Milletvekillerine de yollandığı söylenen mektubun henüz ellerine ulaşmadığını açıklayan Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) Burhan Kuzu, Abdullah Torun, Dengir Mir Mehmet Fırat ve Muharrem Karslı, partilerinin Avrupa Birliği konusunda gerekli adımları atmaya devam edeceğini vurguladı.
Habere göre, eski Demokrasi Partisi (DEP) milletvekillerinin tahliyesinden 4 gün sonra gönderilen ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 17 sayfalık açıklamasını da içeren mektupta, "Avrupa Birliği'ne (AB) uyumu sağlama adına DEP'lilerin tahliye edilmesinin yeni tahrik ve nifak tohumları attığı" savunuluyor.
Mektupta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) üst mahkeme olarak kabul edilmesi de eleştiriliyor.
bianet'in sorusu üzerine bir değerlendirme yapan, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, siyasi partilerin askeri yöntemlerden farklı olarak sivil iradenin temsilcisi olduğuna vurgu yaptı.
Komisyon üyelerinden Abdullah Torun ise, "Hükümet üyelerinin eski milletvekilleri olan DEP'lilerle görüşmesinden daha doğal bir olay yoktur" diyor.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda da görev yapan, AKP İstanbul milletvekili Muharrem Karslı, generallere gönderilen mektubun amacını "MHP'nin demokrasi değil, faşizm istemesiyle" açıklıyor.
AKP Mersin milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ise, "siyaseten muhataplarının halk olduğunu" belirtiyor.
Kuzu: AB'ye uyum için çalışıyoruz
* Siyasi partinin bu şekilde bir yola gitmesi, Genelkurmay üyelerine böyle bir mektup yollanması üzüntü verici.
* Demokratik yöntemlerin askeri yöntemlerden farkı, siyasi partilerin sivil idareler olarak, hükümetin uygulamalarına karşı kamuoyuna açıklama yaparak görüşlerini dile getirmesidir.
* Eski DEP milletvekillerinin tahliyesine yönelik yapılan açıklamalar konuya yanlış bir yaklaşım içeriyor. DEP konusunda bir yargı kararı vardır ve milletvekilleri Türk Ceza Kanunu'nun 59. maddesine göre serbest kalmışlardır.
* MHP'nin de içinde olduğu 57. hükümet döneminden bu yana AB konusunda adımlar atılıyor. AKP de ulusal program ve katılım ortaklığı belgesi karaları gereğince Kıbrıs, farklı dil ve lehçelerde yayın ve idamın kaldırılması gibi konularda taahhüt ettiği girişimleri hayata geçirmiştir.
* Mektup bana gelmedi ancak, Hürriyet gazetesinden okuduğum kadarıyla, AİHM'e de atıf yapılıyor. Türkiye, AİHM'e bireysel başvuru yapılmasını ve mahkeme kararlarına uymayı taahhüt etmiştir. Kararları benimseyin ya da karşı çıkın, bu kararlara uymak zorundasınız. İktidar olmuş ve demokrasiyi savunan bir parti Anayasanın gereklerini yerine getirmek zorundadır.
Torun: Hükümetin DEP'lileri kabul etmesi çok doğal
* MHP, düşüncelerini bir siyasi parti olarak Genelkurmayla değil halkla paylaşmalıdır. Sonuçta halkın oylarını istiyoruz ve halkı temsilen mecliste yer alıyoruz.
* DEP'lilerin tahliyesi bir yargı kararıdır. Yargının bağımsız olduğu bir ülkede, yargıya baskı kuramazsınız. Eski DEP milletvekilleri, daha önce parlamentoda görev yaptılar.
* Dış İşleri Bakanı gibi Abdullah Gül gibi bir hükümet yetkilisinin eski milletvekilleriyle görüşmesinden daha doğal bir durum yok. Diyalog eksikliğinden söz ettiğimiz bir ortamda, hükümet üyeleri toplumu dışlayarak değil, her yöndeki talebi dinleyerek görevini sürdürür.
* MHP'nin hükümete yönelik eleştirileri varsa, alternatif bir programla ortaya çıkmalı, toplumun kararlarını göz önüne almalıdır.
Karslı: Mektup, halkın taleplerine zıt
* Demokrasiye varmaya çalışan Türkiye'ye MHP faşizmi getirmek istiyor. Demokratik bir yönetimde bu tip bir olay mümkün değildir. Halkın talepleri, istek ve beklentilerinin taban tabana zıttı bir mektup yazılmış.
* AB'ye yeni üye olan ülkeler ne güvenliğini terk etmiş, ne de bağımsızlığından ödün vermiştir.
* AB karşıtı olan MHP'nin bağımsızlık ve güvenlik paranoyası içinde, demokrasi karşıtı bir eylem gerçekleştiriyor. Zaten demokratik bir yönetime kavuşma gibi bir amaçları yok. Askere davetiye çıkaran bu tavrı, demokrasi içinde bir yere oturtamayız.
* MHP'nin yazdığı mektuba en iyi tepkiyi halk verecektir.
Fırat: Şikayetlerini halka yapsınlar
* Siyasetçiler, şikayetlerini vatandaşa yapmak durumundalar. MHP'nin bu tavrını da vatandaşlar değerlendirecektir.
* Başkalarına siyaset öğretecek durumumuz yok. Siyaseten bizim muhatabımız halktır. Hükümetin çalışmalarının doğruluğunu da seçimlerde halk belirler. 3 Kasım seçimlerinde AKP'ye verilen oylarla bir tercih belirtilmiştir. (ÖG/BB)