Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018’den beri İletişim Başkanlığı koltuğunda oturan Fahrettin Altun'un yerine Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Duran'ı atadı.
Her iki ismin ortak noktası kariyerlerinin ‘iktidara yakın düşünce kuruluşu’ Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’dan (SETA) geçmiş olması.
Altun, 2014-2018 yılları arasında SETA İstanbul genel koordinatörlüğünü ve SETA genel koordinatör yardımcılığı görevlerini yürüttü. Genel Koordinatörlüğü görevini Burhanettin Duran'a bırakarak İletişim Başkanı oldu.
Duran ise 2013’te SETA'nın İstanbul şubesinin genel koordinatörlüğüne atandı. SETA'nın İstanbul ofisinin ilk koordinatörüydü ve yerine Fahrettin Altun getirildi. Duran, 2014’te SETA'nın genel koordinatörü oldu. Erdoğan, 16 Mayıs 2024’te Duran’ı Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atadı.
Duran 2016'da SETA'da yardımcılığını yapan Fahrettin Altun’un "Milletin Zaferi 15 Temmuz" kitabının editörlüğünü yaptı.
Ayrıca Duran, 2019’da SETA Türkiye'de tartışmalara ve "gazetecilerin fişlendiği" eleştirilerine yol açan "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı 202 sayfalık bir rapor hazırlamıştı.
Rapor, gazetecilerin sosyal medya paylaşımlarını ve haberlerini analiz ederek, onları belirli siyasi eğilimlerle ilişkilendiriyordu. Fon alan gazeteleri de hedef gösteriyordu. Raporda adı geçen gazeteciler ve basın özgürlüğü savunucuları, bu durumu "fişleme" olarak nitelendirerek tepki gösterdi. Duran'ın bu raporun hazırlanmasındaki rolü ve raporun içeriği, basın özgürlüğü açısından eleştirildi.
Boğaziçi'nde okudu
Duran, 1 Ocak 1970'de Sakarya Adapazarı doğumlu. 1993’te Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Bilkent Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı.
Yüksek lisans tezinde Kenan Evren ve Turgut Özal'ın seküler kavramsallaştırmalarını karşılaştırmalı bir perspektifle inceledi. Doktora tezinde ise Türkiye'de İslamcı siyasal düşüncenin dönüşümünü ele aldı.
Akademik kariyerine Sakarya Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak başladı. 2006'da doçent ve 2013'te profesör oldu.
2001-2009 yılları arasında aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde öğretim üyeliği yaptı ve bölüm başkanlığı görevini üstlendi.
2009’da İstanbul Şehir Üniversitesi'ne geçerek Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı olarak görev yaptı. 2010-2011 yıllarında ABD'de George Mason Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak bulundu.
Bu dönemde uluslararası ilişkiler, siyasi İslam, Orta Doğu siyaseti ve Türkiye dış politikası gibi alanlarda çalıştı.
2013’te SETA'nın İstanbul ofisine genel koordinatör olarak atandı. 2014'ten itibaren Ankara'daki merkezde aynı görevi sürdürdü.
2018’de Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyeliğine getirdi. 2024’te de Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atandı.
Duran halen Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğretim üyesi.
Eleştiriler
Duran'ın çok sayıda kitap ve dergide Türk düşünce tarihi, Türkiye dış politikası, İslamcılık, Avrupa, demokrasi ve sivil toplum konuları üzerine yazıları bulunuyor.
Yaklaşık 10 yıl boyunca yine iktidara yakınlığıyla tanınan Sabah Gazetesi'nde köşe yazıları yayımlandı. TRT, NTV ve A Haber'de programlar yaptı. Yine İktidarın görüşlerini yansıtan Kriter Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi.
Ancak tüm bunlara rağmen Duran’ın, AKP hükümetine yakınlığı ve SETA'daki rolü akademik bağımsızlığını ve tarafsızlığını eleştiri konusu olmasını engelleyemedi.
Akademik bir figür olarak sıklıkla hükümet tezlerini savunması, muhalefeti hedef alan açıklamaları, bazı televizyon programlarındaki militer söylemleri dikkat çekiciydi.
Köşe yazılarında ve analizlerinde muhalefet partilerine yönelik ağır itham ve eleştirilerde bulunuyordu.
14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinden önce Sabah gazetesinde kaleme aldığı yazısında, Altılı Masa olarak bilinen muhalefet ittifakının hükümet yapısı önerilerini "Anayasaya aykırı bir vesayet modeli" olarak nitelendirdi.
Özellikle, hükümet politikalarını destekleyen analizleri ve yazıları, eleştirel akademik duruşun eksikliği olarak değerlendirildi.
(HA)


