Munzur Festivali diğer festivallerden belirgin çizgilerle ayrılıyor. Şehir merkezinde bulunan insan sayısından daha fazla sayıda insanın dışarıdan katılımına sahne olan Munzur Festivali, aynı zamanda apaçık demokratik karakteriyle de kendini diğer etkinliklerden ayırıyor.
TV ve basının kameralarından uzak; sponsorsuz gerçekleşen bu festival hala -ve ne yazık ki- en fazla cumhuriyet savcılarının ilgisini çekiyor. Hiçbir festivalde görülmeyecek biçimde "Vali müdahaleleri"ne sahne olan Munzur Festivali, Türkiye'deki demokrasinin gelişimine de büyük bir destek ve moral veriyor. Bu festivalde "solun bütün renkleri"ni bir arada görebilirsiniz.
Bu yılda festival arifesinde küçük olaylar yaşanıyor. "Partizan" standına müdahale eden polis, İbrahim Kaypakkaya'nın posterini indirmek isteyince küçük çapta bir arbede çıkıyor ve 10 kişi gözaltına alınıyor. Bu kişiler TEM'e götürülürken onların peşinden avukatları da TEM'e gidiyorlar.
Festival daha başlamadan başlayan başka bir tartışmayı ise geçen yıl Mercan Vadisinde vurulan Cafer Cangöz, Aydın Hanbayat ve arkadaşlarının mezarlarının yapılarak festivalde açılmasına karşı valinin tepkisi oluşturuyor.
Vali Mustafa Erkal burada "anıt mezar" açıldığını iddia ediyor ve Belediye'ye -Terörle Mücadele Kanunu'nu (TMK) da anarak- "Mezarı 26 Temmuz akşamı saat 17:00'ye kadar yıkın" yazısını gönderiyor. Burada valinin iddia ettiği gibi bir "anıt mezar" olmadığı gibi solcu bir gazetenin manşete çıkardığı gibi "devrim anıtı" da yok. Bakalım bu gerginliğin sonucu nereye varacak.
"Venk köyünden dönenler gözaltına alınmış, bize yardım edin", "Pertek Feribot iskelesinde 2 saattir arkadaşlar gerekçesiz durdurulmuş, karakolla görüşemez misiniz?", "Malatya DTP gençliği şehre sokulmuyor, bir şey yapın" şeklinde başlayan pek çok şikayetin kaynağında ise Vali Mustafa Erkal tarafından yayınlanan genelge var.
Valinin yayınladığı genelgeye göre; GBT kaydı bulunan ve "terörle ilişkili olan kişiler" şehre sokulmayacak.
Valiliğin keyfi genelgesi pek çok bakımdan tartışılabilir: "Terörle ilişkili olmak" ne demek, bilinmiyor.
İdarenin keyfi bir işlemine yeşil ışık yakıldığı açık. Öncelikle Anayasada yazılı "seyahat özgürlüğü", "kişi özgürlüğü ve güvenliği" vb. hak ve özgürlük ilkeleri ihlal edilmiş durumda. Bu genelge "hiç kimsenin bir mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edilemeyeceği" yönündeki evrensel düzeyde kabul edilmiş bulunan ve bizde de TCK hükmü haline gelmiş bulunan "masumiyet anlayışı"nı da reddediyor.
Vali Mustafa Erkal denilince akla yasak ve hukuk dışılık geliyor. Son genelge bu yüzden hiç kimseyi şaşırtmadı.
Şu ana kadar festivalin bilançosu: 3 tutuklama, onlarca gözaltı. Festival işte böyle başladı, umut ederiz ki daha fazla ihlal olmasın.(HA/KÖ)