Tunceli'nin Pülümür İlçesi'ne bağlı Şampaşa Deresi üzerinde kurulması planlanan Abdalan regülatörü ve hidroelektrik santral (HES) projesi için önceki gün (9 Kasım) şirket yetkililerinin ve Devlet Su İşleri (DSİ) Tunceli İl Müdürlüğü görevlerinin yapmayı planladığı "Halkı Bilgilendirme Toplantısı", halkın tepkisi üzerine gerçekleştirilemedi.
Tunceli Emek Gazetesi'nin haberine göre, halkın ıslık ve "Dersim'de baraj istemiyoruz" sloganları üzerine toplantı başlamadan sona erdirildi. Toplantıda gösterim yapacak sunum cihazları itirazlar üzerine kapatıldı ve halk baraj istemediklerine dair imzaya açtıkları ortak metni görevlilere iletti.
Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Hüseyin Tunç toplantıyı "kandırmaca ve göz boyama toplantısı" olarak tanımladı ve şöyle konuştu: "Dersim ve Pülümür halkı, kenti suyla boğma projesine alet olmayacak. Bizler baraj ve HES'lerin yol açacağı sonuçları düşünerek yapımlarına karşı çıkıyoruz."
"Can suyu olarak bırakılacak su miktarı, ekosistemi ciddi şekilde etkileyecektir. İnşaat sürecinde yaşanacak yıkım ve tahribat kaya ve orman ekosistemlerinin dengesini alt üst edecek, açılacak yollar ve kanallar doğal ortamı bozacaktır."
Projelerin doğal yaşamı olduğu kadar, sosyal yaşamı da etkileyeceğine ve köylerin boşalacağını ve göç ettirilen insanların trajik bir hayata mahkum edileceğine dikkat çeken Tunç, "Baraj ve HES projeleri yerine ekonomik getirisi daha fazla olacak turizm ve üretime dayalı yatırımlar yapılması daha anlamlı olacaktır" diye konuştu.
Geçtiğimiz haftalarda Rize Hemşin ve Artvin Ardanuç'ta da HES projeleri hakkında halkı bilgilendirme toplantıları yöre halklarının tepki göstermesiyle engellenmişti.
Eroğlu'na soru: Iısrarın nedeni nedir?
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de mecliste Kastamonu Loç Vadisi'nde yapımı süren HES inşaatını gündeme getirdi.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na yönelttiği soru önergesinde Tuncel "Eşsiz güzellikteki ve milli park ilan edilmiş Loç Vadisi'nde baraj yapma ısrarı, Hasankeyf ve Bergama'daki gibi devam ediyor" dedi.
"Tüm bu HES'lerle tarihin ve doğal zenginliklerin sular altında bırakıldığı görülmeli ve sosyal devlet gereği bu miras koruma altına alınmalı" diyen Tuncel şu soruları iletti:
* Köylülerin ellerindeki belgelere rağmen Ümran Boru şirketinin inşaata devam etmesi hukuksuzluk oluşturmuyor mu? Şirketin inşaatı bir an önce durdurması için müdahalede bulunacak mısınız?
* İnşaat bölgesine girişin güvenlik amacıyla yasaklanma gerekçesi nedir? Çevrecileri darp eden şirket çalışanları ve asıl olarak şirket sahipleri hakkında bir soruşturma başlatıldı mı?
* Tüm doğa güzellikleri, ekolojik sistemin zarar görmesi ve kültürel mirasın yok olması pahasına HES'lerin yapılmasındaki ısrarın altında yatan neden nedir?
* Çevreye büyük zararları olan HES yapımı yerine rüzgar, güneş gibi doğaya dost potansiyellerin kullanımını yaygınlaştıracak bir projeniz var mıdır? Varsa, ne zaman faaliyete geçirmeyi düşünüyorsunuz? (EÇ/EÖ)