"Önceki yıl don olayıyla zora düşen üretici on bir aydır emeklerinin karşılığı olan parayı alamayarak ikinci defa zora düştü. Üçüncüsü on gün sonra başlayacak olan fındık toplama sezonu olabilir" diyen Giresun Ekspres Gazetesi'nden Saliha Yayla üreticinin fındığını toplayacak maddi durumu olmadığını söylüyor.
Fındık Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Kutsi Yaşar, mitingi "Sadece üretici yoktu.Toplumun tüm kesimlerinden insanlar dayanışma ruhu ile alanları doldurmuştu.Kaldı ki üzümcüsü de, kayısıcısı da, pamukçusu da toprağın çocuklarıdır.Toprağın çocukları siyasetin çocuklarından fındığı daha iyi tanır" diyerek değerlendirdi.
Aysu: Sadece fındık üreticileri değil tüm çiftçiler mağdur
Yaklaşık yüz bin kişinin katıldığı mitingin heyecanının hala devam ettiğini söyleyen Aysu bianet'in fındık üreticisini meydanlara indiren son süreçte hükümetin acil çözümünün ne olması gerektiğine ilişkin sorusunu "Hükümet fındık maliyetinin üstünde bir fiyat belirlemediği ve FİSKOBİRLİK'i devre dışı bırakmaktan vazgeçmediği sürece 'hükümet ve üretici arasında barış' düşünülmüyor" diyerek cevaplandırdı.
"Hükümetin politikasının ardında şirketlerin FİSKOBİRLİK'in fındık depolarına sahip olmayı isteyerek FİSKOBİRLİK'i dışarıda bırakmayı amaçlaması yatıyor. Çiftçiyse FİSKOBİRLİK'in devre dışı çıkarıldığında ne kadar zor durumda kalacağını biliyor."
"Hükümetin dışa bağımlı politikası değişmedikçe sorunlar çözülmez"
|
Aysu yaşanan krizin sadece fındık için söz konusu olmadığını şöyle aktarıyor:
"Tarım sektöründe fındık dışında üzüm için de aynı sorunlar yaşanıyor. Üzüm fiyatları hala açıklanmadı. Buğday üreticileri de ekim ayında tohum atmak için para bulamadığında ciddi sıkıntı yaşayacak. Benzer durum pancar üreticileri için de geçerli."
Fındıktan sonra üzüm mitingi
Hükümetin dışa bağımlı, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasını takip etmesinin tarımı tahrip ettiğini söyleyen Aysu, Üzüm Üreticileri Sendikası da bugüne kadar üzüm fiyatlarının açıklanmamış olmaması sebebiyle 15 Ağustos ta Manisa, Alaşehir'de bir miting düzenliyor. Çiftçi Karadeniz'den Ege'ye hareketlenecek" dedi.
Ordu'daki mitingin ardından eylemlerin yine Ziraat Odaları, Çiftçi Sendikaları, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), Esnaf, Sanatkar odaları ve Muhtarlar Derneğince sonraki aşamada da devam edeceğini söyleyen Aysu, üreticininse Ankara'ya gitmeye karalı olduğunu söyledi.
"Ama köylü Ankara'ya giderse, Kızılay a oturursa kalkmaz. Köylü ne işçiye ne memura benzer" dedi.
"Maliyet+yüzde 25 kâr+insanca yaşam payı"
Fındığın maliyet hesabının nasıl yapılması gerektiğine dair Aysu'nun önerdiği formül "Maliyet+yüzde 25 kâr+insanca yaşam payı"
Bu sene 640 bin ton fındık beklenildiği söyleyen Aysu, hükümeti uyarıyor: "Mal fazla, fiyatları düşürelim, derlerse üretici üçüncü bir felaket yaşar ve altından kalkamaz. Üretici altından kalkamazsa hükümet de kalkamaz. Faturasını öder."
"Bağımsız, demokratik, sosyal bir tarım politikası şart"
Aysu bu krizin hükümet politikasının genel bir yansıması olduğunu söyleyerek hükümetin Dünya Bankası, IMF bağımlı tarım politikası yerine Türkiye çıkarlarını koruyan, bağımsız, demokratik, sosyal bir tarım politikası oluşturmasını talep ediyor.
Yayla: Üretici hükümeti mitingle uyardı
Mitingi değerlendiren Yayla Ordu-Samsun otoyolunun yaklaşık elli bin kişi tarafından saatlerce kapatılmasının mitingin öne çıkan duruşlarından biri olduğunu ve gündeme oturarak amacına ulaştığını yorumunda bulundu.
"Çiftçinin yol kesmesinin ses getirmesi dışında haklarını almak için neler yapabileceğini de kamuoyunun tahmin etme şansı oldu. Fındık üreticisinin geçmişinde de hakları için geniş katılımlı, dirençli mücadele sürdürdüğünü biliyoruz. O yüzden bu miting üreticinin doğal tepkisini ortaya koyduğu büyük bir uyarıydı aslında."
Üreticilerin 11 aydır paralarını almak için her türlü yola başvurduklarını söyleyen Yayla mitingin bu yoların kapanmasıyla ortaya çıktığını söyleyerek üreticilerin "Hükümete on gün süre verdik. Gereken çözüm bulunmazsa Ankara'ya gitmeye kararlıyız" sözlerini aktarıyor.
