Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Gezi direnişinin ilk gününden bu yana yoğunlaşan polis şiddetini kınayarak “Hükümet acilen medya veya blog sahiplerine yönelik baskıları sonlandırmalı ve bu sapmalara neden olan görevlileri de cezalandırmalıdır” dedi.
“Güvenlik kuvvetlerinin, habercilere göz yaşartıcı gaz veya plastik mermi sıkarak, darp veya hakaret ederek, görüntülerini silmeye zorlayarak görevlerini kötüye kullanmaya ısrar etmelerini kınıyoruz. Yetkililer, gazetecileri çatışmaları organize etmekle suçlamayı sürdürüyorlar. Hükümet acilen medya veya blog sahiplerine yönelik baskıları sonlandırmalı ve bu sapmalara neden olan görevlileri de cezalandırmalıdır.”
RSF 6 Temmuz’da “Parkımıza Gidiyoruz” çağrısıyla Taksim’e gelenlere polisin müdahalesi sırasında 12 basın çalışanının hedef olduğunu, iki Aydınlık Gazetesi çalışanı İtalyalı foto-muhabiri Mattia Cacciatori’nin gözaltına alındığını, hükümet politikalarına muhalefet eden birçok köşe yazarının işine son verildiğini, birçok yayının yasaklandığını aktardı. Türkiyeli olmayan ve gözaltına alınan gazetecilerin ülkeden ayrılmalarının istendiğini belirten RSF “Yalnızca sansürü değil, artık Türkiye’yi etkisi altına alan oto-sansür uygulamalarını da kınıyoruz” açıklamasını yaptı.
IPI: Yetkililer gazetecilerin hedef olmasını engellemeli
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Basın Özgürlüğü Sorumlusu Barbara Trionfi “IPI ve ona bağlı Güney Doğu Avrupa Medya Organizasyonu (SEEMO) Türkiye’deki otoriteleri görevlerini yerine getirerek meşru rolünü yerine getiren gazetecilerin hedef haline getirilmesini önlemelidir” dedi. (EA)