Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
“Yüzyılın değil 900 yılın felaketini yaşattılar”
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Oluç, şöyle konuştu:
Deprem: AKP Genel Başkanı bugünkü grup toplantısında Türkiye Yüzyılından, yüzyılın felaketine geçmiş oldu. Gerçekten Türkiye’ye yüzyılın felaketini yaşatmış olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Yüzyıl diyorum ama tarih kitaplarına baktığımız zaman, 909 yıl önce 1114 yılında Maraş’ta bir deprem yaşanmış ve tarih kitaplarına göre o depremde 40 bin civarında insan hayatını kaybetmiş. Yani 909 yıl önce Maraş’ta yaşanan felaketi bugün AKP Türkiye’ye ve topluma bir kez daha yaşattı. Hani yüzyılın felaketi diyorlar ya, yüzyılın değil 900 yılın felaketini yaşattılar. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.
“AFAD’ın bütçe payı ne kadar?”
AFAD: Bugün AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan dedi ki “Resmi verilere göre 45 binden fazla insanımızın hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, afet riski yönetimi açısından Türkiye, son 20 yılında geçmişle kıyaslanamayacak kadar ilerleme kaydetmiştir”. Bu mu ilerlemeniz? Son 20 yılda geçmişle kıyaslanamayacak ilerlemenin sonucunda 45 binden fazla insanın hayatını kaybetmesi mi ilerlemeniz? Ne ilerlemesinden bahsediyorsunuz böyle bir felaket yaşanmışken?
Geç kaldınız, hazırlıksız yakalandınız, ortada bir ilerleme falan yok. Rakamlarla, bazı gerçeklere bakıp konuşalım. AFAD, sorumlu değil mi bu meseleden, afet yönetiminden? AFAD’ın bütçe payı ne kadar? 2023 bütçesinde AFAD’ın payı 0,25. Bu AFAD afet hazırlığı yapabilir mi? AFAD’a yüzde 0,25 bütçe payı veren iktidar afet hazırlığı yapabilir mi? Kaç personeli var bu AFAD’ın? Rivayet muhtelif 6-7 bin personel ile AFAD bir afet planı sürdürebilir mi?
"Siyasi sorumluluk imar afları nedeniyle de iktidarınızdadır Tayyip Erdoğan!"
İmar Affı: Diyor ki Erdoğan, depremde yıkık-ağır hasarlı 203 bin binada 583 bin bağımsız bölüm var. Bunların yüzde 98’i de 2000 öncesi yapılan binalardan oluşuyormuş. Hiç sıkılma yok! Ya siz 10 yılda 10 tane imar affı çıkardınız. Bunu kim çıkardı? Bu iktidar çıkardı. En son 2018’de imar affı çıkardınız. Peki, bu kadar bina yıkılmış, güya 2000 öncesi yapılan binalar bunlar, o zaman niye af çıkardınız da bütün bu binaları affettiniz?
Bunun hesabı sorulmayacak mı? 3 milyon 252 bin bina, yapı faydalanmış 2018’de çıkarılan en son imar affından. Bunun 10 bin 629’u Adıyaman’da, yıkılan yerlerden bahsediyoruz. Hatay’da 56 bin 464 imar affından yararlanmış bina. Maraş’ta 39 bin imar affından yararlanmış bina, Malatya’da 22 bin, diğer illere gelmiyorum.
Bu imar aflarını çıkaracaksınız, ondan sonra kalkıp Kahramanmaraş’ta 144 bin 556 vatandaşımızın imar affından faydalandığını açıklıyorum diyeceksiniz. Malatya’da 88 bin vatandaşımızın imar affından faydalandığını açıklıyorum diyeceksiniz, ondan sonra diyeceksiniz bu binalar 2000 öncesi yapılmış.
Doğru değil. Yani siyasi sorumluluk imar afları nedeniyle de bu iktidardadır Tayyip Erdoğan! Bak bir kez daha söylüyoruz. İmar aflarını çıkararak bütün eski binalara ruhsat veren, aslında içine oturulmaması gereken binaları affeden sizin iktidarınızdır. Öyle boş konuşmayacaksınız.
"OHAL ile plansız yapılaşmanın önünü açtınız"
OHAL: Bugün diyorsunuz ki güvenlik konusunda ilk günlerdeki birkaç hadise dışında kayda değer bir hadise yaşanmadı. O zaman neden OHAL’i ilan ettiniz. Biz OHAL’e gerek yok, afet bölgesi ilanı yeterlidir dediğimizde neden dinlemediniz. Kaldırın o zaman OHAL’i güvenlik sorunu yoksa. Ama siz OHAL’i başka bir şey için ilan ettiniz. Bugün bir kez daha ortaya çıktı. Niye ilan ettiniz? Çevre Bakanlığına OHAL sayesinde çok büyük yetkiler verdiniz.
Bak ben birkaç tanesini sayayım size. Plan gerekmeksizin yapılaşma yapabilecek ve yerel yönetimleri devre dışı bırakma imkanını sağlayacak adımları ve imkanları verdiniz Çevre Bakanlığına. Ormana ve mera alanlarına inşaat yapılmasının önünü açtınız. İskan alanlarında plan ve imar uygulamaları olmaksızın harekete geçilebilecek ve itiraz edilemeyecek. Bunu sağladınız. Taşınmaz mülkiyetini kısmen ya da tamamen başka bir alana aktarmanın imkanını sağladınız.
