Ankara'nın Keçiören ilçesinde polisin dur ihtarına uymadığı ileri sürülen 24 yaşındaki Cem Aygün, polisin açtığı ateş sonucunda sırtından üç kurşunla vurularak öldürüldü.
Aygün'u öldüren polis memuru ise yine tanıdık bir savunmaya imza attı: "Havaya ateş ediyordum. Arazi eğimli olduğu için dengemi kaybettim ve kurşun şahsa isabet etti."
Dün saat 11.00 sularında yaşanan olayla ilgili olarak bianet'e konuşan Cem Aygün'ün babası İsmet Aygün, oğlunun bugün toprağa verildiğini ama oğlunu öldüren polisin evinde olduğunu söyledi ve ekledi:
"Polislere al silahı insanları öldür diyen bir kanun var mı? Bir polis kalkıp da nasıl benim canımı öldürebilir? Ben kanımın son damlasına kadar bu işin peşini bırakmayacağım. Ben bu polislerden davacıyım. Çocuğum için gerekirse cehenneme giderim."
İsmet Aygün, yetkililerin kendisine herhangi bir açıklama yapmadığını ve sadece "başın sağolsun" demekle yetindiklerini ifade etti.
"Beni aldılar emniyete götürdüler. Yarım saat sonra bir polis geldi ve sadece 'başın sağolsun' dedi. Başka hiçbir şey söylemediler. Bir görevli de çıkıp olay şöyle oldu diyemedi. Devamlı olarak polisleri kolluyorlar; benim oğlum öldü, polisler evlerinde."
Gölpunar: Polis, sabıkalı diye insan öldüremez
Olayın yaşandığı Keçiören İlçesi 19 Mayıs Mahallesi Muhtarı olan, aynı zamanda Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Ankara İl Yöneticisi Ali Gölpunar, olayda siyasi bir etken olmadığını söyledi.
Gölpunar, bianet'e yaptığı açıklamalarda, Cem Aygün'ün "insan yaralamak" suçlamasıyla 13 ay hapis cezasına çarptırıldığını ve 3. Yargı Paketi ile denetimli serbestlikten yararlanarak cezaevinden 50 gün önce tahliye edildiğini söyledi. Cem Aygün'ün sabıkalı olmasının polisin çekip vurmasını gerektirmediğini söyleyen Gölpunar, kendilerini çocuğun geçmişteki sicilinin ilgilendirmediğini, kendilerini 24 yaşındaki bir çocuğun "Dur ihtarına uymadı" gerekçesiyle öldürülmesi olduğunu ifade etti.
Gölpunar, olayın gelişimini şöyle özetledi:
* Cem'in arkadaşı iki kadın arasında sorun varmış. Cem de ikisini arabasına alıyor ve sorunun çözülmesi için konuşuyorlar. Bu sırada kadınlar kendi aralarında yine tartışıyor. * Kadınlardan birinin tartışma sırasında parmağı kesiliyor. Cem de ben sizi barıştırmaya geldim siz kavga ediyorsunuz diyip kadınlardan birini arabadan indiriyor, diğer yaralı olanı da hastaneye götürüyor. Bu sırada arabadan inen kadın darp edildiğini iddia ederek polise şikayet ediyor.
* Hastane kapısından çıkarken polis Cem'i ve parmağı yaralanan kadını durduruyor. Cem 50 gün önce denetimli serbestlikten yararlanarak cezaevinden çıktı. Her gün akşam 19.00'a kadar mahalle karakoluna gidip imza veriyor. Ayrıca zorunlu olarak güçsüzler yurdunda çalışıyor. Emniyet güçleri bu çocuğun her şeyini biliyor.
* Söylenenlere göre, mesleğe yeni başlayan genç iki polis Cem'i durduruyor ve kimlik istiyor. GBT kontrolü yapacaklarken Cem "Ne GBT'si, her gün gidip karakola imza veriyorum zaten' diyor.
* Polisin iddiasına göre bu aşamada münakaşa çıkıyor ve çocuk kaçıyor. Polis de bunun üstüne arkasından on el ateş ediyor ve üç kurşun isabet ediyor. Şu an iki polisin gözaltında olduğu söyleniyor ama net bir bilgi alamıyoruz.
KESK bu akşam Yüksek Caddesi'nde protesto edecek
Olayla ilgili Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) adına KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mevlüt Çakmak bir basın bildirisi yayımladı.
Cem Aygün'ün polis tarafından sadece dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürüldüğünün vurgulandığı bildiride tüm Ankara halkı bu akşam saat 18.00'de Yüksel Caddesi'nde yapılacak basın açıklamasına davet edildi. (EKN)