Lübnan gazetesi As-Safir’in İsrailli Kanal 10 televizyonundan alıntı yaparak 8 Ağustos’ta internet sitesinden yayınladığı habere göre “İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Filistinli arabulucu Saeb Erekat’ın eşi tarafından kendisi için hazırlanan ziyafetten, önceki gün Mahmud Abbas’la yaptığı görüşmeye göre daha hoşnut kalmış”.
Kanal 10’un spikeri, Olmert ve delegasyonu için Abbas tarafından düzenlenen resepsiyonda “misafirperverlik ve samimiyet”ten bahsederken “Erekat’ın eşinin yemek boyunca kendi hazırladığı yemekleri yine kendisinin servis etmek için oldukça ısrarlı olduğunun” altını çiziyor. Haberi aktarmaya devam eden muhabir İsrailli misafirlerin Filistinli ev sahiplerinden memnuniyetini aktarırken “Olmert, zengin mönü karşısında iştahını ve gösterilen misafirperverlik ve cömertlik karşısında aldığı keyfi saklayamıyordu” diyor.
Bütün bu tiyatronun arkasında toplantının sonuçları beklendiği gibi oldukça yetersizdi. Olmert, “iki-devletli çözüm” vaadini alenen teyit ederken, diğer yandan basını bilgilendiren devlet sözcüsü ise “İsrail devleti, sınırlar, sürekli büyüyen Yahudi yerleşim yerleri ve mülteci hakları gibi temel meseleleri tartışmaya hazır değil” diye konuşuyordu. Bu yaşanan, Abbas’ın bir gün sonuç vereceğine inandığı “barış süreci” masalını sürdürmeyi hedefliyor.
Abbas bir yandan Olmert’e nefis yemekler ısmarlarken, diğer yandan bütün ticari ve sivil geçişleri kapatarak ve Hamas’ın Haziran başında Birleşik Devletler destekli El Fetih milislerini bozguna uğratmasının ardından İsrail tarafından daraltılan ablukanın sürmesini, Gazze’deki Filistinlilerin açlıktan ölmelerini ve acı çekmeye devam etmelerini garanti etmek için elinden geleni yapıyor.
Ramallah’ta Selam Feyyad önderliğindeki seçimle gelmemiş olan gayri meşru “acil durum hükümeti”ne mensup Abbas’ın bakanlarıyla beraber çalışan bir kaynak bana yazdığı bir mektupta, “Abbas açıkça, Hamas’ın güçlenmemesi için Refah sınırın kapanması ve sürekli kapalı kalması emrini verdi” diyor. Kendi zorbalığının (yasadışı hareketlerinin/rezaletinin) açıkça konuşmaya zorladığı kaynak kişi, “Abbas kendi politik oyunları için insanların ölmesini görmeye hazır durumda” diyerek olası bir misillemeden korktuğu için kimliğinin gizli kalmasını rica ediyor ve ekliyor: “Abbas’ın açık resmi ilişkilere dair bildirilerinde sınırın bir an önce açılması isteniyorken, toplantılarda olan biten bunun tam tersi”.
Kaynak kişim ayrıca 8 Temmuz Haaretz tarafından yayınlanan bir makalede ortaya çıkan “Abbas’ın ve birkaç yardımcısının Mısır ve İsrail’e, insanların Mısır’dan Refah sınır kapısı yoluyla Gazze şeridine geçmesinin engellenmesi için akıl danıştıkları” bilgisini de doğruladı. (Abbas Refah/Gazze-Mısır kapısının kapalı kalmasını istiyor- Haaretz, 18 Temmuz 2007)
Abbas’ın İsrail ile gizlice anlaşmaya dayalı siyasetinin insanları açlığa mahkum etmesi karşıt bir etki de yaratıyor. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Ajansı UNRWA kuşatma altındaki sınırın yeniden açılması için çaresiz bir başvuru yayınladı. Ajansın komisyon genel temsilcisi Filippo Grandi 9 Ağustos’ta verdiği beyanda Gazze’nin “yüzde yüz yardıma bağımlı durumda olduğu” uyarısında bulundu (UNRWA komisyon genel temsilcisi Filippo Grandi’nin basın açıklaması, Gazze, 9 Ağustos 2007).
BBC’nin 9 Ağustos’ta Birleşmiş Milletler’in verilerinden yaptığı alıntıya göre Gazze’deki 600 giysi fabrikası hammadde ithal edemedikleri için tamamen kapanırken, inşaat endüstrisinde üretim yapan fabrikaların %90’ı motorlarını durdurdu. Gazze’de yaşayan 120.000’e yakın işçinin işlerini kaybetmeleri an meselesi. Diğer yandan UNRWA ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı da mülteciler için barınak inşa etmeyi durdurmak zorunda kalıyor (Birleşmiş Milletler Gazze üzerindeki ekonomik yıkım konusunda uyarıyor, BBC Haberler, 9 Ağustos 2007).
Grandi, Abbas’ın suç ortaklığı yaptığının zımni bir kabulü sayılabilecek biçimde, sadece İsrail’e değil “Filistinli otoritelere” de insani ihtiyaçların karşılanabilmesinin yanı sıra ithalat ve ihracatın serbest bırakılması amacıyla Karni kapısının açılması için acele adımlar atmaları için neredeyse yalvardı. Grandi sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece bu durumda Gazze ekonomisinden geriye kalanların sürdürülebilmesini sağlayabiliriz”
Gazze halkının acı içinde yaşamasına benzer olarak, binlerce akrabaları da Refah sınır kapısının Mısır tarafında çaresiz koşullarda yaşamaya çalışırken Filistinli mülteciler de şu an sürgünde bulundukları yerden yeniden sürgün edilme tehdidiyle karşı karşıyalar. Ayrıca Mısır’da tedavi olabilmek amacıyla giden hasta Filistinlilerden 31 tanesi de eve dönmeyi beklerken hayatlarını kaybettiler.
