*Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Antalya’da çeşitli sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların temsilcileriyle bir araya geldi.
Emek ve demokrasi güçleri, Alevi kuruluşları, siyasi parti temsilcileri, kadın örgütleri ve çevre kuruluşları ile bir araya gelen Sancar, “HDP anahtar güçtür; temsil ettiği kitle ve halklar bakımından önümüzdeki dönemin en önemli aktörüdür” dedi. Ayrıca Sancar, Salı günü Meclis'te görüşülecek olan Suriye ve Irak tezkeresi için de "Tezkereler yeniden Meclis'e sunuldu. İktidar savaş politikalarıyla varlığını güvence altına almaya çalışıyor. Tezkerelerin de buna hizmet edeceğini herkes görmeli. Çağrılarımızı yeniliyoruz: İktidarın tezkere ve savaş oyunlarına hayır deyin. Buna şimdiden karşı çıkalım" diye konuştu.
TIKLAYIN- Irak ve Suriye Tezkeresi Meclis'te Kabul Edildi
Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon için Cumhurbaşkanı'na verilen yetkinin iki yıl daha uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, 20 Ekim'de TBMM Başkanlığına sunuldu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla gönderilen tezkerelerde, Suriye ve Irak'ta bulunan askerlerin iki yıl daha bu ülkelerde kalmasını isteniyor. Tezkerede milli güvenlik vurgusunun yanı sıra Astana süreci kapsamında İdlib'de, istikrar ve güvenliğin tesisine ilişkin faaliyetleri hedef alan risk ve tehditlerin devam ettiğine dikkat çekiliyor.
Sancar’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Üçüncü yol
“Bu üç aylık buluşmalar ve tartışmalar sonunda bir deklarasyon metni yayınladık. Amacımız Türkiye'de yeni bir sayfa açmak. Demokratik dönüşüme giden yolun en geniş demokratik birliğiyle olabileceğine inanıyoruz. Bunun anlamı seçimlerde bir üçüncü yolu inşa etmektir. Mevcut ittifaklar dışında Türkiye’nin temel sorunlarını çözebilecek, en azından çözüm için yolu açabilecek en geniş birlikteliği oluşturmak ve bunu milletvekili seçimlerinde yapacağımızı deklare etmek.”
TIKLAYIN - HDP'den 11 maddelik deklarasyon: Ortak yönetime hazırız
Kriz tablosu
“Türkiye’nin içinde bulunduğu durum her açıdan bir kriz tablosudur. Çoklu krizler içinde serbest düşüş olarak nitelendirilebilecek bir çöküş yaşanıyor. En başta da ekonomidir. Buna kriz demek de durumu ifade etmiyor. Yoksulların, en alttakilerin altında kaldığı bir enkaz yaratılmak isteniyor. İşte biz bu enkazın halkın üzerine çökecek bir kara yük olmaması için mücadele ediyoruz.”
Ekonomik çöküş
“Ekonomik çöküşün çok çeşitli nedenleri var. Bunlardan en önemlisi bizce savaş politikalarıdır. 2015’ten bu yana ortaya konan rakamlar gösteriyor ki güvenlikçi ve askeri yöntemler ekonomiyi çöküşe götürüyor. 2015’te GSMH 960 milyar dolar iken bugün 700 milyar dolara düştü. Eğer 2015'te gerçekleşen yüzde 10'luk büyüme devam etseydi, GSMH'nin 1.3 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. Araya güvenlikçi politikalar, savaş stratejileri girince yüzde 10’luk büyüme hedefinden uzaklaşıldı ve tam tersi bir yola girildi. Arada 600 milyar dolarlık bir fark var. Bu farkın büyük bir kısmının askeri ve güvenlikçi politikalara gittiğini söyleyebiliriz.
Türkiye’nin gri listeye alınması
“İktidarın yarattığı çeşitli kirli ağlar var. Halkın kaynaklarını yutan büyük bir kara deliğe dönüştü. Sadece Sedat Peker’in açıklamaları değil uluslararası kuruluşların raporlarında da bu durum kayda geçiyor. OECD tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü raporuna göre Türkiye, terörün finansmanı ve kara paranın aklanmasında gerekli tedbirleri almadığı için, aksine sicili kötü olduğu için gri listeye alındı. Gri listeye alınması demek çok ciddi durumlarla karşı karşıya kalınması demek. Biri kara paranın aklanması diğeri ise terörün finansmanı. Burada terörün finansmanından kastedilen, cihatçı örgütler El Kaide ve IŞİD’in finans kaynaklarının kontrol edilmemesi. Yani bu örgütlerin finansmanının Türkiye üzerinden sağlandığı belirtiliyor. Herkese terör yaftası yapıştırmaktan geri durmayan iktidar, terörün finansmanından sorumlu tutuluyor.
TIKLAYIN- FATF Türkiye'yi "gri liste"ye aldı
Tezkereye hayır
Tezkereler yeniden Meclis'e sunuldu, Salı günü görüşülecek. İktidar savaş politikalarıyla varlığını güvence altına almaya çalışıyor. Tezkerelerin de buna hizmet edeceğini herkes görmeli. Savaş karşıtlığı ve barış için mücadele temelinde buluşma zorunluluğumuz var. Gelecek için umut, daha iyi bir ülke için umut vermeliyiz. Çağrılarımızı yeniliyoruz: İktidarın tezkere ve savaş oyunlarına hayır deyin. Buna şimdiden karşı çıkalım
Aleviler, Kürtler ve eşitlik
İktidar çok çeşitli yöntemlerle seçimlere doğru oyunlar sahnelemeye çalışmaktadır. İnanç çevrelerine, özellikle Alevi kurumlarına dönük planın devreye sokulduğuna dair bilgiler elimize ulaşıyor. Alevi çalıştayları düzenlediler 2009’larda. Onlardan Aleviler için bir sonuç çıkmadığını da gördük. Şimdi de yardımlarla, rüşvetlerle farklı çevreleri kendi yanlarına çekmek, Alevi oylarını kendilerine yönlendirmek istiyorlar. Gönül okşayıcı sözlerle Kürtleri kandırabileceklerini düşündükleri gibi. Alevilerin de diğer inanç gruplarının da toplum kesimlerinin de ihtiyacı eşit yurttaşlık. Bu temelde bir düzen ancak barış içinde ortak geleceği garanti eder. HDP inançların eşitliği ve özgürlüğünü her zeminde ve her fırsatta söylemeye devam ediyor. Seçim ne zaman gerçekleşir bunu çok dikkate almıyoruz. Seçime hazırlığımız vardır. Esas olan mücadeleyi bugünden kurmaktır.
(NÖ)