Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
"Aileler geleceğe dair olan umutlarını kaybetmiş vaziyette"
Oluç’un konuşmasından satırbaşları şöyle:
Ekonomi: Öyle bir ekonomi yönetimimiz var ki dünyaya bedel! Türkiye ekonomisi, her yeni Hazine ve Maliye Bakanı döneminde biraz daha dibe doğru gidiyor. En sonuncu Hazine ve Maliye Bakanı gerçekten çok müthiş. Ekonominin hangi anlayışlarla bu hale geldiğini kurduğu her cümleyle çok iyi özetliyor.
Geçen gün diyor ki "Dünya, Türkiye ekonomi modelini izlemeye aldı". Doğru, izlemeye aldı. O övmek için diyor ama dünya ibretlik olduğu için Türkiye'nin ekonomi modelini izlemeye aldı. Bir ay önce Putin şöyle demişti: “Rus Merkez Bankasının faizleri artırmaması, ekonomimizi Türkiye ekonomisi gibi yapar.” Nasıl izliyormuş Rusya? İbret alıyor, ibret. Geçen gün ABD Merkez Bankası (FED) Richmond Şubesi Başkanı Thomas Barkin de "FED enflasyonu kontrol etmek için üzerine düşeni yapmazsa Türkiye'de olduğu gibi bunun tersi yaşanır.” dedi. Evet, dünya gerçekten bir ibret tablosu olarak görüyor.
Ekonomiyi yönetemiyorsunuz, doğru kararlar almıyorsunuz ve her geçen gün bu ülkenin insanları yanlış kararlarınız nedeniyle daha fazla yoksullaşıyor, yaşamları daha çekilmez hale geliyor. Ekonomiyi kurtardık, dedi bu Hazine ve Maliye Bakanı. Nerenin ekonomisini kurtardınız?
İşsizlik: TÜİK bugün bir rakam daha açıkladı. Ailelerin son 12 ayda gelecekte bazı şeylerin düzeleceğine dair inancında 18 puan gerileme yaşanmış. 2021 Mart’ında 88’e yaklaşan bu değer bugün 70’e inmiş. Aileler geleceğe dair umutlarını kaybetmiş vaziyetteler. Umudu tükettiniz siz umudu! Dün bütün bunlar yaşanırken bir de başka acayiplikler yaşanıyor. Et ve Süt Kurumu, kırmızı etin satış fiyatına yüzde 48 zam yaptı.
Dün bunu eleştirdik. Et ve Süt Kurumu bunu nasıl yapar, dedik. Et ve Süt Kurumu Müdürü açıkladı. Hangi kurumun başında olduğunun farkında değil. Sen insanlara ucuz ürün satmakla yükümlüsün. Diyor ki, “Biz de et ucuz olduğu için uzun kuyruklar oluştu, kuyrukları görünce fiyatları artırdık. Böylece kuyrukları engellemiş olacağız.” Hazine ve Maliye Bakanı öyle konuşursa Et ve Süt Kurumunun başındaki de böyle konuşur.
"Çektirmeyeceğiz dediğiniz o fotoğraf Diyarbakır Newrozunda çekildi"
Newroz: Burada oturanları tenzih ederek söyleyelim. Biliyorsunuz HDP Türkiye’nin 70 noktasında Newroz kutlamaları yaptı. Milyonlarca insan Newroz kutlamalarına katıldı ama medya görmedi. İktidar medyası da kendine muhalif medya diyen de görmedi, sadece özgür medya gördü. Özgür olan, medyaya önem veren, basın özgürlüğünü bilen ve tanıyanlar gördü. Hem iktidar hem muhalefet medyası yaşanmış olan bir gerçeği görmediğinde o yaşanmamış mı oluyor? Çok görkemli bir Newrozu geride bıraktık. 3 gün boyunca Türkiye’nin 70 noktasında kutlamalar gerçekleşti. Milyonlarca insan meydanlara aktı, herhangi bir olumsuz yaşanmadan Newroz’u kutladılar, direnişe ve mücadeleye devam edeceklerinin mesajını verdiler. Bir gazeteci bir tweet atmış, Hayri Demir. Biliyorsunuz Diyarbakır’da Newroz’a insanlar akın akın gelirken, engellemek için inanılmaz arama noktaları kurmuştu emniyet. Bu yetmemiş her arama noktasında 5’er kez arka arkaya aranıyordu insanlar. Neden, meydana gitmesinler diye.