Siyasi cephede ise Hamas, Abbas’ın günlük diyalog çağrıları, uzlaşma ve ulusal birlik hükümetine geri dönme mesajları yayınlayarak temkinli olarak kızıştırdığı savaşa karşılık vermeye devam ediyor. Ayrıca kuşatmaya rağmen binlerce hükümet çalışanının daha önce Abbas ve Feyyad’ın haczettiği aylıklarını da eksiksiz ödemeye devam ediyor.
Abbas işgalci ve sömürgecileri her şeyiyle kucaklarken Filistinliler arası olası bir diyaloga ise şiddetle karşı çıkmaya devam ediyor ancak bu durumun daha ne kadar süre savunulabilir olacağı ise kuşkulu. Bununla beraber Abbas, Bush yönetimi tarafından reddedilerek veto yerken İsrailli üst düzey bürokratlar Hamas’la doğrudan diyalogu savunmaya başlıyorlar. Bu bürokratlardan biri olan İsrail istihbarat servisi Mossad’ın eski başkanı Efraim Halevy, Wall Street Journal’e verdiği röportajda “Hamas’la konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. Hamas’a karşı en ufak bir sempati beslemiyorum. Bence onlar korkunç bir kalabalıktan ibaret. Ama Abbas-Feyyad ikilisinin bir iş becerebileceğini söyleyebilen hiç kimseyi de göremiyorum” diyor (“İsrail Hamas’la görüşürse ne olur? Eski Mossad başının bazılarına sapkınca görünen planı”- Wall Street Journal, 1 Ağustos 2007)
Halevy, Abbas’a destek olmaya ve Hamas’ı izole etmeye çalışan ABD stratejisi hakkındaki kuşkularını da “politik fantezi” olarak eleştirerek İsrail’i Hamas’ın zaten teklif etmiş olduğu uzun süreli bir ateşkesi tartışmaya çağırdı. Gazeteye göre Halevy, “Hamas’ın gücü ve prestiji arttıkça diyalogun kaçınılmaz hale geleceğini söyleyen küçük bir gruba dahil siyasi figürlerden biri. Birleşik Devletler eski dışişleri bakanı Colin Powell da Ulusal Halk Radyosu’na verdiği son röportajla bu gruba katılanlardan”.
Abbas, utanmadan; Hamas’a karşı kendi milislerini güçlendirmek için İsrail ve Ürdün tarafından hazırlanan 1000 uzun namlulu silah içeren bir başka kargoyu teslim almayı utanmadan sürdürdü. Bütün bu provokasyonlar belirli bir etki yarattı. Hamas’ın sivil liderliği Abbas’a zeytin dalı uzatmaya devam ederken, direniş hareketi saflarında sabrın tükenmeye başladığına dair işaretler belirmeye başladı.
Feyyad’ın son olarak bütün direniş güçlerine yaptığı işgal karşısında tek taraflı ateşkes çağrısını ve sonraki silahlı mücadeleden bahsetmeyi unutan “hükümet programı” ilanını takiben, Halk Direniş Komiteleri (PRC) uğursuz bir uyarı deklare etti. 28 Temmuz’da yapılan basın toplantısında –El Fetih dahil birçok direniş örgütünden savaşçıların bulunduğu bir koalisyon olan ve İsrailli savaş suçlusu Gilad Shalit’in yakalanmasından sorumlu olan- grup adına konuşan sözcü, “Abbas, Feyyad ve hükümetin diğer üyelerinin bulunduğu “Ramallah hainleri”ne de aynen İsrail işgaline verildiği gibi gereken cevap verilecektir” dedi (“PRC: Feyyad ve Ramallah hainleri saldırı için hedefteler”- Haaretz, 28 temmuz 2007).
Aynı anda bir başka Hamas üyesi 22 yaşındaki Mou'aiad Bani Odeh, Abbas güçleri tarafından idare edilen El Cüneyt Cezaevi’nden bir İsrail hastanesine gönderilmesinin ardından hayatını kaybetti. Hamas, Bani Odeh’in, Batı Şeria’da Hamas üyeleri üzerinde baskı kampanyasını sürdüren Abbas’ın adamları tarafından yapılan işkence sonucu öldüğünü iddia etti (“Hamas üyesi Filistin yönetiminin idaresindeki cezaevinde gördüğü işkence sonucu öldü”- Ma’an News, 10 Ağustos 2007)
İşaretlere bakılırsa Abbas ve çevresi izlemekte oldukları rotayı tersine çevirerek Filistin halkına karşı savaşını sona erdirmezse şu anda galip durumda olanların dinginliği ve huzuru yakında gelecek olan bir başka fırtınayla darmadağın olacak.(AA/ST/EÜ)
* Ali Abunimah, The Electronic İntifada’nın kurucularından ve “One Country: A Bold Proposal to End the Israeli-Palestinian Impasse” kitabının yazarı
* Electronic Intifada’daki İngilizce orijinalinden Soner Torlak tarafından Türkçeleştirildi.