LGBT Onur Haftası kapsamında 27 Haziran Çarşamba günü "Kuirler ve Yeşiller, Birleşme Zamanı" başlıklı bir söyleşi gerçekleşti. Sosyal Politika Cinsel Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) ve Yeşiller Partisi işbirliği ile gerçekleştiren söyleşide Onur Fidangül konuştu. Avrupalı Genç Yeşiller Federasyonu'nun "yeşilleri kuirleştirme, kurirleri yeşilleştirme" sloganıyla yola çıkarak düzenlediği seminerlerden ilkine katıldığını söyleyen Fidangül, bu söyleşi için fikri de bu seminerden aldığını söyledi.
Söyleşinin ilk kısmında kuir ve ekolojik teorinin birbiriyle örtüştüğü noktalara değinildi. Bu teorik girişten sonra iki grubun Türkiye'de nasıl kendilerini gösterdiği ve olası bir işbirliğinin nasıl yaratılabileceği tartışıldı.
LGBT'lerin ve Yeşiller'in birbirine nasıl destek olduğuna medya yönünden de değinildi. Türkiye'deki LGBT örgütlerin en sık kullandığı haber sitesi Kaos GL'nin yaşam kategorisi içinde bir ekoloji başlığı bulunduğunu söyleyen Fidangül, nisan ayında bu kategoride sıfır, mayıs ayında dört, haziran ayında ise bir haber yayımlandığını söyledi. Yeşiller'in en sık kullandığı yayın organı Yeşil Gazete'de de bir LGBT kategorisi olduğunu, nisan ayında bu kategoride altı, mayıs ayında bir, haziran ayında ise iki haber yayımlandığını ekledi. Fidangül'e göre iki yayım organı için de bu rakamlar oldukça düşük.
Yeşiller Partisi üyeleri, Avrupa'daki Yeşiller Partisi için LGBT'lerin hep büyük bir öncelik olduğunu ancak Türkiye'de henüz böyle bir durum olmadığını, partinin LGBT'ler konusunda aktif bir politika üretemediğini söylediler.
Türkiye'de yaşanan bu kopukluğun sebepleri konuşuldu. Bazı katılımcılar Avrupa'daki hareketin çok daha muhalif bir çizgide olduğunu, ancak Türkiye'de Yeşiller Partisi'nden henüz muhalif bir hareket görülmediğini belirtti.
Bu noktada HES konusu örnek verildi ve Yeşiller Partisi'nin bu konuda sert bir tavrı olmaması, sokağa çıkmaması eleştiri gördü. Parti üyeleri ise EDP ile birleşmelerinin ardından önümüzdeki dönemlerde partinin olgunlaşacağını söylediler.
Fidangül, günümüz toplumundaki güç analizine değindi; özellikle erkek egemen toplum ve Türk egemenliğine karşı azınlıkların baskı altında olması konularında LGBT'lerin de, Yeşillerin de benzer yaklaşıma sahip olduğunun altını çizdi. İki hareketin de fikir olarak birleştiği ve destek verdiği ortak konular antimilitarizm, Kürt hareketi, insan hakları ve feminizm olarak belirlendi. Bu noktada "ortak düşman" kavramının geliştirilmesi ve iki grubun da ataerkil, kapitalist, heteronormatif sisteme beraber karşı çıkması gerektiği konuşuldu.
Yeşiller Partisi'nin temel ilkelerinden 4. ve 10. maddeler eleştiri gördü. LGBT'leri ilgilendirebilecek maddeler olarak tanımlanan bu maddeler zayıf ve geleneksel bulundu. Avrupa'daki Yeşiller Partisi'nde böyle bir dil bulunmadığının altı çizildi. Yeşiller ile LGBT'lerin beraber çalışıp ortak bir dil yaratması gerektiği söylendi.
Yeşiller Partisi'nin ABD'de uyguladığı LGBT kotası konusu da tartışıldı. Türkiye'deki Yeşiller Partisi'nin şu an yüzde 50 kadın kotası var. LGBT'ler için de yüzde 10'luk bir kota ayrılması söz konusu. Bu kotanın gerçekten işlevsel olup olmayacağı uzun bir süre tartışıldı. Kota dolduğunda bunun kanıtlanması gerektiğinden bu LGBT bireylerin deşifre edilmesini gerektirecek ya da parti üyeleri LGBT'lerle ilgili politikanın bu bireyler tarafından yapılması beklentisine sahip olabilecek. Bu sorunlar sebebiyle kota fikrine çok sıcak bakılmadı. (EK/EKN)