İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 33 aydır haber alınamıyor.
Aile ve avukatların yaptığı başvurulara olumlu yanıt verilmiyor.
Tecridin kaldırılması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talepleriyle başlatılan eylemler de devam ediyor.
Son olarak, 100’ü aşkın cezaevinde 27 Kasım’da dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven, açlık grevlerine ilişkin Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bir yazı kaleme aldı.
Gücünü halktan alanlar kazanacak
“21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde adalete, barışa, vicdana açız. ‘Eski dünya ölüyor ve yerine yenisi doğmakta zorlanıyor. Şimdi canavarların zamanı’ diyor Gramsci. Her doğum gibi yeni dünyanın doğuşu da zorlu ve sancılı oluyor.
Emperyal güçler, dikta rejimler ve faşizan tekçi anlayışlar, mevcut rejimlerin ve ulus devletlerin devamından yana.
Devrimci, demokrat, çağdaş ve evrensel değerleri savunan, halkların kendi kaderini tayin hakkının kutsallığına inanan ekolojist halklar, hareketler de değişimin öncülüğünü yapıyor. Kim kazanacak? Tabi ki gücünü halktan alan ve halkı esas alanlar kazanacak.
İsyan sesini duyuramayanların sesidir
Mevcut adil olmayan dünya düzenindeki en trajik konulardan biri de Kürt halkının içinde bulunduğu durumdur. Mezopotamya coğrafyasının en kadim halklarından olan, edebiyatın, sanatın, felsefenin, dinlerin, bilimin çıkış noktası, toplumsallaşmanın ana kaynağı, bilgelerin diyarı, ana tanrıça kültürünün hakim olduğu Kurdistan ülkesi, hegemon güçler tarafından yüzyıl önce dört parçaya bölünmüştür.
Bu Kürt halkının iradesi dışında gerçekleşen bölünme, yüzyıldır devam eden isyanların fitilini ateşlemiştir.
Hani bir söz vardır; ‘nerede varsa bir zulüm, çaresi isyan olmuştur. Çünkü isyan sesini duyuramayanların sesidir.’ Kendi ülkesinde çarmıha gerilen halkımızın acılarını kavramak ve içinde bulundukları gerçekliği anlamak için çağın ve bölgenin karmaşık, siyasi, krizli ortamını iyi analiz etmemiz gerekir.
Kürtler ağır bedeller karşısında çok şey öğrendi
Kürt halkı son yüzyılda ağır bedeller karşısında çok şey öğrendi. Egemenlerin, ülkesi, dili, dini ne olursa olsun onlara asla güvenilmeyeceğini öğrendi. Kürt’e en büyük zararı yine Kürt’ün verdiğini, ulusal birlik sağlanmadan bütün çözümlerin lokal kalacağını artık biliyoruz.
Çünkü son 50 yılda Kürt halkının her anlamda adeta ‘gen haritasını’ çıkaran, kişilik çözümlemesinden bölge analizine kadar doğru ve gerçekçi politikalar geliştiren Kürt Halk Önderliği Abdullah Öcalan var.
Bu nedenle de halkımız 4 Nisan’ı kendi doğum günleri olarak kutlar. Kendisi son 24 yıldır İmralı Adası’nda Kürt sorununun barışçıl ve kalıcı çözümü için çabalamaktadır. Bu samimi çözüm çabaları hala doğru bir muhatap bulamamıştır.
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
HDP Öcalan’a tecrit ve açlık grevlerini Meclis’e taşıdı
(EMK)