafından rehin alınmış, polisin operasyonu sonrası ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
Savcı Kiraz 1971 Siirt doğumlu. Aslen Siirtli olan ve yaklaşık 40 yıl önce Mersin'e göç eden Hakkı-Saadet Kiraz çiftinin altı çocuğundan biriydi. Mersin İmam Hatip Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Kiraz'ın öğrenimini sürdürmek için terzilik yaptığı açıklandı. İstanbul’dan önce Osmaniye’de görev yapıyordu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yaz kararnamesi ile Gaziosmanpaşa Adliyesinden Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine atandı. Erzincan’da birlikte görev yapan Yargıtay üyesi Hakan Yüksel, Kiraz'ın Çağlayan Adliyesi'ni kendisinin istediğini açıkladı.
Kiraz için 1 Nisan günü Çağlayan Adliyesi'nde bir tören düzenlendi.
Kiraz’ın eşi Yasemin Yoldaş Kiraz da Çağlayan Adliyesi’nde hakim olarak görev yapıyor.
Savcı Kiraz Gezi Eylemleri dosyalarına bakıyordu
14 yıllık savcı olan Kiraz, geçen yıl Ekim ayında Berkin Elvan soruşturmasına da dördüncü savcı olarak atandı. Kiraz’a ayrıca Gezi Parkı dosyaları verilmişti. Elvan ile ilgili dosyanın dışında, polisin yaraladığı Lobna Allami, Okan Özçelik, Volkan Kesanbilici, Edral Sarıkaya, Aydın Aydoğan ve Burak Ünveren’in de aralarında olduğu çok sayıda kişinin soruşturma dosyasını yürütüyordu.
Radikal haber sitesinden İsmail Saymaz, savcı Mehmet Selim Kiraz’ın Gezi Parkı eylemleri sırasında yaralananların dosyalarında ne gibi çalışmalar yaptığını yazdı.
Savcı Kiraz'ın en son işlemi Gezi Parkı eyleminde biber gazı fişeğiyle gözünü kaybeden Okan Özçelik’e ilişkindi. Savcı Kiraz, Özçelik’in vurulmasına ilişkin görüntüleri “üzerinde iyileştirme yapılarak ZET (biber gazı) silahı kullanan polis memurunun teşhise yarar fotoğraflandırılmasının” yapılması amacıyla 18 Mart 2015’te Jandarma Kriminal Laboratuarı Amirliği’ne göndermiş. Ayrıca Berkin Elvan’ın vurulmasına ilişkin görüntüleri de Jandarma Kriminal’e göndermiş. İşte savcı Kiraz'ın dosyalarındaki son durumlar.
Okan Özçelik: Savcı Kiraz, 1 Haziran 2013’te Gezi Parkı’nda sol gözünü kaybeden Özçelik’in vurulmasına ilişkin görüntüleri Ulusal Kriminal Büro’ya gönderdi. Bilirkişi raporunda polisin, “Gaz fişeğini havaya doğru 45 derece ile atmadığı, tam karşısını hedef alarak attığı” saptandı. Atış yapan polisin bağlı olduğu grubun ‘B13-03’ kodlu lacivert kasklı, ‘12-091’ ve B-02-120 kodlu beyaz kasklı, 560 yelek kodlu polis memurlarının olduğu belirtildi. Rapor üzerine Kiraz, daha önce bildirdiği ‘B-02-127’, ‘B-02-133’ ve ‘B-02-120’ kask numaralı ve 560 yelek numaralı görevlilerin yanı sıra raporda geçen ‘B13-03’ ve ‘12-091’ kask numaralı polislerin kimliklerinin belirtilmesini istedi. İstanbul Emniyeti’nden 5 Mart’ta gönderilen yanıtta, Çevik Kuvvet Şubesi’nde çelik yeleklerle ilgili bir numaralandırma olmadığından 560 ibareli yeleği hangi personelin kullandığının tespit edilmediği, şubede turuncu yelek uygulaması olmadığından bu kişinin de kimliğinin saptanamadığı ifade edildi. Kask numaraları belirtilen beş polisin dört farklı birimde çalıştığı, ikisinin Çevik Kuvvet’te olduğu ve kendilerine tebligatta bulunulduğu vurgulandı. Üç polisin ise Koruma ve Asayiş şubeleri ile Bahçelievler İlçe Emniyeti’nde çalıştığı ifade edilmişti. Kasksız ve kalkansız iki polisin de komiser yardımcısı olduğu ve tebligatta bulunulduğu kaydedildi. Bunun üzerine Kiraz, Özçelik’in vurulmasına ilişkin görüntüleri “üzerinde iyileştirme yapılarak ZET (biber gazı) silahı kullanan polis memurunun teşhise yarar fotoğraflandırılmasının” yapılması amacıyla 18 Mart 2015’te Jandarma Kriminal Laboratuarı Amirliği’ne gönderdi.
