* Fotoğraf: Pixabay
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, koronavirüsle mücadele kapsamında sağlık hizmetlerinde alınmayan önlemler ve karşılanmayan talepler nedeniyle sağlık emekçileri arasında istifa, emeklilik ve ücretsiz izin başvuruları ile görevden çekilmeler yaşandığını açıkladı.
Açıklamada Ankara’daki vaka sayılarına da yer verildi. Buna göre şehirde günlük vaka sayısı 2000 civarında olup, Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji EAH ve Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH dışında tüm hastanelerde Covid-19 tanısı ile yatan hastalar bulunuyor.
İldeki hastanelerde tedavi altında 3700’e yakın pozitif tanılı ve şüpheli hasta var ve bu hastaların 650’ye yakını yoğun bakım ünitelerinde yatıyor. Tedavi altında bulunan hastalar arasında ağır hasta sayısı ise günden güne artarken Covid-19 ilişkili ölümler günlük 20’nin üzerinde seyrediyor.
Evdeki hastalar için ilaç temininde güçlük
Hastaların evlerinde takip edilmesi olarak geçen filyasyon çalışmalarında da yoğunluk yaşandığına değinilen açıklamada, filyasyonda görevli sağlık çalışanlarının günlük 16-18 saat çalıştırıldığı, artan vaka sayıları nitelikli filyasyon çalışmasını da engellediği kaydedildi.
Başta hastaneler olmak üzere, tanı kiti eksikliği yaşanırken şimdi de filyasyon çalışmalarında Covid-19 pozitif hasta tedavisinde kullanılan ilaçların (Favipravir ve Hidroksiklorokin) temininde güçlük yaşandığı da ifade edilerek “Hastalar hastane acillerinde yatış için boş yatak, evlerinde ise ilaç tedavisinin başlamasını beklemektedirler” denildi.
“Normalleşme ile rehavet oluşturuldu”
Açıklamada vaka sayısındaki artış şu sözlerle değerlendirildi:
“Vaka sayısı, ağır hasta sayısı ve ölüm oranlarındaki artışın en önemli nedenleri; ulusal bazda radikal önlemlerin alınmaması, virüsten korunmayı sadece halkın tedbirlerine indirgeyen yaklaşım ve toplumda normalleşme raporu ile rehavet oluşturulmasıdır.
TIKLAYIN - SES’ten “normalleşme” raporu
“Hal böyle iken artan hasta sayısı kontrolden çıkmış, sağlık hizmetlerinde yaşanan başta tanı kiti ve Favipravir ve Hidroksiklorokin gibi ilaçların temininde yaşanan sorunlar, nitelikli personel sayısında yetersizlik, kurum içi ve kurum dışı görevlendirmeler, uzun çalışma saatleri, baskı ve mobbing pek çok sağlık emekçisini tükenme noktasına getirmiştir. Yöneticiler bu sorunlara çözüm bulmak yerine vatandaş ve emekçileri suçlamaktadırlar.
“Özel hastaneler elini taşın altına koymuyor”
“Kamu hastanelerinde sadece yukarıda adı geçen iki hastane temiz hastane olarak kalırken ilimizde bulunan 35 özel yataklı tedavi kurumu ve bunların sahip olduğu 3200 yataktan yararlanılmamaktadır. Kamu hastanelerinde 3700’e yakın tedavi altında hasta varken özel hastaneler ücretli tanı testleri dışında elini taşın altına koymamaktadır.
“Derhal özel hastanelerin imkanlarından pandemi kapsamında yararlanılmalı ve kamu hastanelerindeki temiz hastane sayısı arttırılmalıdır.
“Sağlık emekçileri yılgınlığa sürüklendi”
“İlimizde pek çok hastanenin poliklinikleri ve klinikleri kapatılarak covid polikliniğine/kliniğine dönüştürülmüştür, sağlık emekçileri ertesi mesaisini nerde tamamlayacağını ancak iş yerine gidince öğrenmektedir.
“Yöneticilerin bu sorunları görmezden gelmesi halkın ve sağlık emekçilerinin sağlığını riske atması biz sağlık emekçilerini yılgınlığa sürüklemektedir.
“500 civarı sağlık emekçisi görevden çekildi”
“Pandeminin ilk üç ayında sağlık emekçilerinin görevden çekilme hakkı yasaklar ile engellenmişti ancak alınmayan tedbirler nedeniyle, 1 Haziran, sözde normalleşme adımları sonrası 500 civarı sağlık emekçisi; istifa, emeklilik ve ücretsiz izin hakları ile görevlerinden çekilmeyi tercih etmiştir.
