1 Mayıs'ın tatil olmasıyla ilgili yasa değişikliği görüşmelerinde söz alan DTP'li Hasip Kaplan, 1 Mayıs marşının sözlerini kürsüden okudu.
AKP milletvekillerinin bu yasa değişikliğini bir lütufmuş gibi gösterdiğini söyleyen Kaplan, "İşçi sınıfına, emekçi halka yapılacak en büyük saygısızlık budur. Sakın ha bir lütuf gibi göstermeyin" dedikten sonra, marşın sözlerini okumaya başladı.
"Devrimin şanlı yolunda..."
Kaplan'ın sözleri tutanaklara şöyle geçti:
1890'lardan bu yana dünya işçi sınıfı hareketi mücadeleler vere vere, meydanları gümbürdeterek Taksim Meydanı'na 1 milyon insanı yığdığı zaman şu marş söyleniyordu:
"Günlerin bugün getirdiği baskı, zulüm ve kandır.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez.
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde.
1 Mayıs, 1 Mayıs, işçinin, emekçinin bayramı."
Hatta daha ötesine gidelim, orijinal şiirine gidelim marşın:
"Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı." 1890'lardan bu yana. (DTP sıralarından alkışlar)
"Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkın bayramı" ve
"Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından,
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir." diyordu işçiler meydanlarda.
"Gelin Taksim'e beraber gidelim"
1 Mayıs 1977'de, Taksim'deki kutlamada hukuk fakültesi öğrencisi olarak bulunduğunu, söyleyen Kaplan CHP, MHP ve DTP başkanlarına da seslenerek "Şimdi, Taksim Meydanı'na Çin Seddi'nin surlarını çekmek istiyorsunuz. Çekemez AKP. Gücünüz yetmez. Bu muhalefet, bu dinamizm olduktan sonra gücünüz yetmez. Ben buradan sesleniyorum Sayın Baykal'a, Sayın Bahçeli'ye, Sayın Ahmet Türk'e. Lütfen, Taksim Meydanı'na emekçilerle beraber gelin. Sizler Taksim Meydanı'na barış getirin, bayram havası getirin, coşku getirin" diye konuştu.
"Ben Taksim'de olacağım"
Kaplan 1 Mayıs'ta Taksim meydanında olacağını da şu sözlerle dile getirdi:
"Hakları bir emniyet müdürü ile bir valinin insafına, keyfine, takdirine terk edecek kadar işçi sınıfı aciz değildir. Emekçi halk aciz değildir. KESK aciz değildir. DİSK aciz değildir. TÜRK-İŞ aciz değildir. Türkiye Barolar Birliği aciz değildir. Türk Tabipler Birliği aciz değildir. Mühendis odaları aciz değildir. Meslek örgütleri aciz değildir. O insanlarımıza potansiyel suçlu gözüyle bakmak vicdansızlıktır, haksızlıktır, hakarettir, zulümdür. Yeter!.. İnsan ne zamana kadar vatandaşına potansiyel düşman gözüyle bakacak. Vatandaşını dışlamanın bir sınırı, bir izanı, bir vicdanı olsa gerek diyoruz.
"Hepinizi vicdana ve insafa davet ediyorum. Taksim Meydanı'na bütün grupları, bütün milletvekillerini. Ben orada olacağım, ister izin verin Sayın Bakan ister vermeyin, ister Hükümet versin ister vermesin ben 1 Mayıs'ta olacağım. (...) on binlerle, yüz binlerle; o meydandaki, 77'deki bir milyon emekçi gibi onurumuzla ve Türkiye'nin barışı için, demokrasisi için, hepsi için 1 Mayıs kutlanacak. O haktır, hak alınır, verilmez; bunu bilin, bunu bilin, bunu bilin!" (TK)