Bir sansür belgeseli olan “Yollara Düştük”, finalist olarak seçildiği film festivallerinden iki kere sansür nedeniyle, bir kez de eser işletim belgesi olmadığı gerekçesiyle geri çekilmek zorunda kaldı.
Sinema sanatçılarının 1977’de sansüre karşı üç günlük yürüyüşünün hikayesini anlatan filmin ilk gösterimi ise yarın (18 Nisan Cumartesi) Abbasağa Parkı’nda düzenlenecek Sansür Forumunda gerçekleşecek.
Filmin yönetmeni Deniz Yeşil, “İki festivalde, başka filmlere uygulanan sansür nedeniyle, bir sansür belgeselini gösteremedim. Ama şaşkınlığım burada bitmedi. Dün akşam Eskişehir Film Festivali’nden aldığım telefonla, Yollara Düştük'e yine yollardan çekilmek düştü” dedi.
51. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden Reyan Tuvi’nin Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek belgeseline, 34. İstanbul Film Festivali’nden ise Ertuğrul Mavioğlu ile Çayan Demirel’in Bir Gerilla Belgeseli Bakur/Kuzey adlı belgeseline uygulanan sansür nedeniyle geri çekilme kararı alan “Yollara Düştük”, Eskişehir Film Festivali’nde ise Eser İşletme Belgesi engeli nedeniyle yayınlanmayacak.
“Sansür belgeseli sansürlü bir festivalde varolamazdı”
“Yollara Düştük” ilk olarak Antalya Film Festivali’ne finalist olarak seçilmişti. Ancak Reyhan Tuvi’nin Gezi belgeseline sansür uygulanınca 15 filmden 12’si ortak bir metine imza atarak festivalden çekildiklerini açıkladı.
Festival yönetiminin sorunu çözmek yerine filmdeki tartışmalı kısmın çıkartıldığını söyleyen Yeşil, “Film bir bütündür ve filmden bir parçanın çıkarılması demek, başka festivallerde başka filmlere de böyle taleplerin gelmesinin önünü açan bir durumdu ve bu sansürün ta kendisiydi” diyor, “Benim filmim zaten sansürü anlatan bir filmdi ve ben duramazdım orada.”
Belgeselin ikinci durağı ise İstanbul Film Festivali’ydi. Bakur belgeselinin gösteriminden bir gün önce, belgeselin yayınlanmayacağının açıklanmasının ardından yönetmenler ve jüri üyeleri festivalden çekildi, yarışmalar iptal oldu.
“Eser İşletme Belgesi, doğrudan sansüre yarıyor”
Yeşil, tartışmanın Eser İşletme Belgesi üzerinden çıktığını hatırlatırken, Kültür Bakanlığı’ndan alınan bu belgenin sansüre hizmet ettiğini vurguluyor:
“Bizden festivallere gitmeden önce Bakanlık’tan Eser İşletme Belgesi almamız isteniyor. Bakanlık, milli menfaatler, genel ahlak gibi başlıklarla uygun bulmadığı filmlere o belgeyi vermeyecek, o filmler de festivale başvuramayacak. Bu doğrudan sansürdür, filmin engellenmesidir.
“Biz festivallerin, özellikle belgeselciler ve kısa filmciler açısından özgür olarak kendilerini ifade edebildiği tek alan olarak görüyoruz. Zaten filmlerimizi vizyona sokmak konusunda sorunlar yaşıyoruz. Filmlerimizi izleyiciyle paylaşabileceğimiz tek yer olan festivallerde de Eser İşletme Belgesi adı altında yolumuzun kapatılmasına sessiz kalamazdık.”
“Belgem olsa da ibraz etmem”
Yeşil, diğer filmlere uygulanan sansür nedeniyle iki festivalden geri çekildikten sonra, bu sefer filmin ilk gösteriminin yapılması planlanan Eskişehir Film Festivali’nden arayarak kendisinden Eser İşletme Belgesi istiyorlar.