“Covid vakalarındaki artış ve Sağlık Bakanlığının gerekli işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini uygulamaması sonucu sağlık emekçileri de artan riskler nedeniyle istifa, emeklilik ve ücretsiz izin haklarını kullanarak görevden çekilmeyi tercih etmektedir.
İşin içinden çıkamayan yöneticiler vaka artışına karşı yeni servisler ve birimler açarak aslında pandeminin kontrol altında olmadığını kabul etmişlerdir. Açılan yeni servisler ve birimler için Sağlık emekçilerine haksız hukuksuz görevlendirmelerle baskı yapılmaktadır.”
Sağlık emekçileri neler yaşadı?
Açıklamada süreç boyunca sağlık emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları sorunlar şöyle sıralandı:
- Kronik hastalığı olan, kanser tedavisi gören sağlık emekçilerinin çalıştırılmaya zorlandı.
- Diğer kurumlarda hamile emekçilerin idari izinli sayılırken, hamile sağlık emekçilerin en riskli alanlarda çalışmaya zorlandı.
- İkisi de sağlık emekçisi olan çiftlere ve riskli aile bireyleri olan sağlık emekçilerine kolaylık sağlanmadı.
- Sağlık emekçilerinin dönüşümlü çalışma genelgeleri kapsamına alınmadı.
- Düzenli tarama (PCR) testleri yapılmadı.
- Yeterli sayıda ve nitelikte koruyucu ekipman sağlanmadı.
- Taşeron olarak çalışan sağlık emekçilerine koruyucu ekipman temin edilmedi ve bu durum bahane edilerek sağlık hizmetlerinin aksamaması için görevleri kadrolu personele yaptırıldı.
- Pandemi meslek hastalığı ve iş kazası statüsüne alınmadı.
- Hastanelerde yeterli sayıda ilaçlardan tanı kitlerine kadar hizmeti aksatmaya neden olan yaklaşımlar.
- Ekonomik kayıplar karşılanmadı.
- Yıllardır bekletilen sorunlar (3600 ek gösterge, yıpranma payı) çözüme kavuşturulmadı.
- Servis, yemek, kreş gibi talepler karşılanmadı.
- Şeffaf bir yönetim anlayışı hakim olmadı.
- Yoğun ve şeffaf olmayan görevlendirmeler, ekip anlayışını zedeleyici ayrımcılığa neden olan yaklaşımlar uygulandı.
- Sağlık emekçilerinin emeğini yok sayıp, sağlık sisteminin başarısına vurgu yapan açıklamalar yapıldı.
- 3 aylık tavandan ödeme vaadi ile sağlık emekçilerinin taleplerinden uzak rencide edici açıklamalar yapıldı.
- Artan iş yüküne rağmen yeterli ve güvenceli sağlık emekçisi istihdam edilmedi.
- Artan şiddet vakaları nedeniyle sağlık hizmetlerinde ciddi sorunlar yaşandı.
“Bakanlık 3 maymunu oynuyor”
“Bakanlık sağlık emekçileri ve talepleri karşısında 3 maymunu oynamaktadır. Atılmayan adımlar sağlık emekçilerinin enfekte olmasına ve ölümüne neden olmaktadır.
“Sağlık yöneticilerinin sağlık emekçilerinin ölümüne bile tepkisiz kalması ve adım atmaması biz sağlık emekçilerinin emeğine verilen ve varlığımıza gösterilen saygının en büyük göstergesi olmuştur.
“Sağlık sistemi tıkanacak”
“Sağlık sistemi bir bütündür ve biz sağlık emekçileri sağlık sisteminin bir parçası ve aracı değiliz. Sağlık emekçileri olmadan sağlık hizmeti sunulamaz.
“Gerçek verileri açıklamak yerine hala şehir hastaneleri reklamı yapmak, Neo-liberal sağlık politikalarını olmazsa olmaz görmek, toplum sağlığına pandemiden daha fazla zarar vermektedir.
“Sağlık Bakanı buradan tekrar uyarıyoruz. Emeği, emekçiyi yok sayan uygulamalara son verin ve sağlık sosyal hizmet emekçilerinin taleplerini ciddiye alın. Aksi halde görevden çekilmeler artarak sağlık sistemi tıkanma noktasına getirecek ve pandemi ile mücadelede zaafa neden olacaktır.” (TP)