1960’lı yıllarda ortaya çıkan Beat Kuşağı ile beraber 1960’ların deneysel ruhunu yeniden canlandırmayı ve görünür kılmayı hedefleyen Neo-Beat Kuşağı, son İstanbul buluşmasını geçtiğimiz Cumartesi günü Taksim’de gerçekleştirdi.
Neo-Beat 16 Ağustos Taksim Buluşması'nda biraraya geldiği katılımcılarla İstanbul merkezli deneysel bir edebiyat-müzik-sinema çevresi kurmayı amaçlıyor.
bianet’e konuşan ekip, İstanbul’daki ilk genel buluşmalarını 7 Haziran 2014’te Kadıköy’de gerçekleştirdi. Aynı zamanda ‘Yolda Projesi’nin başlangıç tarihi olan Kadıköy buluşması ve 16 Ağustos Taksim Buluşması Türkiye’de Beat deneyiminin en yoğun yaşandığı topraklarda; yani Allen Ginsberg’ün Uluma’nın dipnotunda andığı “Kutsal İstanbul”da gerçekleştirilmesi grup için çok önemli.
“İstanbul her zaman Beat’in en parlak olduğu şehirlerden birisiydi. Howl’da Ginsberg’ün bu şehri onurlandırması boşuna değildir. Bizim için İstanbul, Avrupa’nın Paris, Madrid, Roma gibi şehirlerine kıyasla Beat’e daha yakın görünüyor. Hatta onu New York City’nin hemen ardına yerleştiriyoruz.”
“Doyumsuz yalnızlık kutsal! Orta sınıfın büyük kuzusu, isyanın çılgın çobanı kutsal! Kim Los Angeles' ı Los Angeles yapan! Kutsal New York Kutsal San Francisco Kutsal Peoria & Seattle Kutsal Paris Kutsal Tanca Kutsal Moskova Kutsal İstanbul! “ Allen Ginsberg, Uluma (Howl) |
Neo-Beat
Sözcük olarak ‘Neo-Beat’ ise grup tarafından ilk defa Mart 2013'te Kızılay'da bir barın bodrum katında telaffuz edildi. Beat Kuşağı adını doğrudan kullanmalarının mümkün olamayacağını söyleyen ekip “Neo-Beat” sözcüğüne de özel bir anlam yüklemiyor. Neo-Beat’in, Dadaistlerin “Dada” sözcüğünü keşfedişi gibi kendi kendini var eden bir sözcükten fazlası olmadığını belirtiyorlar.
Anonimleşme hedefi
Grubun nihai amacı kendileri de dahil olmak üzere her şeyi geride bırakabilecek kadar anonimleşmek. Bunun yanı sıra “Kavramlar, hedefler ve gelenekler bizi ayırır; yollar ise birleştirir” demeyi de ihmal etmiyor Neo-Beat.
Statik olmayan bir grup formu
Geçmişi 2011 yılına kadar dayanan Neo-Beat, özellikle Hacettepe, Gazi, ODTÜ ve Ankara üniversitelerinden öğrencilerin biraraya gelmesiyle oluştu.
Fanzin ve kısa film çalışmaları yapan Neo-Beat, belirgin bir tüzüğü, organları ve hiyerarşik yapılanmayı, kısacası sınırlamalar meydana getiren her türlü yapıyı reddediyor, hatta ortada klasik anlayışla oluşturulmuş bir topluluğun bile var olmadığını ifade ediyorlar.
“Beat Deneyimi” yeniden tanımlansın
Neo-Beat, statik bir grup formu oluşturmadığı gibi, kavramsal olarak ‘Neo-Beat’in de statik bir anlamı olmadığını ifade eden ekip üretim sürecine dahil olan herkesin anlamı şekillendireceğini söylüyor. Grup, bu üretim sürecinde alt kültürlere ait tüm yaratılara; fanzinlere, sinema-fotoğrafçılık atölyelerine, okuma gruplarına ve yola çıkan herkese destek olacaklarını ve grubun her koşulda dışarıdan katılıma ve müdahaleye açık olduğunu vurguluyor.
“ Umulan odur ki, yıllar geçtikçe insanlar bu üretim sürecinde silinip giderken, sonsuz hayat coşkusunun yansıdığı kalıntılar bu sayede bir araya getirilmiş olsun. Ve yüzlerce insanda, şehirde, öyküde ‘Beat Deneyimi’ yeniden tanımlansın.”
Beat festivallerde var oluyor
Merkezine Zen felsefesini, cinsel devrimi, psikedelik müziği ve otostop yolculuklarını oturtan Neo-Beat Beat’in kendini en çok festivallerde ve orada doğan komünal yaşantıda kendini var ettiğine inanıyor. Grubun ilk defa 29-31 Ağustos tarihlerinde arasındaki Zeytinli Rock Festivali’ne katılacak.
Festivale dair materyaller, festival boyunca @zeytinlifest hesabındanve #zeytinlifest hashtagi üzerinden yayınlanacak. (MF/EA)