Müzik pek çoğumuzun olmazsa olmazı. Ancak müzik zevki denilince olağanüstü geniş bir skalayla karşı karşıya kalıyoruz ve bazı durumlarda müzik, zevkten çok eziyete dönüşebiliyor.
Bir kitapçıya veya dükkana girdiğinizde çalan bangır bangır müzik veya arkadaşınızla sohbet etmek amacıyla gittiğiniz kafede sizi karşılayan müzik bütün huzurunuzu kaçırabiliyor.
"Müziksiz Mekanlar" adlı internet sitesi de bu rahatsızlığı dile getirmek için kurulmuş.
"Hepimiz severek müzik dinliyoruz. Ama müzikli mekanlara olduğu gibi, müziksiz mekanlara da ihtiyacımız var" denilen sitede, en temel haklarımızdan biri olan sessizliğin, özellikle kentlerde neredeyse bulunması imkansız hale gelen bir olgu olduğu ifade ediliyor.
Müziksiz Mekanlar internet sitesinde okurlardan müşterilerine herhangi bir müzik dayatmayan işletmelerin isimlerini kendilerine iletmeleri istenirken Türkiye'de, özel olarak İstanbul'da ve dünyada müziksiz işletmeler, alışveriş dükkanları ile restoran ve kafelerin listesi sunuluyor.
"Müziği sıradanlaştırıyorlar"
Sitede, "Toplumun ortak müzik zevki diye genelleme yapılamaz" denilerek bir insan için dinlemekten hoşlanmadığı müziğin "gürültü" olarak sayılabileceği ileri sürülüyor ve şu ifadelere yer veriliyor:
* Günlük hayatımızda her tür müziği her an dinlemek zorunda kalıyoruz: Bakkalda, dolmuşta, markette, kafede, restoranda, sokakta, alışveriş merkezlerinde, eczanede, kıyafet dükkanında; kısacası aklınıza gelebilecek her yerde arkada fon müziği çalıyor.
* Müziğin bu kadar insanlara dayatılmasının en önemli sebeplerinden biri, müziğin ticarileştirilmesi. İnsanlara yüksek sesli ve hızlı müzikler dinletilerek onlardan hızla ve düşünmeden alışveriş yapmaları bekleniyor. Bu sırada müzik değersizleştiriliyor, iyice sıradanlaşıyor.
* Bilinen ilk modern ses kaydı 1859 yılında yapılmıştır. Bu tarihten önce insanlar, gün içinde sürekli müzik dinlemek zorunda kalmıyorlardı. Belli zamanlarda verilen büyük konserlerde ve zaman zaman akşamları müzikli mekan olduğu bilinen lokanta benzeri yerlerde insanlar eğer dilerlerse müzik dinlemeye gidiyorlardı.
* Hoparlörlerle dinlediğimiz müziğin teknolojisi daha henüz 150 yıl öncesine aitken, bu aletleri günümüzde her yerde bu sıklıkta kullanmak ve bunu normal kabul etmek oldukça sıkıntılı bir durum. En basit söyleyişle, bu sesler insan doğasında yok ve insanın doğal seslere tahammülü, hoparlörlerden ve benzeri ses yükseltici aletlerden çıkan seslere oranla daha yüksek.
* İşte tüm bu sebeplerden, müziği gerçekten seven insanlar olarak, bilinçli işletme sahiplerini müşterilerine müziksiz mekanlar sunmaya ve bunu özellikle vurgulamaya çağırıyoruz. (EKN)