Milliyet Pelin Batu’nun işine son verdi. Batu bugün “Revnak” isimli köşesinde veda yazısını yazdı.
bianet’e konuşan Batu “Yüzde 50’yi evde zor tutan bu kadar popüler bir şahıs neden üç beş gazeteciden, köşe yazarından, muhabirden korkar” diye konuştu.
“Ben Milliyet’te Abdi İpekçi’nin gazetesi, evimize giren aile gazetesi diye yazıyordum. Ancak Gezi’den sonra Milliyet ve daha pekçok gazetede kovulmalar yaşandı. Bunun arkasında müthiş bir korku var.
"Tek değilim ve büyük konuşmanın bir anlamı yok. Daha atılacak, kovulacak çok kişi olacak, bilhassa da cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken. Ancak fizik kanunu bellidir. Bir yerden baskı olursa başka yerden patlar. Toplumu zaten çok gerdiler, bu kutuplaşmalar hiçkimse için iyi değil.”
"Ben mi susacağım?"
Batu bugünkü Hasta la Vista başlıklı yazısında “Medya gaziliğine de soyunacak değilim; ne ilkim, ne sonum, ne de kahraman. Sadece şahidim; öldürülen çocuklara, kine, nefrete, mezhepçiliğe, hırsızlığa. Ülkem faili meçhul, ben mi susacağım?” diye yazarak şunları ifade etti:
“İki yıldır da gökkuşağının bütün renklerini yansıtmaya çalıştım. Herkesin çirkef bir şekilde ötekileştirilip stok gibi satıldığı bu demokrasi cennetinde korkusuzca yazmaya çabaladım. Hükümeti yeri geldiğinde övdüm ama çoğunlukla tenkit ettim; muhalefet etmek için muhalefet ettiğimden, takım tuttuğumdan, a partisini b partisine tercih ettiğimden değil. Tarafsızlığa verdiğim ehemmiyetten, dindar olmasam da kul hakkına ve etiğe olan inancımdan, farklı renklerin güzelliğine meftun olduğumdan yazdım. Ayrıca şunu da safça düşündüm: Bir güç odağının en çok ihtiyacı olan şey yalaka ve şakşakçı değil her kesimi dürüstçe eleştirip bir denge unsuru oluşturacak insanlardır.
“İşimden de olsam, ölüm tehditleri de alsam, bu kadın düşmanı ülkede ucuz bel altı hakaretlerine de maruz kalsam fark etmez, korkmuyorum. Aksine, bu tahammülsüzlükte müthiş bir özgüvensizlik, bu mütecavizlikte müthiş bir acziyet görüyorum. Medya gaziliğine de soyunacak değilim; ne ilkim, ne sonum, ne de kahraman. Sadece şahidim; öldürülen çocuklara, kine, nefrete, mezhepçiliğe, hırsızlığa. Ülkem faili meçhul, ben mi susacağım?”
Batu 2013’ün Ocak ayından beri Milliyet’te yazıyordu. (EA)
Pelin Batu kimdir? |
1978 Ankara doğumlu Pelin Batu New York'taki Marymount Okulu'nda liseyi bitirdikten sonra New York Üniversitesi'nde edebiyat ve felsefeye başladı. Daha sonra tarih bölümüne geçerek eğitimini Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. 1999 yılında çekilen Harem Suare ile sinemada çalışmaya başlayan Batu Harem Suare, Çerkez Cariye Nevres, Akşam Güneşi, Hayal Kurma Oyunları, Komser Şekspir, Şellale, O Şimdi Asker, İçeridek, Baba, Bakış, Ayışığı Neredesin, Kerem ile Aslı, Sessiz Gece, Pars: Kiraz Operasyonu, Dün Gece Bir Rüya Gördüm, Ben Fazla Kalmayacağım, Yağmurdan Sonra, Kanımdaki Barut filmlerinde yer aldı. Cam, Yahudilik Tarihi, Rüzgar Kitabı ve Resim Defteri kitaplarının yazarı olan Batu Habertürk televizyonunda Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu ile birlikte Tarihin Arka Odası adlı bir tarih programı yaptı, Renkahenk isimli kültür sanat programını hazırlayıp sundu. Geçtiğimiz yayın döneminde Metin Kaygalak ile İMC TV’de Koyu programını yapan Batu Artı 1’de de Mayıs 2014’e kadar Alternatif-siz programını hazırlayıp sundu. Batu 2013’te hayatını kaybeden eski büyükelçi İnal Batu’nun kızıdır. |
Bu yayın Avrupa Birliği'nin desteğiyle üretilmiştir. Burada dile getirilen görüşler Osservatorio Balcani e Caucaso ve paydaşlarına ait olup hiç bir biçimde Avrupa Birliği'nin resmi görüşleri olarak değerlendirilemez. Proje sayfası için: Avrupalı Gazeteciler için Güvenlik Ağı. İtalya, Güneydoğu Avrupa ve Türkiye'de Basın Özgürlüğü için Uluslararası Destek Ağı.