Acele kamulaşmanın önünü açtınız. Askı ve itiraz süreçlerini devre dışı bırakma süreçlerini devre dışı bıraktınız. Taşınmazları başka yere aktarma imkanı sağladınız. İşte siz bunları sağladınız OHAL yönetimi ile ve Çevre Bakanlığına da bu yetkileri toptan vermiş
“Afet Bakanlığının kurulması gerekiyor”
Afet Bakanlığı: Bugün diyor ki AKP Genel Başkanı, “Devletin bekası ile birlikte milletin bekasını düşünen yeni bir stratejik akıl oluşturacağız”. Neymiş peki bu Ulusal Risk Kalkanı Modeli? Ortada bir model vardı, çöktü. Türkiye Afet Müdahale Planı çöktü. Sizin bir tane planınız vardı ve çöktü. Şimdi bir tane model oluşturacağız diyorsunuz, o da çökecek. Y
apılması gereken birinci iş nedir biliyor musunuz? Fay hatları üzerinde imar yasağını getiren kanunu çıkarmaktır. Bu kanun teklifini verdik, çıkarmayacağınızı biliyoruz. Örnekleri var Avrupa ve Amerika’da, bu kanunları çıkarmadan sizin yapacağınız modellerin hepsi çökmeye mahkumdur. Siz Çevre Bakanlığına bu yetkileri veriyorsunuz ama mesele böyle çözülmez.
AFAD İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Bütçesi, personeli ve ekipmanı doğru dürüst yok. Olması gereken şudur. Türkiye’de ‘Afet Bakanlığı’nın kurulması gerekiyor. Çünkü Türkiye bir deprem ülkesi.
Kaçıncı defadır depremde çok sayıda can kaybı oluyor. Bir afet ülkesi aynı zamanda. Merkezi bütçeden güçlü payı olan, yerel yönetimlerle birlikte çalışan, yerel ayakları olan bir ‘Afet Bakanlığı’nın kurulması gerekiyor. Öyle uyduruk modeller icat ederek değil, yetkili bir bakanlıkla bu meselenin üstüne gidilmesi gerekiyor. İçişleri Bakanlığı “AFAD’da az personel var, AFAD’a personel alınmalıdır” diye bir gün Meclis’e geldi mi? Gelmedi. Ne için geliyor; bekçi lazım, bekçilere kadro lazım, polis lazım, özel harekatçı lazım, özel harekatçılara kadro lazım. Bunun için geliyor. AFAD için bir kez geldiğini görmedik. Çünkü dert değil. Öyle bir anlayışları yok, öyle liyakatli bir AFAD yönetimi de yok ortada.
"Kızılay Başkanı şaibeli bir insan"
Kızılay: Şimdi sözde bir atraksiyon yapıldı televizyonlarda, 116 milyar TL bağış toplandı. Nereye geldi bu bağışlar, nereye yattı, hangi hesaplara yattı, nasıl kullanılıyor bu para? Buna ilişkin bir şeffaflık var mı? Buna ilişkin hesap verme niyeti var mı? Yok. O zaman bu “Afet Yeniden İmar Fonu”nun da bir ciddiyeti olmaz.
Ekonomistim diyerek ekonomiyi batırdınız, Türkiye Varlık Fonu’nun başına geçtiniz, her kuruma yandaşlarınızı doldurdunuz. Bilenin değil, itaat edenin önünü açtınız. Nepotizmin en güçlü uygulamalarını gerçekleştirdiniz, yani kayırmacılığın. Ortada ne rasyonel bir bürokrasi kaldı ne liyakat kaldı. İşte bu Kızılay rezaletinden görüyoruz. Kızılay, holding gibi çalışmış maşallah. Deprem olmuş, çadır satıyor. Sen holding patronu musun? İnsanlar çadır diye bas bas bağırıyor, soğukta insanlar üşüyor, donuyor, tepelerinde naylonlardan bir şeyler yapıp yaşamaya çalışıyorlar.
Kızılay maşallah çadırları satıyor. Kim onay verdi bu çadırların satılmasına, kim onay verdi? Bu onay veren bir hesap verecek mi? Sadece Kızılay Başkanından bahsetmiyorum, o zaten şaibeli bir insan. Kızılay ile ilgili yaptıkları bir değil iki değil, geçmiş yıllarda da tartıştık. Şaibeli bir insan. Şaibeli olduğu için orada tutuyorlar zaten.
İnsan yüzüne bakabilecek bir hali yok. Peki, onun da tepesinde ondan sorumlu olan kim, hangi siyasi? Ondan da hesap soracak mısınız Sayın Erdoğan, yani kendinizden hesap soracak mısınız? O yüzden bu tür laflarla ortaya çıkmış olan felaketi örtmeniz mümkün değil.
"Halk hesabını soracak"
Seçim: Bir kez daha şunu söylüyorum; fay hatları ve aktif fay zonları üzerine inşaat yapılması ile ilgili kanun bir an önce çıkarılmalıdır. Bu çıkarılmadan, 45 binden fazla insanın hayatını kaybettiği deprem bölgesinde inşaat yapmak demek bir şovdur.
Bu kanunu çıkaracaksınız ki aktif fay zonları üzerinde inşaat yapılamayacak ve yeniden o bölgeler inşa edilirken güçlü bir kamu ve proje denetimiyle, zemin etütleriyle bu yapılacak. Ama bu iktidarın öyle bir zamanı da kalmadı.
Gerçekten bugün Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının söylediği bir söze çok katılıyorum. “14 Mayıs’ta millet hesabı soracak” dedi ya, gerçekten 14 Mayıs’ta seçim olduğunda millet bu hesabı kesecek.
Deprem ve afet konusunda yapılmamış olanların, hazırlıksızlığın, bu kadar insanın hayatını kaybetmiş olmasının siyasi sorumlusundan, iktidar ittifakından, yani Cumhur İttifakı’ndan hesabı soracak. Tek söylediği doğru bugün maalesef buydu.
(EMK)