Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nun kurulmasına ilişkin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini eleştirdi.
Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü kuruluyor: Doğum oranı artacak mı?
Yazılı bir açıklama yapan Nazlıaka, kararnamelerin kadınları hedef alan ve eşitsizliği artıran bir anlayışın ürünü olduğunu vurguladı.
Nazlıaka, AKP’nin “2025’i Aile Yılı” ilan etmesine atıfta bulunarak, “AKP 2024 yılını Emekliler Yılı ilan etmişti, bu yıl emeklilerin sürünme yılı oldu. Şimdi de 2025’i Aile Yılı ilan edecekmiş. Kim bilir ailelerin başına neler gelecek?” dedi.
Nazlıaka, kurulacak Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü'nün, kadını aile içinde güçsüzleştiren, doğurganlığı artırmaya odaklı ve kadınları birer "kuluçka makinesi" gibi gören bir anlayışı benimsediğini belirtti.
“Kadınlar yoksulluk ve ayrımcılıkla kuşatılıyor”
Kadınların giderek artan cinsiyet temelli ayrımcılık ve şiddetle karşı karşıya bırakıldığını vurgulayan Nazlıaka, Türkiye’de her gün en az iki kadının öldürüldüğüne dikkat çekti. Kadınların istihdam dışına itildiğini ve yoksulluk sarmalına mahkûm edildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Anneliği en büyük kariyer olarak gören ve kadının sosyal, ekonomik ve siyasal statüsünü göz ardı eden bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Kadını hayatın her alanında güçlendiren, eşitlikçi ve özgürleştirici bir politika anlayışına ihtiyacımız var.”
“Kadın sadece anne değildir”
Kadınların yalnızca annelik kimliğiyle tanımlanamayacağını söyleyen Nazlıaka, “Kadın insandır!” diyerek tepki gösterdi. Kadınların eğitim, iş hayatı, siyaset ve toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olması gerektiğinin altını çizdi ve “Kadının insan hakları ana akımlaştırılmalıdır” dedi.
Nazlıaka, kadınların yalnızca annelik üzerinden tanımlanmasının toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiğini ifade ederek, “Anne olmayan kadın yarımdır” diyenlere sesleniyorum: Her kadın anne olmak zorunda değildir. Kadınların doğum yapma kararı bir tercihtir ve buna saygı duyulmalıdır” diye konuştu.
Nazlıaka, aile kavramının önemine dikkat çekerken, AKP’nin aile politikasının kadını kurban eden bir anlayışı barındırdığını söyledi. “AKP, kadınlara ‘kol kırılır, yen içinde kalır’ anlayışını dayatmaktadır. Şiddet de görsen dizini kır otur demektedir” diyen Nazlıaka, şiddetle dolu bir aile yapısının sağlıklı bir yapı olamayacağını belirtti.
Aile içindeki sorumlulukların yalnızca kadınlara yüklenmesinin yanlış olduğunu ifade eden Nazlıaka, kadınların hem aile içinde hem de toplumsal alanda eşit fırsatlara sahip olması gerektiğini vurguladı.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği yok sayılıyor”
Nazlıaka, toplumsal cinsiyet eşitliğinin her fırsatta yok sayıldığını belirterek şunları söyledi:
“Kadını aile içinde güçlendirecek politikalar geliştirilmemektedir. Kadının toplumsal ve ekonomik statüsünü görmezden gelen politikalar, kadınları geri planda bırakmayı amaçlamaktadır. Aile kavramı elbette önemlidir ama içinde şiddetin, eşitsizliğin ve ayrımcılığın olduğu bir aile yapısı ne kadar sağlıklı olabilir?”
“Anneliği bir zorunluluk haline getirmek yanlıştır”
Kadınların annelikle sınırlandırılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Nazlıaka, “Anneliğin bir tercih olduğunu unutmamalıyız. Her kadın anne olmak zorunda değildir, olmak isteyen vardır, istemeyen vardır. Anne olamayan kadınların toplumda eksik görülmesi, ayrımcılığın en açık göstergelerinden biridir” dedi.
Açıklamasının sonunda Nazlıaka, kadınların toplumun her alanında eşit haklara sahip olmasının yalnızca nüfus politikalarının değil, ülke politikalarının temelini oluşturması gerektiğini vurguladı. “Kadını insan olarak gören ve onun haklarını savunan bir anlayışla eşitliği sağlamak zorundayız” diyerek sözlerini tamamladı.
(EMK)