HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) 25 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumuyla ilgili bir mektup gönderdi.
Zana mektubunda “Referandum, halkların taleplerini, nasıl yaşamak istediklerini belirlemek için başvurdukları demokratik ve barışçıl bir araçtır. Bu demokratik talep, sadece Kürdistan halklarının iradesine, onayına bırakılmalı, haklı ve meşru bir adım olarak ele alınmalıdır” dedi.
Mektubunu “Hiçbir şey özgürlükten daha değerli olamaz” diyerek bitiren Leyla Zana’nın mektubunun ana hatları şöyle:
* Bugün Güney Kürdistan halkları, meşru haklarını talep etmek için referanduma gidiyor.
* Onurlu her toplum, her birey, köleliği reddederken komşu onayı beklemez. Güney Kürdistan halklarının özgürlük ve hak talepleri komşu devletlerin ve halklarının hak gaspı olarak görülemez, hiçbir ülkenin milli güvenlik sorunu olarak da görülemez. Komşular haddini aşmadan, sağduyuyla hareket etmeli, tehditlerden uzak durmalı ve sorumlu bir dil kullanarak Kürdistan halklarının demokratik kararına saygı duymalı.
* Kimse Kürtlerden en temel hak ve özgürlüklerini talep ettikleri için bedel ödemelerini beklememeli! Kimyasal silahlarla bombalanan, sistematik bir şekilde toplu katliamlara maruz kalan, köyleri, şehirleri yakılan, sürgünlere yollanan, dili, kültürü, kimliği yasaklanan, binlerce Kürt Ezidi kadını kaçırılarak köle pazarlarında satılan bir halk daha ne kadar bedel ödeyebilir?
* Dünya devletleri, Kürdistan halklarının meşru taleplerini demokratik ve barışçıl yöntemlerle arama iradesine engel değil, aksine var gücüyle destek olmalı.
* Halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkı vardır. Kürdistan halkları da bu haktan muaf değildir.
* Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Koalisyon güçleri ve bölge devletleri; Kürdistan halklarına, en çok da Kürt halkına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeli ve tarihsel borçlarına sahip çıkmalılar. Şimdi değilse ne zaman? (HK)