İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, soL gazetesinin 13 Mayıs 2014 sayısı için kaleme aldığı “Yasin ile Reza” başlıklı yazısında Suudi yatırımcı Yasin El Kadı’ya hakaret ettiği iddiasıyla şikayet edilen gazeteci Erbil Tuşalp’a dava açılmasına gerek olmadığına karar verdi.
Yazısında Yasin El Kadı ve Reza Zarrap’ın ortak paydasının “kara para” olduğunu savunan Tuşalp, yazısını “Hırsız da arsız da olsa, soygun da vurgun da yapsa nasıl olsa hiç kimse yalandan ölmüyor” sözleriyle sonlandırmıştı.
11 Eylül 2001 saldırıları sonrası ABD’nin “terörist” listesinde yer alan ancak Türkiye’de hükümet çevreleriyle iyi ilişkiler geliştiren El Kadı’nın “basın yoluyla hakaret”ten yaptığı şikayet Basın Suçlarını Soruşturma Bürosu’nca soruşturuldu.
Savcılık: Eleştiri doğası gereği sert ve haşindir
Dün (23 Eylül) kamuoyuna yansıyan savcılık kararında, eleştirinin doğası gereği sert ve haşin olmasının beklenmesi gerektiğine işaret edildi.
Kararda, “Toplumun genelini ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken olaylar hakkında bilgi verme, toplumun bu hususlar üzerinde düşünmesini sağlama, toplumda yaşayan bireylerin farkındalığını artırma ve yeni kamuoyunu ilgilendiren konularda eleştirme ve bu suretle denetleme, aynı zamanda basına verilmiş bir görev niteliğindedir” denildi.
Türkiye’de mahkum oldu, AİHM’de kazandı
Tuşalp, BirGün gazetesinde yazdığı dönemde, 2005 ve 2006 yıllarında kaleme aldığı iki yazıdan dönemin Başbakanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla verilen 10 bin TL’lik tazminat cezasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşımıştı.
AİHM, yazarın ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine kanaat getirerek Türkiye’yi mahkum etmişti. Bu karar, hakaret suçlamasıyla yargılanan gazetecilerin dosyalarına emsal karar olarak da girmişti. (EÖ/AS)