The Independent, Orta Doğu muhabiri Robert Fisk’in Türkiye'nin 20 Ocak’ta başlattığı ve “Zeytin Dalı Harekatı” adı verilen Afrin operasyonuna ilişkin izlenimlerinin ikincisini yayınladı. Fisk’in ikinci gün Afrin Merkezinden gönderdiği haberinin başlığı “Afrin’de kürt tarafının neye dayandığını bilmek güç”tü.
TIKLAYIN - The Independent'tan Robert Fisk'in Afrin İzlenimleri
Robert Fisk'in üç gün sürecek olan yazı dizisinin ikincisinde özetle şunları yazdı:
Kürtler Suriye’ye olan potansiyel sadakatlerini kanıtlamaya çalışarak Kürt Suriyesi ve Irak Kürtleri’nin geri kalanıyla ilgili herhangi bir bağlantıyı reddederken – ki bu açık bir yalan – kendi kendilerini yönetme şekline inançlarını (ki doğrusu da bu) bildirmek durumundalar.
Birçok haber ajanslarının söylediğinin aksine Rusya hala Afrin’de. Ben bizzat kendim zırhlı bir Rusyalı askeri personeli izledim. Kendisiyle Suriye’nin Halep eşiğindeki askeri hattındaki kontrol noktasını tartıştık.
Şimdi onları görüyorsunuz, ama aslında görmüyorsunuz. Bir YPG yetkilisi “Söyledikleri gibi, kendi büyük üslerinden çekildiler. Tabii gün içinde bize ziyaretlerde bulunuyorlar” dedi.
Rusya ordusu (havada oldukları için) karadan Türkiye’nin ordusunun gerçekten de iddia ettiği gibi kuzey Suriye’yi ne kadar işgal edeceğini izlemeye epey meraklı. Şimdiye kadar - bu Churchillvari ifadeler tedbirli bir şekilde kullanılmalı – Türkiye koyun postunda koyun olmak istiyor. Kürt tarafından askerler, Afrin’in kuzeyinde sadece birkaç tank gördü. Özgür Suriye Ordusu militanlarından neredeyse hiçbirisi Suriye’nin bu en son macerasında herhangi bir rol oynamadı.
Siyasal hayatın nesinin iyi ve müthiş olduğuna inanırsanız inanın, gerçekten Afrin kenti bir kere bile bombalanmadı ve tamamen hasarsız. Tabii aynı şey batıdaki ve kuzeydeki köyler için geçerli değil. Afrin kentinin güney girişinden birkaç mil uzakta, çoğunluk olarak Kürt ordusundan olan son “şehitler” ve ailelerinin savaş alanından uzakta olmalarını istediği siviller için yeni mezarlar kazıyorlar. Plastik çiçeklerle süslenmiş mezarların ötesinde savaş alanında yeni bir çatışma için yeni toprak tahkimatları da hazır durumda. Fakat gözyaşlarını henüz bu soğuk ve mermer duvarlı yere akıtacak kederli aileler yok.
Aslında, Afrin’deki bütün bu savaşla ilgili hayret verici bir şekilde anlamsız bir nokta var. Bir YPG yetkilisi – siyasi olduğu kadar askeri olarak – kendisine eğer Türkiye cumhurbaşkanı bütün ordusunu gönderirse, mitsel bir şekilde “Suriyeli” olan ÖSO milisleri ile birlikte, kenti yarım saat içinde ele geçirebilecek olduğunu söylediğimde bana katıldı. Tabii YPG’nin hala yeteri kadar Erdoğan karşıtı bir altüst etme gücü olduğu da göz önünde bulundurulmalı
Küçük bir köyde siyah üniformalıların yüzlerindeki siyah bandanaları ve Kürdistan-Türkiye cephe hattına giden otomatik silahlarla yüklü kamyonetlerini gördüğümde sarsılmıştım. Hiç de Türkiye’nin saldırısına karşılık vermeye hakları yokmuş gibi görünmüyorlardı. Yani nazik televizyon haberlerinde gördüğünüz o “çocuklar” değildi.
Suriye ordusunun son kontrol noktasını geçer geçmez kendinizi mavi ve beyaza boyanmış rampalarda bulursunuz. Kürdistan’ın “yıldız” pankartını ve YPG’nin alakasının olmadığını söylediği PKK lideri Abdullah Öcalan’ın resmini görürsünüz. Ya da sadece öyle söylüyorlar.
Dürüst bir şekilde PKK’yi destekleyen YPG, Öcalan’ın bazı görüşlerini desteklediklerini ama PKK’nin parçası olmadıklarını söylüyor. Ama Afrin hastanelerinde Abdullah Öcalan’ın renkli portreleri resepsiyondan daha büyük.
Buradaki Kürtler – kamuya açık bir şekilde değil elbette – Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürüyorlar. Rusyalılar da, tabii ki, Erdoğan’ın ya da Kürtlerin fazla ileri gitmesi ihtimaline karşı, Afrin’deki olaylardan gözünü ayırmamakta epey haklı. (EC/HK)
* Haberi Eda Canımana, The Independent'tan özetleyerek çevirdi.