*Fotoğraflar: İHD Diyarbakır
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube üyeleri, faili meçhul cinayetlerde ve gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini sormak için düzenledikleri eylemin 676’ıncı haftasında Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
676’ıncı haftada 11 Mart 1997 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde sivil giyimli 4 polis tarafından kaçırılan İlyas Eren’i akıbeti soruldu.
"Her ailede bir kayıp var"
Eyleme katılan İlyas Eren’in yakını Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren, sözlerine “Bu coğrafyada aslında her ailede kayıplar var, hikayelerin hepsi de aynı aslında” diyerek başladı.
Eren, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önce size dair bir algı yerleştirilir, sonrasında gözaltına alınırsınız ve sizden bir daha haber alınamaz. İlyas Eren’in hikayesi de öyle. Diyarbakır’ın göbeğinde paramiliter güçler tarafından gözaltına alındı ve o günden sonra bir daha kendisinden haber alınamadı.
“Bildiğimiz cezasızlık politikası”
“Etkin bir soruşturmada yürütülmedi tıpkı diğer faili meçhul cinayetler ve gözaltında kayıplar gibi. Maalesef yargı yine üzerinde düşeni yapamadı. Yine aileler, kolluk birimlerine, soruşturma makamlarına ulaşmaya çalıştı ama o bildiğimiz direnç, cezasızlık politikası kendisini yine gösterdi.
“90’lar hafızalardan silinmez”
“Kürtlerin zihninden, hafızasından 1990’lı yıllar silinemez fakat bir nebzede olsa bizlere kayıplarımızın bulunması konusunda gereken özen ve samimiyetin gösterilmesiyle acılarımızın hafifletilmesini bekliyoruz. Bir arada yaşayabileceğimiz sağlıklı ve güvenli, bir gelecek için bu devlet ve iktidarın 90’lı yıllarla yüzleşmesi gerekiyor.”
"İlyas Eren evli ve 8 çocuk babasıydı. Kulp'un Yeşilköy (Délit) köyüne bağlı Rındık mezrasında oturuyor, geçimini çiftçilik yaparak sağlıyordu. "1993 yılında köyünün askerler tarafından yakılması sonucu Kulp ilçe merkezine göç eder. İlçe merkezine geldikten sonra Korucu olması için sürekli devlet baskısına maruz kalarak tehdit edilir. 20 gün gözaltında tutuldu"İlyas Eren daha önce 1990 yılında gözaltına alınır, Diyarbakır'a götürülerek yaklaşık 20 gün boyunca gözaltında tutulur. Bu esnada ağır işkenceye maruz kalır. "Yürütülen savcılık soruşturması sonucunda serbest bırakılır ve hakkında yapılan yargılama beraat ile sonuçlanır. Bu esnada gördüğü ağır işkencelerden dolayı ciddi boyutta sağlık rahatsızlığı yaşar. Zorla araca bindirilerek kaçırıldı"İlyas Eren 11 Mart 1997 tarihinde kayınının evini taşımak üzere Diyarbakır'a gelir. Ardından Kulp'a dönmek için Kulp Terminaline gider. Saat 13.00 civarında terminale gelen sivil giyimli 4 polis, burada birçok köylünün ve akrabasının gözleri önünde İlyas Eren'i siyah bir araca zorla bindirerek kaçırırlar. "İlyas Eren'in kaçırıldığı aracın Kulp'ta bir korucuya ait olduğu orada bulunan herkes tarafından biliniyordu. Ailesi o tarihten beri İlyas Eren'den bir daha haber alamaz. "17 Mart 1997 tarihinde İlyas Eren'in kardeşi Hanifi Eren Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'na giderek kardeşinin akıbetine ilişkin başvuruda bulunur. Kayda rastlanmadı"6 Şubat 1998 tarihinde İnsan Hakları Danışma Merkezi (Kayıp Bürosu) nezdinde görevli Savcı E. Alper Devlet Güvenlik Mahkemesinden İlyas Eren hakkında bilgi talebinde bulunur. Devlet Güvenlik Mahkemesince iletilen 24 Şubat 1998 tarihli yazıda İlyas Eren'in tutuklanmasına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı bildirilir. "Cumhuriyet Savcısı E.Alper, 4 Mayıs 1998'de, başvuranların yakınlarının kaybolması ile ilgili herhangi bir takibat yapılmamış olması nedeniyle Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'ndan gözaltından sorumlu polis memurları hakkında soruşturma başlatılmasını talep eder. Soruşturmaya gerek duyulmadı"1 Eylül 1998'de Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu görevliler hakkında soruşturma açılmasına gerek duyulmadığına karar verir. "AİHM İlyas Eren'in kaybettirilmesine ilişkin 2003 yılında yaşam hakkı ihlali olduğuna karar vererek Türkiye'yi mahkûm eder ve İlyas Eren'in ailesine tazminat verilmesine hükmeder. "Gözaltında kaybedilişinin 25. Yılında İlyas Eren dosyasında maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve bu suçun faillerinin cezalandırılması için adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz." | |
Açıklamanın ardından tüm kayıplar ve faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitirenler için oturma eylemi yapıldı. (RT)