Okurlarımızdan özür dileriz!
Bundan yaklaşık 200 gün önce İstanbul'da bir lise öğrencisi öldürüldü ve medyanın her türlü mesleki ilkeyi hiçe sayabilen açgözlülüğüne, pornografi düşkünlüğüne bir kez daha tanık olduk.
Vahşice işlenmiş bir cinayet, ölenle öldürdüğü iddia edilen arasındaki sınıf farkı, bunun adaletin tecellisi üzerine herkesin varsaydığı olumsuz etkisi, yaşadıkları karşısından bulabildiği her araçla isyan eden ailenin dramı bir araya gelince, zaten etik ilkelerle arası hoş olmayan ana akım medya el yükseltti.
Konuyla ilgili herkesle sayfalarca röportaj yapıldı. Medyanın gazeteciliği kapıda bırakıp kollarını sonuna kadar açtığını fark eden avukatlar, "uzmanlar", kıymeti kendinden menkul kaynaklar şöhretin peşinden içeri girmekten çekinmedi.
Başbakan da dahil olmak üzere kamu görevlileri de yaptıkları yorumlarla bu medya sirkine girmekten geri durmadı; polis yetkilileri -pek çok başka örnekte olduğu gibi- her türlü iddiayı sunmakta ve medyanın bu iddiaları "gerçek"e çevirmesine yol açmakta ürkek davranmadı.
Bir kez daha cinayet medyada çözüldü, sıra katilin yakalanmasına ve olayın arkasının toplanmasına geldi. Katil zanlısının başına ödül koyan gazeteler, kendisini öldürülen kızın babası ilan eden yayın yönetmenleri, olayın kitabını yazmak, dizisini çekmek için sıraya girenler...
bianet
Bu süreçte bianet, iddialara temkinli yaklaşmaya, haklar penceresinden bakmaya, görünenin arkasındakini yansıtmaya çalıştı -her zamanki gibi. Öldürülen lise öğrencisinin haklarını odağa alarak habercilik yapmaya çalıştı.
Fakat bu arada, ana akım medyanın üzerinde hiç durmadığı bir gerçeği ortaya çıkarmak ve buna uygun davranmayı atladı: Katil zanlısı 18 yaşın altındaydı, çocuktu, çocuk olmaktan kaynaklanan hakları vardı ve bu hakları hemen her gün gazetelerde, televizyonlarda, internet sitelerinde ihlal ediliyordu.
Bu çocuk Emniyet'e teslim edildi ve yasada öngörüldüğü şekilde yargılanacak. Medyaysa, sabah saatlerinden itibaren onun peşinde, bir muhabir ordusu ellerinde kameralarıyla avlarının peşinde koşarken, televizyonlarda üniversite hocası hukukçular çocuğun ne kadar ceza alacağını hesaplıyor. Eğer az olduğuna karar verirse, emin olun medya onu cezalandıracak...
Hatadan dönmek
Oysa, her zanlı gibi, bu çocuk da -gerçekten ne kadar emin olursak olalım- mahkum edilene kadar masum kabul edilmeli. Dahası, onun çocuk oluğu, suça itildiği, rehabilite edilmesi gerektiğini öngören bir bakışla yargılanması ve -eğer ki suçluysa- buna uygun olarak ceza alması gerektiği vurgulanmalı.
Biz bianet'te buna uygun davranmadık; görüntülerini aktarmaktan geri dursak da, zanlının çocuk olup olmadığını araştırmadan onun kimliğini açıkladık. Şimdi geriye dönerek arşivimizi buna göre düzenleyeceğiz.
Verilen zararın telafisi belki mümkün değil, ama medyadan da mesleğin etik ilkelerini düzenleyen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Hak ve Sorumluluklar Bildirgesi'yle Basın Kanunu gibi yasal düzenlemeleri gözeten bir habercilik yapmalarını talep edeceğiz. Bunu her ihlal edildiğinde hatırlatmaktan da geri durmayacağız.(BİA)