Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Organize suç örgütü liderliği” suçlamasıyla aranan Sedat Peker, kendisi hakkında öldüğü ya da cezaevinde olduğuna yönelik iddialar nedeniyle bir video yayımlamak zorunda kaldığını belirterek 6 dakikalık yeni bir video yayınladı.
Peker 10. videosunda, "15 gün sonra can riskimle ilgili yeni bir değerlendirme yapılacakmış, bundan sonraki aşamada bir karar verecekler. Ama burada ama başka bir ülkede verdiğimiz akdi inşallah tamamlayacağız" diye konuştu.
Peker’in videodaki açıklamaları şöyle:
"Videoyu ricalarım neticesinde çekiyorum"
“Video çekmeme konusu benim fikrim veya düşüncem değil. Uluslararası güvenlik riski diye bir şey varmış. Ben kırmızı şeydeymişim, yani suikast yapılabilme riskinde en üst noktadaymışım. Bu sebeple video çekmem konusunda bulunduğum ülkenin kanunları gereği veya dünyadaki uygulama da bu yöndeymiş. Ancak ben kafa karışıklığı olduğu için dostlarımız, kardeşlerimizin veya bizden gıcık kapan insanların böyle bir düşünceleri olduğu için kendilerinden ricada bulundum ve ricalarım neticesinde bu videoyu yayınlamamla ilgili olur çıktı.
“Kıymetli kardeşlerim, öncelikle şunu söylemek isterim; biz akit yaptık. Ne üzerine akit yaptık, bunu daha önceki videolarda uzun uzun konuştuk. Ben akdime verdiğim sözden dönmem kardeşlerim. Sizin de dönmeyeceğinizi biliyorum. İnşallah ilerleyen zamanlarda çok eğleneceğiz, çok keyifli anlar yaşayacağız, hepsini deli edeceğim. Size söz verdiğim gibi vallahi billahi deli edeceğim.
“Benim için endişelendiğinizi biliyorum. Bana gıcık kaptığı için benim için endişelenmeyip ufak çocuklarım için endişelenenler olduğunu biliyorum. Ancak onlara şunu söylemek isterim; ben henüz çocukken hayaller kurardım, bir hamakta yatarken meltem rüzgarı esiyor, kafamda hasır bir şapka, meyve kokteyli içiyorum. Ben hayallerimi daima melteme göre ayarlarken maalesef hayat bana hep kasırga, poyraz, fırtına olarak geldi. Ben de hayata karşı tüm duruşumu kasırga, fırtına ve poyrazlara göre ayarladım. Bu sebeple gönlünüz rahat olsun, kendimizi de, sevdiklerimizi de, ailemizi de koruyabilecek kadar tecrübe, cesaret ve akıl sahibiyiz kardeşlerim.
“Biliyorum birçoğunuzun morali çok bozuk yaşadığınız şartlar, imkansızlıklardan dolayı. Ancak bu durumlarda ben hep şöyle yapardım, benden çok daha kötü kadere sahi olmuş insanların hayatlarını incelerdim. Bunların bir tanesi cezaevindeyken okumuştum ‘Sistemde 50 yıl’ diye bir kitaptı. İskoçya’da 14-15 yaşlarındayken, o civardaydı sanıyorsam 10 sene oldu oldu kitabı okuyalı, semt çocuğu olarak mahallede işlediği küçük bir suçtan dolayı hem kriminal bölümü olan hem hastane hem cezaevi bir yere giriyor. Daha sonra orada birkaç kere de kavgaya karıştığı için cezası devamlı suretle uzatılıyor. Sonra görevliler bakıyorlar, zeki, akıllı, kurnaz bir adam; çok güzel sistem kurabiliyor. Bunu oradaki kantin gibi yere veriyorlar, o kantinde de usulsüzlükler dönüyor ve bunu çalıştırarak oradan hep para kazanıyorlar. Sistem hep böyle, dünyanın neresinde olursa olsun. Ve bu adama devamlı oradaki görevliler de olumsuz rapor yazdıkları için belli bir sayıdan sonra ömür boyu orada kalma cezası veriliyor.
Aradan 50 yıl geçiyor, bir tane kadın yardım kuruluşları oluyor ya, hastaneye gidiyorlar. Orada bu adamla kadın birkaç kelime konuşuyor, bakıyor bu adamın psikolojisi bozuk değil ayrıca dahi gibi zeki bir adam. O kadının kefil olmasıyla oradan çıkıyor. Sonra o kadınla evleniyorlar. Şimdi bu adamın durumu ne biliyor musunuz? İskoçya’da İngiltere’nin en büyük üniversitelerinde konferanslar veriyor öğrencilere. Sistemdeki aksaklıkları anlatıyor. Ve bu adam yazmış olduğu kitap otobiyografi olarak kendi hayatını yazıyor, Jimmy Laing. Ve bu yazmış olduğu kitap şu anda hukuk üniversitelerinde tamamlayıcı kitap olarak öneriliyor. Kardeşlerim böyle kötü bir kaderimiz de olabilirdi. Düşünsenize ufacık bir çocukken 65 yaşına kadar orada geçirilen 50 yılı.
