Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bir hafta boyunca Diyarbakır’da gerçekleştirdiği ve yarın İstanbul Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı’nda devam edecek olan Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin bir haftasında yaşananları ve bundan sonrasını HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’la konuştuk.
Polis ablukası nedeniyle bir haftalık süreçte her ne kadar halkla temas kurulamamış olsa da, ilk etapta hedeflerine ulaştıklarını söyleyen Paylan, ortak paydası demokrasi olan bütün kesimleri kucaklayan bir birlikteliğe ihtiyacımız olduğu görüşünde.
Paylan’ın bianet’e yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
“Nöbetin nedeni sıkışmışlık”
“Vicdan ve Adalet Nöbetini başlatma gerekçemiz, siyaset kurumunda, parlamentoda, yargıda ve medyada olan sıkışıklık. Yani iktidar konsolide ettiği bir gücü kullanıyor ama bu gücü denetleyebilecek güçler işlemiyor. Parlamento, yargı ve büyük oranda medya hükümetin kontrolüne geçmiş durumda.
“Bu sıkışmışlıktan çıkmanın yolu olarak da, Vicdan ve Adalet Nöbeti tutmayı öngördük ve bu duyarlılığı bu farkındalığı tüm topluma yaymak istedik.
“Vicdanda buluşalım”
“Toplum, bütün sosyolojik kesimleriyle birlikte bir travma yaşıyor. Hükümetin şiddeti bütün kesimlerde büyük bir travmaya yol açtı. Buradan çıkışın yolu da vicdanı biriktirmek, adaleti önermek ve çatışmasız iklimle demokratik siyasete dönme önerisini büyütmek.
“Tüm Türkiye toplumuna, ‘Vicdanda ve adalette buluşalım. Bu noktada ortaklaşabiliriz. Bu girdap hepimizi büyük bir karanlığa doğru sürüklüyor, gelin bu girdaptan hep beraber çıkalım’ çağrısında bulunduk.
“Tecritte tutulduk”
“Buna karşı hükümet kanadından aldığımız cevap maalesef tam bir tecritti. Bizim halkla buluşmamızı engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz orada on vekil, kamuya açık bir parkta önce grup toplantısı yaptık, sonra sadece oturduk ve her gün çağrılarımızı yaptık.
“Buna karşılık parkın içinde üç kuşak barikat vardı. Kuşakların arasında yüzlerce, binlerce güvenlik görevlisi, özel timler vardı. En dış kuşağın arkasında TOMA'lar, Akrep'lerle abluka altına alınmıştık. Halkla temas etmemize de izin verilmedi.
“Kendi medyalarında da ‘Halk HDP'lileri yalnız bıraktı’ diye haberler yaptılar.
“Halk küçük pusulalarla destek mesajları iletti”
“Buna rağmen pek çok sivil toplum kuruluşu ziyaret etti, çok ciddi mesajlar aldık.
“Halk küçük küçük pusula kağıtlarına mesaj yazıp danışmanlarımıza verip yüzlerce binlerce mesaj gönderdiler.
“Çeşitli sivil toplum örgütleri gelerek desteklerini sundular. Biz ilk etapta amaçladığımız hedefe ulaştık.
“Park da Türkiye’nin tezahürüydü”
“İlk ayakta biz devletin bu şekilde ablukaya alacağını tahmin ediyorduk. Bunu da teşhir etmiş olduk.
“Türkiye bir yarı açık cezaevi şartlarında işliyor. Bu yarı açık cezaevi şartları yavaş yavaş oluşturulduğu için, içinde yaşadığımız cendereyi tam olarak idrak edemiyoruz.
“Dışarıdan bakanlar bunu çok daha rahat görüyorlar. Yurtdışına çıktığımda siz o cehennemde nasıl siyaset yapıyorsunuz diyorlar.
“Halbuki, biz yavaş yavaş bu faşizm iklimine alıştırılıyoruz. Park da Türkiye'nin tam bir tezahürüydü.
“Korku yeterince bulaştı”
“Türkiye'de baskı rejimi var, insanlar korkuyorlar, korku oto-kontrole sebebiyet veriyor. Herkes birbirini ‘Sus konuşma, başına iş açılır’ diye uyarıyor.
“Hükümet de bunların layıkıyla örneklerini sunuyor. Her konuşanı içeri atıyor, insanların ekmeğiyle oynuyor ve bu bir korku iklimi yaratıyor.
“Korku artık yeterince bulaştı, bu korku iklimini yıkmanın yolu da cesareti bulaştırmak. İnsanlara cesaret vermek istedik ve tamamen şiddet dışı ve siyasete, demokrasiye çağıran eylemle bu girdaptan çıkmak için nöbet başlattık. İlk etapta da başarılı olduğumuzu düşünüyorum.
“BBG evi”
“Abluka gerekçesini sorduğumuzda, sadece ‘Talimatlar böyle’ diyorlardı. Bulunduğumuz yer “Biri Bizi Gözetliyor” (BBG) evi gibiydi.
“Tepemizde drone'larla, etrafımızda polis kameralarıyla izleniyorduk. Eş Başkanımız geldiğinde kapalı grup toplantısı yapalım dedik. Ona dahi kameraları yönlendirmeye kalktılar.
“Hatta ben kameralardan birini çevirdiğimde direkt olarak Ankara'dan kameranın düzeltilmesi için talimat gelmiş. Doğrudan Ankara'daki yetkililer tarafından izleniyoruz.
“Çünkü korkuyorlar. Halkla buluşmamızı, vicdan ve adalet çağrımızın halkla buluşmasını istemiyorlar. Onların istediği düşük yoğunluklu, sürdürülebilir bir şiddet. Barış dilini duymak istemiyorlar, vicdan dilini duymak istemiyorlar.
“Ortak paydası demokrasi olan herkesle kucaklaşmalıyız”
“CHP'nin vicdan ve adalet nöbetini ziyaret etmesi çok olumluydu ama bunun sürmesi lazım.
“Önyargılar tabii ki var, bunu biliyorum. CHP içerisinde milliyetçi bir damar var. Ancak CHP tabanının büyük çoğunluğuyla şu anda ortak paydada buluşabileceğimizi görüyoruz.
“İçinde yaşadığımız iklimi birlikte kırabileceğimiz duygusuyla önyargılarımızı aşabiliriz diye düşünüyorum.
“Bunun da İstanbul ve İzmir'de daha rahat olacağını düşünüyorum. Diyarbakır daha homojen bir şehir, tamamına yakını Kürt halkından oluşuyor. İstanbul ve İzmir daha heterojen şehirler. Oralarda bu birlikteliğin sağlanması için elimizden geleni yapacağız.
“Yalnızca CHP değil, AKP tabanında da ciddi bir rahatsızlık olduğunun farkındayız. Hatta milletvekilleri dahi dillendiriyorlar ama açık edemiyorlar. Çünkü orada da bir korku imparatorluğu kurulmuş durumda. AKP tabanındaki rahatsız olanlarla da buluşmamız gerekiyor. Çünkü CHP, HDP'nin birlikteliği yeterli değil. Ortak paydası demokrasi olan ve bütün kesimleri kucaklayan birlikteliğe ihtiyacımız var.
“Şiddetsiz çözüm”
“Bizi bu cendereye alan faşist iklimi parçalanmasına ihtiyacımız var ve bunu şiddetsiz şekilde yapmamız gerekiyor.
“Faşist iklimden çıkışı hiç bir insanımızın tırnağının taşa değmeden yapmamız gerekiyor. Biz bir haftada bunun örneğini ortaya koyduk. Evet, halkla buluşamadık ama bütün kent farkındaydı.” (EKN)