Halkın Hukuk Bürosu, 31 Mart’ta Çağlayan’daki İstanbul Adliyesindeki rehine eylemi ve sonrasında Savcı Mehmet Selim Kiraz ile eylemciler Şafak Yayla ile Bahtiyar Doğruyol’ün polis operasyonu sonucu öldürülmesiyle ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.
Halkın Hukuk Bürosu’ndan avukatlar Şükriye Erden ile Ebru Timtik eylemcilerle sekiz saat süren müzakerelerde yer aldı. Görüşmelerin nasıl gerçekleştiğini, neler söylendiğini, hangi aşamaya geldiğini şöyle anlattılar:
Müzakereye kim katıldı?
“Olayın öğrenildiği saatten itibaren eylemcilerin ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin talebi doğrultusunda görüşmelerde bulunduk. Toplam sekiz saat süren görüşmelerin bütünü cep telefonu ve odada mevcut dahili telefon ile yapıldı. Telefonun ucundaki eylemci kendisine Berkin ismi ile hitap edilmesini istedi ve görüşmeler bu isimle sürdürüldü.”
“Bu görüşmelere siyasi şubede amir sıfatında sorumlu bulunan polisler ve müzakere uzmanı bir polis de katıldı. Yine eylemcilerin isteği doğrultusunda İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da katıldılar.”
Ne istiyorlardı?
“Bu katılımlar ve görüşmeler çeşitli aşamalardan geçerek ilerledi, eylemcilerin olayın başında bildirmiş oldukları süre dolmuş olmasına karşılık müzakereler sürdü ve görüşmeler neticesinde sonuç almaya doğru adımlar atıldı.”
“Eylemcilerin eylemin başında ileri sürmüş oldukları şartlar tartışılmaya başlandı, ilerleyen aşamada birinci madde olarak bahsettikleri Berkin Elvan’ın katil zanlılarının açıklanması yolundaki talepten vazgeçmeyeceklerini ancak diğer taleplerden vazgeçebileceklerini-tartışabileceklerini bildirdiler. Bu doğrultuda son görüşmeler zanlıların açığa çıkarılması üzerinden yürüdü.”
Polisler ne cevap verdi?
“Eylemciler, müzakereci polislerin bu isimleri bulma yönündeki zaman darlığı ve kendi maddi imkansızlıklarını ileri sürmeleri üzerine, soruşturma dosyasında mevcut fotoğrafları belirttikleri @umutadalet isimli Twitter hesabı üzerinden yayınladıklarını bildirdiler ve bu fotoğraftaki isimlerin açıklanmasını istediler.”
“Bir süre sonra eylemciler, rehin alınan savcı ile görüştüklerini, savcının kendilerine kriminal inceleme sonucunda açığa çıktığı belirlenen bir isim ve iki sicil numarası bildirdiğini, bu isimlerin yayınlanarak suçlarını itiraf etmelerini istediler. Bu talep müzakereci polislerce mümkün görülmedi, bu açıklamayı avukatların yapmasını önerdiler.”
“Bu öneri üzerine biz görüşmeci avukatlar ve İstanbul Barosu Başkanının sorumluluk alması ile isimlerin tarafımızdan açıklanabileceği ve aramızda geçen diyaloğun da basına ve kamuoyuna aktarılabileceği iki tarafa da söylendi.”
Son görüşme
“Bu öneri eylemcilere iletildiğinde, avukatların yanında bir emniyet müdürünün de olması halinde bu öneriyi kabul edebileceklerini ancak bunun dışında bir şey konuşmayacaklarını, cevabı beklediklerini konuyla ilgili son görüşmeyi yapacaklarını söylediler.”
“Müzakereci polisler bir emniyet müdürünün bizlerle birlikte açıklamaya katılmasının mümkün olmadığını belirtmesi üzerine eylemcilerle tekrar telefon irtibatı kuruldu”.
“Bu telefon görüşmesinde telefonun ucundaki eylemci telefonu ‘son görüşme’ diyerek açtı, verilen cevabı dinledikten sonra telefon kapandı ve hemen akabinde silah sesleri duyuldu silah seslerinin duyulması ile beraber zaten hazır bulunan özel birlikler hareketlendi.”
“Bomba müzakere sürerken hazırlanmıştı”
“Ancak biz silah sesinin nereden geldiğini ve kime yöneldiğini görmeyip yalnızca seslerini duyduğumuzdan ötürü atışın kim tarafından yapıldığını bilemiyoruz.”
“Çok sayıda seri ateş sesleri duyuldu ardından orada bulunanlardan bomba patlatılacağı için kulaklarını kapatmalarını istediler. Bu bomba müzakere sürerken hazırlanmıştı. Bomba hazırlıkları sürerken içerde bulunan eylemciler slogan atmaya devam ettiler. Bu sloganlar içinde bizim anladığımız tek slogan, ‘Berkin’in Katili AKP’nin polisi” şeklindeki slogandı.”
İlk bomba, silah, marş
“İlk bombanın patlamasının ardından kısa süreli bir sessizlik oldu daha sonra içeriden yeniden silah sesi ve marş sesi duyulmaya başladı. İçeride söylenen marş ‘Ellerimizde silahlarımız, sloganlar dillerimizde, kucaklıyoruz ölümü, varsa cesaretiniz gelin, silahınız bombanızla gelin varsa cesaretiniz gelin’ şeklindeydi.”
“Bu marş devam ederken seri atış yapan makineli tüfek olarak algıladığımız atışlar oldu. Ve sonra ikinci bir bomba daha patladı. Biz dışarıdaki konuşmalardan içeride sıkı bir barikat olduğunu anlıyorduk ve polisler içeri girmekte zorlanıyorlardı.”
İki taraflı çatışma
“Silah seslerinden anladığımız kadarı ile yaşanan iki taraflı bir çatışmaydı ve eylemciler polis içeri girdikten sonra da silahla karşılık veriyorlardı.”
“Silah sesleri kesildikten sonra son olarak birkaç el silah sesi duyuldu ve sonra emreden bir ses ateşi durdurarak daha fazla devam etmelerini önledi. Ardından içeride bomba olabileceğinden endişe edilerek bir süre bomba araması yapıldı ve bizim fünye olduğunu düşündüğümüz üçüncü bir patlama daha yaşandı.” (AS)