Berkin Elvan: Savcı Kiraz, 15 Haziran 2013’te biber gazı fişeğiyle vurularak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin en son Emniyet Müdürlüğü’nden daha önce eşkâlleri belirlenen üç polisin açık kimliklerinin belirlenmesi amacıyla olay günü o bölgede görevli 21 polisin kimliklerini almıştı. Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilen kamera görüntüleri üzerinden şüpheli polislerin kimlik tespiti yapılamayınca kayıtlar, Kiraz tarafından geçen günlerde Jandarma Kriminal’e gönderilmişti.
Volkan Kesanbilici: İstanbul’da kırtasiyecilik yapan 38 yaşındaki Volkan Kesanbilici, 31 Mayıs 2013’te Gezi Parkı gösterilerine destek için gittiği Tarlabaşı Bulvarı’nda sol gözüne isabet eden plastik mermiyle yaralandı. Bir gözü görme yetisini yitiren Kesanbilici’nin gözünden plastik mermiye ait bilyeler çıkarıldı. Savcı Kiraz, mermi parçasını Ulusal Kriminal Büro’ya göndererek, rapor hazırlanması istedi. Raporda, FN303 adlı silahla atılan plastik mermilerin ‘Biraz öldürücü’ nitelikte olduğu, tüfek kutusu üzerinde yazılı notta, “Yanlış kullanım ölüme sebep olabilir. Yüze ve kafaya nişan almayınız” uyarısının bulunduğu vurgulandı. Raporda, “Masum değildir. Diğer gaz fişeği ve benzeri mühimmat atan tüfeklerden yüzde 50 daha hızlı, daha güçlüdür” denildi. ABD’de 2004 yılında bir gencin bu merminin gözüne isabet etmesi sonucu öldüğü vurgulanarak, “İnsan vücuduna atılması amacıyla yapılmış olup göze hedef alınarak atış yapıldığında, Volkan Kesanbilici’deki gibi harabiyet yaratabilmektedir” denildi.
Erdal Sarıkaya: İstanbul’da 11-12 Haziran’da polisin attığı gaz fişeğiyle gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın yaralanmasına ilişkin görüntüler de Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilmişti. Büro, ZET silahı kullanan A-027 ve A-131-1 kask numaralı iki polisin olay yerinde olduklarını fakat İstanbul Emniyeti tarafından savcılığa bildirilen listede yer almadıklarını saptadı. Olaydan bilgisi olan kişinin, “görüntülerde resmi sıfatıyla resmi görülen tek yıldızlı emniyet müdürünün olduğunun düşünüldüğü” vurgulandı. T-176 kask numaralı polis E.T.’nin, görüntülerde, bu müdürün refakat polisi gibi görüldüğü ve bu nedenle “olaydan sorumlu olan ZET’çileri mutlaka tanıdığı” ifade edildi. Olayın, B-12-063 kask numaralı ‘Robokop’çu M.K.’nin de içinde bulunduğu beş kişilik ZET timi tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği vurgulanarak, “Olay yerindeki 4-5 ZET’çinin, kendi ekibinde olması nedeniyle tüm ZET’çileri en iyi ve en yakın bilmesi gereken polisin M.K. olduğu” anlatıldı.
Burak Ünveren: Ünveren‘in 31 Mayıs 2013’te biber gazıyla fişeğiyle gözünü kaybetmesine ilişkin soruşturmada, çevredeki MOBESE ve güvenlik kameraları Ulusal Kriminal Büro’ya gönderildi. Ünveren’in vurulduğu o dakikaları tespit eden büro, hazırladığı raporu savcılığa gönderdi. Rapora kaynaklık eden görüntülerde, kasksız bir polisin göstericilerin üzerine nişan alarak, 45 derece eğimle değil, “yere paralel” şekilde atış yaptığı görülüyordu. İki polisin de göstericilerin üzerine taş attığı ve el hareketi yaptığı anlaşılıyordu. Bunun üzerine Savcı Kiraz, Emniyet’e yazı yazarak, görüntüdeki şüphelilerin isimlerinin bildirilmesini istedi. Henüz bir yanıt gelmedi. (HK)