PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Astana’da alınan Suriye’de güvenli bölgeler oluşturma kararını eleştirdi.
Cenevre’de ANF’ye konuşan Müslim, Astana toplantılarında Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’nin belli bölgelerinde güvenlik bölgeleri oluşturmaya yönelik aldığı karara ilişkin “Güvenlikli bölgeler oluşturmaya dönük alınan kararlar net değil, açıklanan kararlara yansımayan gizli maddeler var, bu durum Suriye’nin birliğine ve geleceğine hizmet etmiyor” dedi.
“Söylendiği gibi bu kararların, Suriye’nin geleceğine bir fayda sağlayacağına inanmıyoruz. Burada alınan kararlar, bir pazarlık meselesi ve Türkiye ile İran arasında gizli yanları olan bir antlaşmadır.
Güvenlikli bölgelerle Suriye’deki şiddetin ve akan kanın önüne geçmek istendiğinin amaçlandığı söyleniyor ama burada yatan gerçek niyet bu değil. Bunun arkasında bir pazarlık konusu var. Suriye’nin yararına olacak kararlar değil. Suriye’de akan kanın durdurulması için gerçek bir çaba olursa biz buna destek vermeye hazırız.”
ABD’nin SDG’ye yardımı
Müslim anahatlarıyla şunları söyledi.
“Türkiye ortaya koyduğu tavırla bir kez yine IŞİD’i korumak istediğini açıkça gösterdi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG), koalisyon güçleri ile beraber IŞİD‘e karşı en etkili mücadele eden harekettir. Türkiye koalisyon içerisinde olmasına rağmen IŞİD‘e karşı mücadele edecek bir caba göstermiyor. Türkiye’nin cabaları IŞİD‘i korumaya ve ayakta tutmaya yöneliktir. Bütün dünya Türkiye’nin IŞİD‘in yanında olduğunu iyi biliyor.
“Rakka operasyonuyla IŞİD’in etrafındaki çember ne kadar daraldıkça, Türkiye de o kadar daralıyor. Tam bu süreçte ABD’nin YPG’ye yapacağı silah yardımı Türkiye’yi çok rahatsız ediyor.
Erdoğan-Trump görüşmesi
“ABD’nin ve Trump’un YPG konusunda tavrı net Türkiye bu gerçeği kabul etmeli” diyen Müslim, “Erdoğan, ABD’ye boyun eğerse yani ABD’nin isteklerini olduğu gibi kabul ederse görüşmeden bir şey çıkar, diğer türlü yapılacak görüşmeden bir sonuç çıkmaz çünkü ABD’nin ve Trump’un bize karşı tavrı açık ve nettir.
“ABD’nin YPG ile yaptığı işbirliğinde Başkan Trump’un tavrı belirleyici ve nettir. Bu noktada Erdoğan’a da aynısını söyleyecektir. Öte yandan, ABD ve Başkanı Trump, Türkiye’nin bölgedeki politikasının kimi korumaya yönelik olduğunu iyi biliyor, bu noktada Türkiye’ye söyleyecekleri var.
Cenevre görüşmeleri
“Cenevre görüşmelerini yönetenlerle ilişkimiz var ama bizim katılıp katılmamamız noktasında bir ilerleme yok. Ama ilk gün olduğu gibi bugünde tekrarlıyoruz, biz olmadan siyasi çözüm olmaz. Cenevre’de olmasak da bu sürecin kaybedeni biz değiliz.
“ABD ve Rusya da biz masada olmadan Suriye’de siyasi bir çözüm olmayacağını çok iyi biliyor. Türkiye’nin tutumundan kaynaklı biz şu anda masada değiliz belki ama, Kürtsüz siyasi çözüm olmayacağını iyi bilen güçler Türkiye’yi gözden çıkarmadan bizi bu sürece dahil etmek istiyorlar.
“Türkiye bu güçlere ‘ya ben ya Kürtler’ diyerek şantaj yapıyor, bu güçlerde Türkiye’nin konumundan kaynaklı Türkiye’yi gözden çıkarmıyor ama bizden de vazgeçmiyor. Biz ise Türkiye’nin söylemine karşı bu güçlere, ‘ilişkileriniz hem bizle hem Türkiye ile olabilir. Biz Türkiye’ye düşman gözüyle bakmıyoruz’ diyoruz.
"Hem bizim ortaya koyduğumuz politikadan hem sahada olan varlığımızdan kaynaklı bu güçler, bizim de masada olmamız için Türkiye’yi ikna etmeye çalışıyor.
"Eğer Türkiye Kürt düşmanlığında ve bizim masada olmamızda ısrar ederse bu güçlerin, Türkiye’ye söyleyecekleri olacaktır. Çünkü ABD de, Rusya da bizsiz siyasi bir çözüm olmayacağını çok iyi biliyor.“ (YY)