Yeşil “Kendilerine son günlerdeki tartışmaları hatırlattım ve bizim bu belgeyi vermemek için filmleri çektiğimizi hatırlattım. Belgem yok, olsa da ibraz etmeyeceğim. İstanbul’da da belgesi olanlar ibraz etmediler. Bu durumda Eskişehir’de de filmim gösterilemiyor” diyor.
38 sene sonra ilk defa ortaya çıkan görüntüler
1977’de Yeşilçam’ın bir araya geldiği sansüre karşı yürüyüş ilk defa bu belgeselle derinlemesine ele alınıyor. Yürüyüşe katılan sinemacılarla röportajların da yer aldığı belgeselle, yürüyüşün şimdiye kadar gün yüzüne çıkmamış görüntüleri de ilk defa seyirciyle buluşacak.
Yönetmen Yeşil, Türkan Şoray’ın filmde yer alan röportajındaki “Hep bu baskı, sansür nereye kadar? Bunun bir yerde bitmesi, patlaması gerekiyordu” ifadelerini hatırlatıyor; “Birkaç gündür yaşananlar üzerine, Türkan Şoray’ın bu görüntüsünü paylaştım. Çünkü bizim de patlamamız gerekiyordu, o patlama da çok güzel oluyor” diyor.
Sansür, sinema dünyasını yine bir araya getirdi
Yeşil, sinemacıların 2015’teki “patlamasını” ise şöyle anlatıyor:
“Sansür iyi bir şeye vesile oldu. Dağınık olan ve çok fazla sorunu olan sinema dünyasını bir araya getirdi. Şu an çok iyi bir birlikteliğimiz var ve sürekli toplantılar yapıyoruz. Bu bizim için bir başlangıç olacak. Sadece sansür değil, setlerde çalışma koşulları, iyi bir sinema yasasının çıkması gibi taleplerin takipçisi olacağız. Buradan bir Özgür Sinema Forumu oluşacak.”
Sinemacılar yarın İstanbul’da Fransız Kültür Merkezi’nin önünden Atlas Sineması’na bir yürüyüş düzenleyecek. Ardından da Abbasağa Parkı’nda sansür forumu gerçekleşecek. Forumda Yollara Düştük belgeseli gösterilecek.
Yönetmen Yeşil, herkesi yürüyüşe ve foruma çağırıyor, “Gelip sinemalarına sahip çıksınlar” diyor.
“1977’de tüm toplumsal muhalefet sokaklardaydı. Haklarını aramak için çeşitli gösteri ve kampanyalar düzenliyorlardı. Sadece sinemacılar bu anlamda cılız bir varoluş gösteriyordu. Yani sokaklar sinemacıları görmeye alışkın değildi. Oysa sinemacıların çok sorunu vardı. Sansürün sinemanın belini kırdığı bir dönemde gelen yeni sansür tüzüğü, bardağı taşıran son damla oldu ve bütün Yeşilçam bir araya geldi. 400 sinema emekçisi, İstanbul’dan Ankara’ya üç günlük bir yürüyüş düzenledi. Bu yolculukta, düğün salonlarındaki tahta sandalyelerin ve masaların üzerinde sabahladılar. “Benim filmim de bu yürüyüşün hikayesini anlatıyor. Neden böyle bir karar aldınız? Nasıl toparlandınız? Yollarda ne yaşadınız? Sonra ne kazandınız? Gibi soruların cevapları var filmde. “Sokak cinayetlerinin arttığı bir dönemde, provokasyonun bu kadar çok olduğu bir dönemde bu eylem çok cesurcaydı. Bu ülkenin sineması aslında o kadar da apolitik değil, sorunlara karşı tepkisiz kalmadı. Sadece başarı hikayelerini bizim gibi belgeselcilerin ve araştırmacıların belgeleyip, araştırıp sunması gerekiyor.” |