Ressam, yazar ve şair Etel Adnan'ın 60 yıllık üretiminin tüm dönemlerini kapsayan retrospektif niteliğindeki sergisi "İmkânsız Eve Dönüş" 8 Ağustos'a kadar Pera Müzesi'nde görülebilir. Sergi, sanatçının savaş, sürgün, göç, kayıplarla geçen yaşamına ve çok katmanlı dünyasına ışık tutuyor.
Şam doğumlu Müslüman Arap bir baba ile İzmirli Ortodoks Rum bir annenin, her ikisinin de cemaatlerinden dışlanmasına sebep olan evliliğinden dünyaya gelen Etel Adnan'ın tüm yapıtları köklerinin izlerini taşıyor.
*Beyrut, 1975, Leporello üzerine kara kalem, 17,2 x 11.8 cm
Etel Adnan'dan bir mektup"İzmir yitik bir cennet gibiydi"Türkiye hep günlük hayatımın arka planında idi. Çocukken Türkçe ve Fransızca konuşuyordum, daha sonra okulum nedeniyle Fransızca baskın çıktı. Fakat ne zaman Şam'daki ailemi ziyarete gitsem, babamla konuşmalarımda Türkçe hep geri geliyordu. Kendimizi çoğu zaman bir Osmanlı ailesi olarak görürdük; zira, babam Harbiye'den kurmay subay olarak mezun olmuştu ve Mustafa Kemal'in sınıf arkadaşıydı. Babamı bir tek Atatürk öldüğünde ağlarken görmüştüm. Birinci Cihan Harbi'nden kısa zaman önce babam İzmir garnizon kumandanı olarak atanmıştı. Doğma büyüme İzmirli genç bir Rum olan annemle orada tanışmış ve evlenmişti. Babam Müslüman, annemse Hıristiyan olduğundan bu sıra dışı bir evlilikti. Babamın doğduğu şehir olan Şam'da da ilk karısı ve üç çocuğu yaşıyordu. Etel Adnan, Paris, Aralık 2020 | |
*İsimsiz, 2015, Tuval üzerine yağlı boya, 38 x 46 cm
Küratörlüğünü Serhan Ada ile Simone Fattal'ın birlikte üstlendiği sergi, 1925'te Beyrut'ta çok dilli, çok dinli, çok kültürlü bir ailede dünyaya gelen Etel Adnan'ın, zengin kimliğini yansıtan eserlerini İstanbul'a taşıyor.
*Gökbilimci XII, 2016, Kâğıt üzerine pastel ve mürekkep, 30 x 46 cm
"İmkânsız Eve Dönüş", sanatçının yağlı boya, desen, baskı, seramik, halı, leporello (akordeon şeklinde katlanmış defter) ve film gibi çok farklı alanlarda ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Etel Adnan'ın sanatsal üretimlerinin yanı sıra farklı dönemlerde yapılmış söyleşilerin video kayıtları da izleyiciyle buluşuyor.
Serhan Ada, Etel Adnan'ın kimliğinin göç, sürgün ve iltica gibi kavramlarla şekillendiğine değiniyor ve sergiyi düzenlerken sanatçının eserlerini bütüncül bir yaklaşımla ele aldıklarını ifade ediyor. Simone Fattal ise, sanatçının tek bir çerçeveden bakılarak anlaşılmasının imkânsızlığını vurguluyor.
*Dağlar, 1980, Kâğıt üzerine sulu boya, 28 x 34,5 cm
Etel Adnan hakkında
1925 yılında Beyrut'ta dünyaya geldi. Öğrenimine bir Fransız kız okulunda başladı. Kazandığı bursla Paris'e, Sorbonne Üniversitesi'ne felsefe ve estetik eğitimi almaya gitti. Ardından ABD'ye göç etti ve doktora eğitimine Berkeley ve Harvard gibi üniversitelerde devam etti. Arap dünyasındaki hareketlilik sürerken 1972'de Beyrut'a, kendi deyimiyle "sürgünden sürgüne" döndü. Savaş sona ermeden Beyrut'tan yeniden gönüllü sürgüne, Kaliforniya'ya gitti ve böylece hayatının geri kalanını, Amerika-Lübnan-Fransa üçgeninde sürdürmeye devam etti.
Resim yapmaya, edebiyata olan ilgisini keşfettikten çok sonra, 1959 yılında başladı. Eserlerini ilk olarak San Francisco'daki sanat merkezleri ve galerilerde sergilemeye başladı. Beyrut'a geri döndüğü döneme kadar geçen sürede leporello ve kilim dokuma sanatlarına olan ilgisinin farkına vararak bu alanlara yöneldi.
(AÖ)