Yayla yaklaşık 10 gün sonra fındık toplama sezonun başlayacağını hatırlatarak "Fındığın toplanma maliyeti çok yüksek. Üreticinin elinde parası yok. Don olayından sonra 11 aydır paralarını da alamamalarıyla üçüncü bir zorluk olarak fındığın toplanmaması ufukta görünüyor" dedi.
Fındığın maliyeti 3,75 YTL
Yayla fındığın toplanması için günde on kiloluk çuval dolduran bir işçiye 15 YTL yevmiye verildiğini, daha sonra bahçelerin temizlenmesi, fındıkların harmana serip kurulması için yine işçiye ihtiyaç olduğunu, gübre kullanımı için tekrar para harcanması gerektiğini, fındığın ayrımı için patoz makinelerinde saatinin 55 milyona ayıklandığını söylüyor.
"Resmi açıklamaya göre bir kilo fındığın maliyeti 3,75 YTL. Ama Başbakanın açıklamalarıyla 2 YTL'ye düştü. Fındık bu sene çok olduğu için 1 YTL'ye de düşebilir kaygısı var."
Başbakan Erdoğan'ın miting için "illegal bir çok örgütün katıldığı hükümeti karalamaya yönelik bir eylem" sözlerinin üreticiyi kızdırdığını söyleyen Yayla muhalefetin de köylünün cevabını Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) sandıkta vereceğini söylediğini belirtiyor.
Yayla Ordu ve Giresun'da "Karadenizlinin 'uyandığı', olumlu, umutlu bir hava var" diyerek ortamı yorumluyor.
"Türkiye dünya fındık pazarının yüzde 75 ini tutuyor. Fındık yıllık 2 milyar dolar girdi sağlıyor. Halk öfkeli. Hükümet sahip çıkmalı."
Yaşar: Terörize etmelerini affetmeyeceğiz
Fındık Sen Genel Başkanı Yaşar, mitinge dair mitingin illegal örgütlerce bağlantısı yorumuna tepkili. Yaşar, Yol kapatma üreticilerin kendiliğinden yaptığı haklı bir eylem. Çözüm aramaları gerekirken meydana gelen haklı tepkilerin terör örgütleriyle ilişkilendirmeleri en büyük ihanettir. Türkiye'nin dört bir yanından gelen tüm emekçi kesimi terörize etmelerini de affetmeyeceğiz" dedi.
Emniyet Müdürü merkeze alındı
Ordu'da önceki gün düzenlenen ve 80 bin kişinin katıldığı 'Fındık Mitingi' sonrası Ordu Emniyet Müdürü Rıdvan Güler merkeze alındı. Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingden sonra eylemciler saat 12.00'de Karadeniz Sahil Yolu'nu trafiğe kapattı. Saat 17.00 sularında Ordu Valisi Said Vakkas Gözlügöl, miting alanındaki Emniyet Müdürü Güler'i cep telefonuyla aradı. Gözgügöl'ün
Akşam gazetesinin haberine göre, "Mitingi bitir, kalabalığı dağıt" diye tahmin edilen direktiflerine Güler önce "Kalabalık çok fazla. Müdahale edersem arbede çıkar. Bunlar halk. Çok fazla kişi yaralanır" yanıtını verdi. Ordu İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Nevzat Yıldız ile birçok fındık üreticisi ve basın mensubunun şahit olduğu telefon konuşması, aniden hararetlendi.
Gözlügöl'ün ısrarı üzerine Güler, "Ben bu kadar kalabalığı kıramam. Gel o zaman kendin dağıt. Sabahtan beri neredesin?" diyerek telefonu kapattı. Gözlügöl'den birkaç dakika sonra Emniyet Müdürü'nü AKP Grup Başkan Vekili ve Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa aradı. Televizyon kameralarının kayıtta olduğu sırada gerçekleşen telefon görüşmesinde, yolun açılması yönünde talimat veren Fatsa'ya, Güler, "Nasıl açayım. Arbede çıkar, insanlar yaralanır. Gücümüz bu kalabalığa yetmez" yanıtını verdi. Fatsa'nın "Yol açılacak" ısrarı üzerine Güler, "Hani gelecektin, gelmedin. İnsanlarla bizi karşı karşıya getirdin" diyerek telefonu kapattı.
Emniyet Müdürü Güler, dün (Pazartesi) merkeze alındı. Güler'in "Olaylara zamanında müdahale etmeyerek halkı galeyana getirmek, bir kadının saçını yolmak, biber gazı kullanıp askeri etkilemek" gerekçe gösterildi.
Polisin gözaltına aldığı 38 kişi serbest
Mitingde çıkan olaylar nedeniyle 16'sı güvenlik görevlisi toplam 40 kişi yaralandı. 38 kişi de gözaltına alındı. Mitingden sonra eylemciler, yaklaşık 9 saat Ordu - Samsun karayolunu trafiğe kapatmışlar, güvenlik güçleri biber gazı ve tazyikli suyla eylemcilere müdahale etmişti. Gözaltına alınan ve emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen 38 kişi savcılıkça serbest bırakıldı. Olaylar sırasında 4 sivil aracın camı kırıldı, 1 polis panzeri ve 2 araç hasar gördü. (EZÖ/TK)