“Bu sebeple her ne olursa olsun umudumuzu kaybetmemeliyiz. Umut hırsızlarına umudumuzu çaldırmamalıyız ve hep demeliyiz ki bir umuttur yaşamak. 15 gün sonra yeni bir değerlendirme yapılacakmış hayati riskimle ilgili. Bundan sonraki aşamada bir karar verecekler. Ama burada ama başka bir ülkede bir yolunu bulacağım, yaptığımız akdi tamamlayacağım. Kıymetli dostlarım, kardeşlerim kendinize lütfen çok iyi bakın, dualarınızda beni unutmayın. Yüce allaha emanet olun kardeşlerim.”
Ne olmuştu?
Videolarında zaman zaman yer değiştirmek zorunda kaldığını anlatan Sedat Peker, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili de video yayınlayacağını duyurmuş ancak ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi sonrasına ertelediğini söylemişti.
Son olarak söz verdiği 10. videoyu da yayınlayamamıştı. Peker'le ilgili 13 Haziran gün içinde “yakalandı” iddiaları sosyal medyada dolaştı. İddialar üzerine Halk TV'de akşam yapılan “Açıkça” programında gazeteci Barış Pehlivan, Peker’in basın danışmanı olarak bilinen Emre Olur'dan aldığı bilgileri aktardı:
"İlk edindiğim bilgi, Türk güvenliğinin peşinde olduğu ve yakalanmasına ramak kaldığına dairdi. Daha sonrasında Peker'e yakın olduğu bilinen bazı isimler var, örnek veriyorum Emre Olur. Özelliği ne? Peker'le ilişkisini saklamayan hatta kendisini basın danışmanı gibi lanse eden, en son Süleyman Özışık'ın Peker'le ilişkisine dair videoları paylaşan bir isim. İlk ulaştığımda şöyle bir iddiada bulundu. Doğruluğu teyit edilmemiş bir iddia.
“İlk iddiası şuydu, 'Ben geceden beri iletişim halinde değilim. Ulaşmaya çalışıyorum.' Daha sonraki görüşmede ise şöyle bir bilgi verdi. Bu da bir iddiadır. Dedi ki 'Ben nerede olduğuna dair bilgi sahibi oldum. Dubaili yetkililer tarafından kendisi konutundan alınmış durumda. Bir görüşme gerçekleştiriliyor. Hala o görüşmede. Konuttakiler de tam olarak nerede olduğunu bilmiyor. Yanında telefonu yok. Paylaşım yapamıyor'. Ancak ben 'Bu bir gözaltı demektir' dedim. Gözaltı olmadığı iddiasında. 'Davet' kelimesini kullanıyor.
“Bana kalırsa bu bir gözaltıdır. Gözaltında olmadığını iddia ediyor. Türk yetkililerin devrede olmadığını iddia ediyor. Özetle şu an Türk yetkililer tarafından bir operasyona uğramadığını ama Dubaili yetkililer tarafından bir görüşme yapıldığı iddiasını benimle paylaştı. Peker'in avukatı Ayhan Sağıroğlu Halk TV'ye konuştu. Yakalandı iddiasının doğru olmadığı iddiasını dile getirdiler. Ellerinde öyle bir bilgi olmadığını belirttiler."
Gazeteci Alişer Delek de Emre Olur ile görüştüğünü sosyal medya hesabından duyurmuş, Olur'un anlattıklarını ise şöyle aktarmıştı:
"Peker'in, Dubai'de kaldığı konuta BAE polisleri TSİ 12'de geliyor. Kendisini bir yere davet ediyorlar. Peker'in tek gelmesini ve üzerine bir elektronik cihaz almamasını istiyorlar. Sedat Peker bu 'daveti' kabul ediyor.
“Telefonla görüştüğümüz sırada konuttan Emre Olur'a bir telefon geldi... TSİ 22:16'da gelen bu görüşme sayesinde Sedat Peker'in hala konuta dönmediği bilgisini aldık. Nerede olduğu ve ne zaman döneceği ailesi tarafından bilinmiyor... Emre Olur, Sedat Peker'in gözaltına alınması ya da öldürülmesi dahil endişeli olduklarını söyledi.
“Böyle bir durumda yayınlanmak üzere bir belge ya da kayıt bıraktı mı diye sordum... 'Gereken her şeyi gereken herkes öğrenir' yanıtını aldım. Emre Olur, Peker hakkında Türkiye tarafından 10 kez Interpol başvurusu yapıldığını ve bu başvuruların 'Peker'in açıklamaları siyasi' olduğu gerekçesiyle reddedildiğini de iddia etti.”
Peker, 14 Haziran gece yarısı yaptığı Twitter paylaşımları ile MİT operasyonu ile yakalandığı ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yetkililerinin kendisini gözaltına aldığı iddialarına yanıt vererek, kaldığı mekana ailesinin yanına geldiğini duyurmuş, iddiaları yalanlamıştı.
(TP)