Orada emniyet amiri, Hayri Demir’in dediğine göre, “Size o fotoğrafı çektirmeyeceğiz.” demiş. Ama o fotoğraf çekildi. Sonradan o emniyet amiri "Siz kazandınız." demiş. Siz kime karşı mücadele ediyorsunuz? Sizin göreviniz Newroz meydanında buluşan halkın güvenliğini sağlamaktır, halkın meydana gitmesini engellemek değil.
Bakın o fotoğraf çekildi; uçsuz bucaksız bu meydanda yüzbinlerce insan, milyonu aşan insan bu meydanda toplandı. En az bu kadarı da çevrede toplandı. Halka karşı mücadele etmekten, halkın özgürlük, barış ve demokrasi talebini engellemeye çalışmaktan, adalet isteğini engellemeye çalışmaktan vazgeçin.
Bu Newroz'da 70 noktada bütün meydanlarda verilen mesajın bir daha altını çizmek istiyorum. Kürt halkı, Newroz kutlamalarına gelen Türk halkı, Arap halkı, bütün insanlar birkaç mesaj verdiler. "Biz barış, demokrasi, adalet, özgürlük istiyoruz. Buna ulaşırken demokratik siyaset konusundaki kararlı duruşumuzu sürdürüyoruz." dediler.
HDP’nin çağrısı ile milyonlarca insan meydanlara geldi. Merak ediyorlar ya kapatırsak HDP’nin etkisi ne olur, seçim barajı ile oynarsak HDP oylarını kaybeder mi diye. İşte bakın, bu fotoğraf sadece Diyarbakır'dan, bütün ilçelerde dahi bu fotoğrafı verdi.
Halk kendi geleceğine ve HDP’ye sahip çıktığını gösterdi. "Barışta ısrarlıyız, 2013 Newrozunda Diyarbakır’da okunan Abdullah Öcalan’ın barış manifestosunun, Dolmabahçe Mutabakatının arkasındayız" dedi. "Müzakereyle, diyalogla aşılamayacak hiçbir sorunumuz yoktur. Biz hazırız konuşmaya yeter ki Türkiye’nin sorunları çözülsün, yeter ki Kürt sorunu ve demokrasi sorunu çözülsün." dedi. "HDP’yi kapatmakla uğraşmayın, siyasi irademizi sahip çıkıyoruz." dedi. "Asimilasyona karşıyız, Kürtçe anadilimiz ve kültürümüze sahip çıkıyor, özgürce bunu yaşamak, korumak ve geliştirmek istiyoruz." dedi. Bütün bu mesajlar çok net olarak 70 noktada dile getirildi. Duymak isteyen iktidar partilerine, muhalefet partilerine barışçı birçok mesaj çok açık bir biçimde 2022 Newroz meydanlarında verildi. Duymak isteyenler bu mesajları anladılar.
Öcalan’ın Diyarbakır Newrozunda okunan barış manifestosuna bir kez daha bakın
Soru: Newrozlarda Öcalan lehine sloganlar atılmasını, gelen tepkileri ve milletvekillerinizin konuşmalar yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha biraz önce dedim; "Newroz'a katılanlar, 2013 Diyarbakır Newrozundaki Öcalan’ın barış manifestosunun arkasındayız." dedi. 2013 barış manifestosu nasıl ortaya çıktı hatırlıyor musunuz? O zaman İmralı’da devlet ve hükümet heyetleri görüşme yapıyorlardı ve Abdullah Öcalan o heyetlerin huzurunda o barış manifestosunu yazdı ve o barış manifestosu devlet ve hükümet heyetlerinin gözetiminde dışarı çıktı.
Diyarbakır’a geldi ve o gün bizim barış heyetimizin iki üyesi Sırrı Süreyya Önder ve bugünkü Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan o manifestoyu Newroz meydanında okudu. O manifestoda neler söyleniyordu, nasıl çıkıp Diyarbakır’a geldi, o günkü koşullar nelerdi diye bir kez daha bakmanızı öneririm.
Kitlelerin 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatının arkasında olduklarını söylediklerini ifade ettim biraz önce. Barış isteyen herkes, Türkiye’de atılması gereken adımları biliyor. Önemli olan siyasi cesaretin gösterilmesi ve bu adımların atılması. HDP olarak demokratik siyasette kararlıyız. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün yeri Ankara’dır, Meclis’tir. Demokratik siyasette muhatap HDP’dir. HDP her türlü fedakarlığı yapmaya, her türlü adımı atmaya, her türlü konuyu konuşmaya hazırdır.
(EMK)